|0.3|

578 73 55
                                    


Kim Seungmin.

"Ben demiştim, sana o eve tek başına gitme demiştim."

Yola çıktıklarında başına gelenleri anlatmıştı ve Minho haklı olarak çok sinirlenmişti. Peşlerinde polis olma ihtimaline karşı saatlerce ara sokaklarda dolaşmış sonra da arabayı değiştirip normal ruhsatlı plakalı bir araçla eve dönmek için yola çıkmışlardı. Bu sırada artık rahat olduklarını düşünen Seungmin'in maskesini çıkartması ise Minho'yu delirten ikinci şey oldu. Çünkü olayları anlatırken kafasındaki yaradan bahsetmemişti.

"Olan oldu yeter artık." Araba durduğunda Seungmin sinirle inip eve yürüdü.

Minho ve Jisung da arabayı park edip eve giderken Minho hâlâ ağzının içinde Seungmin'e saydırıyordu. Muhtemelen birkaç gün daha 'ben demiştim' demeye devam edecekti.

Çocukların büyüdükleri yer şehrin ücra köşelerinden birinde olan küçük bir mahalleydi. Burda herkes herkesi tanır, bilirdi. Zaten çocukların hepsi de mahalle arkadaşıydı. Birlikte doğmuş, birlikte büyümüşlerdi. Onlar daha küçükken mahalle çok tekinsiz bir yer olmasına rağmen büyüdükçe bir araya gelen grupları birçok olayı engellemeye, en azından mahalleyi daha az tehlikeli hâle getirmeye çalışmışlardı. Bunun için hâlâ çaba harcıyorlardı. Evet, kendileri de hırsızdı ama sadece ihtiyacı olanı zenginden çalıp kendi fakir mahallelerine dağıtıyorlardı.

Malesef bu gecelik bu işleyiş biraz aksamış ve Seungmin'in delirmesine neden olmuştu. Birlikte kaldıkları evin kapısını var gücüyle tekmeledi. "Seo Changbin! Geberteceğim seni!" İçerden sesi ilk duyan Jeongin kapıya koşup açtı. Ne olduğunu sormaya fırsatı olmadan Seungmin uçarak salona geçmişti.

Seungmin salona girdiğinde hâlâ Changbin diye bağırıyordu. Çünkü ona göre bu akşam yakalanma nedeni Changbin'di. Önüne geçen Hyunjin'i kenara ittirerek koltukta oturan çifte ilerledi.

Felix sanki Seungmin'i hiç duymamış gibi sevgilisinin kucağında ona eyeliner çekmeye devam ediyordu. Seungmin sinirle Felix'i belinden kavrayıp Changbin'in kucağından kaldırdı ve Hyunjin'e doğru savurdu.

Changbin boş kalan kucağıyla gerçek hayata dönmüş gibi kafasını kaldırdı.  Bazen gerçekten Felix hariç hiçbir şeyi görmüyordu. Oturduğu yerden kalktı. "Naptığını sanıyorsun?" Sevgilisinin kendisinden uzaklaştırılması sinirlenmesine neden olmuştu fakat Seungmin daha sinirliydi. Changbin gözüne inen yumrukla bunu çok net anlamıştı. Anlık şaşkınlıkla sarsılır gibi oldu. Kaslı gövdesi tek yumrukla yıkılacak değildi. Seungmin ard arda vurmaya devam ediyordu.

Felix az önce kollarına atıldığı Hyunjin'den kaçıp Seungmin'in üzerine atladı. "Yah! Kim Seungmin!" Minik bedeni Seungmin'i durdurmaya yetmezdi, biliyordu ama sevgilisinin zarar görmesini izleyemezdi.

Sonunda koca karılar gibi Seungmin'in arkasından konuşup duran Minho solana girmeyi başardığında hızlıca Seungmin'i belinden tutup Changbin'in üzerinden aldı. Seungmin hâlâ havaya yumruklar savurmaya ve 'senin yüzünden' diye bağırmaya devam ediyordu. Minho onu sakinleştirmek için uzaklaştırırken Felix de koşarak tekrak sevgilisin kucağına oturdu. Yüzündeki kızarıklıkları tek tek öptü. "Çok acıyordu mu?"

Changbin istese Seungmin'e çok rahat karşılık verebilirdi ama dayak yedikten sonra Felix'ten ilgi almak hoşuna gidiyordu. "Acıyor.." dedi, yalandı. "..biraz daha öpersen geçermiş."

Fur | Stray Kids Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin