10

9.8K 416 40
                                    

🦋

Denizin güçlü dalgalarında gözlerini gezdirdi. Etrafında görebildiği tek bir kara parçası yoktu. Denizin maviliği, gökyüzünün daha açık rengiyle birleşmiş, özel bir görüntü sunmuştu. Son günlerde işten kafasını kaldırıp nefes alabildiği tek vakitti bugün. İki haftadır neredeyse ne eve gidiyor ne de Alev'le buluşuyordu. Uzun zaman olmuş, özlemişti. Onunla uyuyabildiği birkaç saatin bedelini fitil fitil burnundan getirtmişti genç kadın. Öğrendiği birkaç parça bilgi canını sıkıyordu.

"Daha fazla kişi çağırmalıyız." dedi arkasından gelen ses. Yakın arkadaşlarından Fırat'tı konuşan. "Partiler üç beş kişiyle güzel olmaz."

"Kalabalığı sevmiyorum."

"Ama kalabalıktan ayrılmıyorsun." Adımları yavaşça Altan'ın yanını bulduğunda arkadaşı gibi denizi izledi. "Planlama işini bana bırak. Sen Duru'yla mı katılacaksın, yoksa diğeriyle mi?"

"Görüşmüyoruz." dedi Altan buz gibi bir sesle. Fırat duyduğu şeye şaşırmadı çünkü arkadaşındaki değişikliği fark ediyordu. Şüphesi de kızı tanıdıktan sonra vazgeçmiş olabileceğine dairdi. Bu zamana kadar uzaktan gördüğü bir kadını sevmişti Altan ama gerçek farklı olabilirdi. Ambalajı güzel ama içi boş bir kutudan farksız olma ihtimali vardı. Kadının karakterini gördükçe hoşlanmayabilirdi ki bu çok iyi olurdu.

"Sebep? Sen mi istemiyorsun yoksa kadın mı vazgeçti?"

Altan olduğu yerde geri dönüp şık masanın ortasındaki bardağını kavradı. 

"Hakkında araştırma yapmadığımı biliyorsun."

"Bu en büyük hatan!"

"Değil... Sadece geçen gün bir şey öğrendim. Canımın daha önce hiçbir zaman o kadar yandığını hatırlamıyorum."

"Ne öğrendin ki?" 

Altan bardağındaki sarı sıvıyı tek dikişte bitirirken içtiği içki boğazını yakıp geçti. Bardağı geri masaya sertçe bırakıp burnunu çekti. 

"Evliymiş biliyor musun?" Güldü ama bu komik ve zevkli bir gülme değildi. Acı doluydu. "Evlenmiş biriyle."

"Ne yani kocası mı çalıştırıyor-"

"Hayır." Kollarını açıp oturdu masanın etrafındaki rahat sandalyeye. "Boşanmış ama bir zamanlar bir adamı sevmiş, aşık olmuş ve onunla evlenmiş! İnanabiliyor musun? Bir adamı sevmiş! Onun kalbini kazanabilen bir adam olmuş!"

Fırat ne tepki vereceğini bilemedi. Karşısındaki adam acayip kıskançtı ve şu an kafasında o adamla kendini kıyaslayıp durduğunu biliyordu. Gözlerindeki karanlıktan bile belliydi. Haline üzülmeden edemedi. Yanlış bir kadını sevmenin bedelini ağır ödüyordu arkadaşı. 

Pavyon köşelerindeki bir kadın, Altan'ın kalemi olmadığı gibi ailesine kesinlikle yakışmazdı.

"Ne önemi var? Şu an kendine bağlamadın mı?"

"Parayla..." Güçlü bir kahkaha attı. "Ama her ne oluyorsa ona verdiğim paralar bile benim istediğim anda bana gelmesine yetmiyor. Yanlış yapıyorum farkındayım ama..."

"Yanlış yapıyorsun elbette!" Fırat da Altan'ın yanına gidip oturdu. Denizden gelen uğultulu ses aralarından geçerken "Duru'yu unutuyorsun. Onu aldatıyorsun." dedi kızgınlıkla. "Duru hepimizin arkadaşıydı Altan! Onu üzüyor olman affedilir gibi değil."

"Onunla evlenmek istemedim Fırat. Başkasına aşık olduğumu defalarca kez söyledim. Benim onunla sahte evlilik yapmaktan başka çarem yoktu ama onun seçenekleri vardı! Beni istememe hakkına sahipti. Ona hiçbir söz vermedim. Şimdi boşanacağım dese hemen onaylarım. Duru'yu arkadaşım olarak seviyorum ama asla benim karım olmayacak biri."

BAĞIMLI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin