Taylor Swift
Enchanted
*
"Profesör." Harry, yanında yürüdüğü Karkaroff'a seslendi. Hogwarts'ı geziniyorlardı ve Harry, Krum'ın anlattıklarının hakkını yediğini kabullenmişti. Gerçekten de güzel bir okula benziyordu. Durmstrang'e göre daha sıcak olduğu kesindi ve bu sadece hava olarak değildi. "Turnuvaya on altı yaşındakilerin de katılması bir sorun teşkil edecek mi, efendim?"
"Sanmıyorum, Harry. Hatta bir tane seçilmesi işimize gelirdi. Havada, karada yenebileceğin birisi olurdu." Karkaroff güldü. "Umut edelim de öyle olsun, değil mi?"
Akşam kadehe adını atmak için Raven, Lou ve Alek ile beraber Büyük Salona'a gitti. Harry daha önce hiç bu kadar streslendiğini hatırlamıyordu. Adının yazılı olduğu kağıt elinde buruş buruş olmuştu ve eli bile terlediğinden ötürü nemlenmişti. Adlarını atmaları için yaş hattıyla engellenmiş altın kadehe doğru ilerledi. Onu görenler aralarında fısıldaşmaya ve yoldan çekilmeye başlamıştı.
Önce yaş hattını geçti sonra altın kadehin önünde durdu. Derin birkaç nefes aldıktan sonra elindeki kağıdı kadehin içine attı. Mavi alevler onun kadığını karşılarken yaş hattından geri çıktı. Raven ve Lou onu tebrik ederken gözleri açık mavi formalı çocuğa koymuştu. Draco gözlerini kırpmadan ona ve arkasındaki kadehe bakıyordu.
"Sen de büyüdün be, Harold. Büyüdün de turnuvalara katılır oldun." Lou arkadaşının yanaklarını sıkarak dalga geçtiği zaman Harry yüzünü buruşturdu. Zamanı mıydı yani şimdi? Hayatında gördüğü en güzel çocuk ona bakarken mi yani? Lou, Harry'nin sırtına atlamaya çalıştı.
Raven da saçlarını karıştırırken Lou'yu sırtından alarak onu kurtaran Alek'e teşekkür edercesine baktı. Alek ona önemi olmadığını belirtircesine bakarken Lou'yu da alıp yemek yemeleri için ayrılan masaya götürdü. Raven ve Harry biraz daha orada dikildiler. "Gerçekten adını attın ya, tam bir Karkaroff yalakasısın." Raven, Harry ile dalga geçmeye başladı.
"O, istedi diye katılmadığımı biliyorsun. Dedikoduları sadece bu susturucak. Benim ailem güçsüz değil ve bunu herkese göstereceğim." Harry kararlılıkla konuştu. "Teyzemi doğduğu şekil için suçlayamam biliyorum ama aile adımıza bir leke koyduğu kesin. Ben de o açığı kapatacağım işte, şıp diye."
"Peki sence turnuvaya dikkatini verebilecek misin?" Raven'ın sorusuyla ona garip garip baktı. "Bana güvenmiyor musun, Rav? Sence yapamayacak mıyım?" Raven kendisini yanlış anlayan Harry'e döndü. Kaşlarını çatarak kafasını iki yana salladı. "Hayır, hayır. Onu kastetmemiştim. Benim kastettiğim şey buydu." Kafasıyla dakikalar önce göz göze olduğu çocuğu gösterdi genç kız.
Draco bir masaya eğilmiş bir şeyler yazıyordu. Bu kısa sürdü. Raven onun ne yaptığını çoktan anlamıştı. Harry tüm hareketlerini dikkatle izliyordu platin saçlı çocuğun. Draco yanlarından geçti, doğruca yaş hattına ilerleyip geçti ve durup düşünmeden adının yazılı olduğu kağıdı kadehin içine attı. Geri döndüğünde ilk olarak Harry'e baktı, meydan okurcasına sırıttı.
-----
Ekim ayı, İngiltere'de soğuk geçerdi. İngiltere'de hava genel soğuktu ama bu İskandinav ülkelerinden gelen Durmstrangliler'i pek etkilemiyordu. Alışkın olduklarından da olabilirdi bu tabii ama üstlerindeki kalın kürkler onları çok iyi koruyordu.
Harry diğerlerinden uzakta, okulun avlusunda tek başına yürüyordu. Karkaroff daha seçilmemiş olmasına rağmen bazı ders saatlerinde ona egzersiz yapması için zaman tanımıştı. Tabii, onun egzersizden kastının boş boş yürümek olmadığını Harry de biliyordu ama içinden gelmiyordu bir şey yapmak.
![](https://img.wattpad.com/cover/244063034-288-k759166.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Celeste | Drarry
Fiksi PenggemarÜçbüyücü Turnuvası için üç okul Hogwarts'a gelmişti. Son senesinde olan Durmstrangli öğrenci Harry Potter, turnuvaya katılacak mıydı? Yoksa aklında başka şeyler mi vardı? Beauxbatons Draco x Durmstrang Harry Harry Potter, kurgusudur. Voldemortsuz, a...