*15.Bölüm*

327 34 18
                                    

Halsey

Castle

*

"Üçüncü görevin yarın olduğuna inanamıyorum! Zaman çok çabuk geçti." dedi Lou hevesli bir ses tonuyla. "Burayı sevdim ama çok ciddiyim, eve gidip bir yatmam lazım. Gidince birkaç gün görüşmeyelim, özleşelim biraz."

"Beni de mi görmek istemiyorsun yani?" diye sordu Alek sevgilisine. Lou ona gözlerini hafif kısarak baktı. "Ne yapayım? Eve mi atayım seni?"

"Evet-"

"İğrençleşmeyin." dedi Raven. "Harry'nin aklını bulandırmamak için toplandık. İyice içine sıçmak için değil." Harry üçünün arasındaki curcunayı izlerken son derece keyifliydi. Yarın için oldukça çok çalışmıştı, kaygılarını sıfırlamıştı. Kazanmayı hak ettiğini biliyordu ve kazanacaktı da. Başka çıkış yolu yoktu.

Draco ile bazen bu konu hakkında çatışsalar da (ki Harry, Draco turnuvaya onun için katıldığından dolayı kendisini haklı görüyordu ama kavganın büyümemesi için susuyordu) bunun hakkında konuşmama kararı almışlardı, aralarına rekabetin girmesine izin vermemeye çalışıyorlardı. Tabii Draco'nun ortaya çıkan ani hırs patlamaları onlara hiç yardımcı olmuyordu...

"Çocuklar, çocuklar." dedi Harry ellerini hafif kaldırarak. "Ekstra bir çaba sarf etmenize gerek yok. Kendiniz gibi olun, ben gayet iyiyim." Dumbledore'un verdiği iksiri içmesinden sonra eskisi gibi hissetmeye başlamıştı. Hogwarts'a adım atmadan önceki hali gibi. Tek farkı şu an dünyalar güzeli bir sevgilisi olmasıydı. "Ateş Kadehi'ni okulumuza getireceğim, ne olursa olsun."

Saat geç olmaya başladığında odalarına ayrıldılar. Harry'nin aklında farklı bir fikir vardı. Bazı geceler Ginny ve Raven'ın gizli gizli buluştuklarını biliyordu. Raven hep fazla ses çıkartarak gemiden ayrılırdı ve bu onu tanıyan insanlar için yaptığını gizli olmaktan çıkarırdı. Astronomi Kulesi dedikleri Hogwarts'ın en uzun kulesinde Draco ile buluşmayı planlamıştı. Her şey bitmeden, eve dönmeden, okul bitmeden, turnuva bitmeden önce onu doya doya görmek için. Çünkü uzunca bir süre bunu ne zaman yapabileceğini bilmiyordu.

Okulda gezdikçe öğrendiği yollardan geçti. Kulenin kapısının da olduğu yedinci kata çıktı. Kestaneden ağır kapıyı açtı ve arkasından sessizce kapattı. Kulenin kendi içindeki merdivenleri de çıktıktan sonra inanılmaz bir manzara karşısındaydı. Tüm Hogwarts, Yasak Orman, Hogsmeade ve dahası ayakları altındaydı. Asasını kaldırdı, etrafı loş ışıkla aydınlattı. Eline bir çiçek efsunladı.

"Çok beklettim mi?" Draco'nun sesiyle yüzünü merdivenlere döndü. Gülümseyerek kafasını iki yana salladı. "Hayır, ben de henüz çıktım." Draco'nun favorisini, elindeki gülü ona uzattı. "Uzun bir süre böyle sana çiçek veremeyeceğim."

"Böyle söyleme. Okullarımız bitiyor, buluşabileceğiz." Draco'nun umutla söylediklerine daha çok gülümsedi. "Kafam estiğinde seni göremeyeceğim." Draco saçma bir şey duymuş gibi bir ses çıkarttı. "Dedi Bay Ben Turnuvaya Çalışacağım, ben asıl göremeyeceğim seni." Harry'nin yanına tırabzanların önüne geldi ve o da manzarayı izlemeye başladı. "Keşke en başında ikimizde Hogwarts'ta okusaydık. Turnuva falan olmasaydı ve düzgün hayatlar yaşasaydık. Nasıl olurdu sence?"

"Onu bilemem ama sen kesin Slytherin olurdun." dedi sırıtarak Harry. "Sinsi şey, hep beni sözlerinle kandırmanın bir yolunu bulacaksın değil mi?" Draco da sırıttı, Harry'e sırnaştı. "Bilmedim. Bulacak mıyım?" Harry kafasını salladı. Draco onu süzüp tekrar bakışlarını manzaraya çevirdi. "Sen de kesin Gryffindor olurdun, aptal cesaretli herif."

Celeste | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin