*6.Bölüm*

412 52 33
                                    

Oh The Larceny

Can't Stop Me Now

*

Kasım ayının sonlarına yaklaşırken havalar soğumuş, kar fırtınaları artmıştı. Birinci göreve çok az bir süre kalmıştı. Şampiyonlar bir ay gibi bir süredir çalışmaktan başka bir şey yapamıyorlardı. Üç gün sonra ise bu beklenen gün gelmiş olacaktı.

Quidditch sahası olarak bilinen yer görevliler tarafından hazırlanmıştı ve şu anlık herhangi bir öğrencinin oraya girmesi yasaktı.

"Ben demiştim quidditch oynatırlar diye," demişti Raven quidditch sahasının kapatıldığı ilk gün. "Şampiyonların yeteneklerine göre görevler. İlk şampiyon Harry ve ilk görev de bu, zaten Harry'nin başka yeteneği de yok."

"Çok kırıcı." dedi Harry, sahte bir ağlama koyvererek. Gerçekten ağladığı an ise Raven'ın ona kütüphanede zorla 'Riskli Quidditch Hamleleri' adlı kitabı okutması olmuştu. Genç kız bu fikrinden oldukça emindi ve peşini bırakmayı düşünmüyordu.

"Ben Zehir Bilim dersine gidiyorum."

"Ben de." Lou ve Raven, derse gitmek için kaleden ayrılıp aynı zamanda konakladıkları yelkenliye gittiklerinde Durmstrang ekibinden Büyük Salon'da yalnız Harry kalmıştı. Alek de Tılsım dersindeydi. Harry o sıralarda okuduğu kitabı ve asasını çıkardı. Gerekebilecek büyüleri ve asa hareketlerini çalıştı. Çantasından zorlandığı Simya ödevini çıkardı fakat her zamanki yapamadı.

Sıkıldığı zaman Karkaroff'un lafını düşündü. O, onun daha çok fiziksel çalışmasını isterken daha kitaplara dayalı çalıştığı için böyle anlarda pişman oluyordu. Ama Krum gibi fazla ağır vücut çalışmak pek Harry'nin yapacağı şey değildi.

"Birileri ders mi çalışıyor yoksa benim gözlerim mi bozuldu?" Arkasındaki avlu kapısından gelen ses ile Harry hızla oraya döndü. Gördüğü kişiyle neşe içinde yerinden kalktı. Uzun zamandır görmediği kıza sarıldı. "Violet? Burada ne işin var?"

Violet Black, Harry'nin vaftiz ablasıydı. Sirius Black ve Remus Lupin'in kızı, ünlü Puddlemere United quidditch takımının arayıcısı ve adını tarihe yazdıran şampiyon Cedric Diggory'nin biricik sevgilisi... Hogwarts'a adını altın harflerle yazdıran o kız. "Babam seçildiğin haberini bana yeni söyledi ve seni merak ettim, hemen geldim." Harry'nin yanaklarını kızarana kadar sıktı. Harry, Violet'i ne kadar çok sevmesine rağmen bu hareketinden nefret ettiği için geriledi.

Öğleden sonralarını Violet, Harry'i eski öğretmenleriyle tanıtarak geçirdi. Gezdikçe Harry, Hogwarts'a daha da alışıyordu, içi ısınıyordu. "Profesör Slughorn!" Zindanlardaki İksir sınıfına girdiklerinde bütün gün gezdikleri yerler arasından Harry'nin en az hoşuna giden sınıftı. Violet yaşlı bir öğretmene sarılıp geri ayrıldı. "Sizi hala burada görmek, ne mutlu."

"Ah, işte benim yıldızım gelmiş." Slughorn gülerek Violet'in sırtını patpatladı. Harry ile göz göze gelince elini uzatıp kendini tanıttı. "Horace Slughorn, Hogwarts İksir Profesörüyüm." Harry, yaşlı adamın elini sıktı. "Harry Potter."

"Evladım, şu anda senin adını bilmeyen var mıdır sence?" Kendi dediğine gülüp iki tabureyi gösterdi. "Buyrun, oturun. Söylesene Violet, hangi rüzgar attı seni buralara?"

"Kardeşimin yanında olmaya tabii ki de." Violet, kolunu uzattı ve Harry'e sarıldı. "Üç yıl aradan sonra Durmstrang'i desteklemek her ne kadar koysa da ben her zaman Harry'nin yanında olurum." Slughorn güldü. Harry gülümseyerek Violet'in sarılmasına karşılık verdi.

Celeste | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin