KONAK

Bölüm 4

Kapıdaki gördüğü aileye anlam veremedi Dicle. Kendine binbir soru sorusu. Aynı anda binbir sorusuna da binbir çeşit cevap verdi. Sonuçta evde ölüm döşeğinde biri vardı .Güle oynaya girecek değillerdi ya.

Eve sakin adımlarla ilerledi. Söyleyeceği her kelimeyi bir daha aklından geçirdi. İhanete uğramış bir insanın acısını uzun zamandır içinde taşıyordu. Diline aldığı kelimeler öylesine zehirliydi ki bir yılan gibi.

Konağın tam kapanmış kapısından attığı adımla yıllardır görmeği herkesi görmüştü. Fakat en çok şaşırdığı elbette sözde ölüm döşeğinde olan babasıydı. Şaşkınlığını gizleyemeyen ifadesi dudaklarından dökülmüştü.

"Baba?"

Cemal Bey en az kızı kadar şaşkındı. En son görüştükleri yıl ne zamandı? 2009 mu? Yılların birikmiş özlemiyle karışık kızına baktı.

"Kızım ? Senin... Ne işin var burda?"

Dicle küçümseyici bir edayla gözlerini Nesrin Hanım'a baktı. Bir oyun çevirdiği belliydi. Bu oyunda kendisini bir piyon kadar değersiz gördüğü ve büyük balıkların içine yem gibi harcayacaktı.

"Bilmem. Onu karına sorucaksın babacığım."

"Nesrin ?"

Fırat dışarıdaki bu peri kızını görmekten mutlu olsa da bu konudaki rahatsızlığını belirtme gereği hissetti. Aile içi böyle bir tartışmaya şahit olmak oldukça rahatsız ediciydi.

"Bölüyorum ama biz buraya aile içi bir tartışmayı dinlemeye gelmedik. İsterseniz gidelim."
" Söyle bakalım Nesrin Hanım .Gitsinler mi?"

Nesrin Hanım bunu bu kadar üst üste beklemiyordu. Ama o bunun da üstesinden gelebilirdi.

Eveeetttt. Bu konakta neler neler dönüyor. Biraz soru cevap yapalım mıı??

Fırat karakterini oldukça kendime benzetiyorum.Sizler neler düşünüyorsunuz???

Dicle ne oyunlar çevirecek?

Baş kötülerimiz neden ve nasıl bu hale geldi?

Sorularımıza cevaplar geldiyse haydi diğer bölümeeee