16

8.5K 451 88
                                    

Bol oy ve satır içi yorum bekliyorummmm 💖

🥂

"Yürü şimdi önümden." Altan beni ittirerek yürürken duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum. Doğru mu diyordu? Burayı satın mı almıştı? Umarım şaka yapıyordu. Yoksa gerçekten bu sefer boku yemiştim. Neye bulaştığımı daha yeni yeni anlıyordum. Bu adamın teklifini en başından kabul etmemem gerekiyordu. Saplantılı davranışları vardı ve korkmaya başlamıştım. Tüm yollarımı kapatıyordu ve ben ortada kalırsam ne yapacağımı bilmiyordum.

İhtiyacım vardı. Bu işe deli gibi ihtiyacım vardı. Farkında mıydı bilmiyordum ama muhtaçtım.

"Ablanın çantası." Bir adam siyah kol çantaMı onca karışıklığın arasından bize uzattığında Altan sökercesine aldı. Ardından normal girişten değil, yan tarafta kalan çıkışa yürüdü. İnsanlara ters yürüyorduk ve birazdan buraya polislerin gelmesi kaçınılmaz olacaktı çünkü büyük bir gürültü vardı. 

Soğuk havaya çıktığımızda istemsizce kabana sarıldığımı fark edince kendime engel oldum. Altan'ın önünden çekilip karşısına dikildim. 

"Çantamı ver."

Dik dik suratımı izledi.

"Çantamı ver."

"Seni kovduğumu söyledim. Tek diyeceğin bu mu?"

"Ne diyeyim ki? Satın aldıysan tepe tepe kullan." Umursamazca omuzlarımı silktim ama bu tepkiye bürünmek için bin bir rol sarf ediyordum. "Başka yerde çalışırım."

"Nasıl bir yer?" Kaşlarını çattı.

"Gazino falan... Bakarım bir şeyler."

"Orayı da satın alırım." Çileden çıkmıştı ama ellerini yumruk yapıp açarak kendine engel olmaya çalışıyordu. Neydi bu çabanın sebebi? 

"Pezevengim mi olmak istiyorsun? Doğruyu söyle." dedim sırıtarak ama o sırıtmadı. Hızlıca kolumu tutup kendine doğru yaklaştırdı. Polis sirenlerinin sesleri yakından gelmeye başlamıştı. 

"Oynuyorsun." dedi fısıltıyla. "Oynuyorsun sen... Gerçeğin bu değil."

"Kendini kandırmaya devam et lütfen. Çantamı alabilir miyim?"

"Hayır."

"Sebep?"

"Benimle gel bu gece." Büyük bir kahkaha dudaklarımdan fırladığında gözlerinin parladığına şahit oldum. Gerçekten etkileniyordu. 

"Her dediğimi yapacak enayilere benziyorsun. Standartlarım olmasaydı seninle harika vakit geçirebilirdik."

"Standartların neler?" 

"Sende olmayan şeyler." Gözlerimi devirip "Çantamı ver. Daha iş başvurusu yapmaya gideceğim. Malum... Cv falan hazırlamam gerek." dedim.

Cıkladı ve bir anda duraksayıp etrafta gözlerini gezdirdi. Aniden beni kendine çekmesiyle "Gidiyoruz." diye söylendi. 

"Altan yeter!"

"Gazeteciler burada." dedi ve yüzümü göğsüne gizleyerek yürümeye başladı. Etrafı göremediğimden ona uymaya çalıştım. Polis sirenleri artık durmuştu. Mekanın içine giriş yapıyor olmalıydılar. İki üç dakikalık yürüyüşün sonunda durdu ve arabasının kapısını açtığını duydum. "Hızlıca gir."

Hafifçe geri çıktım. Altan önüme büyük bir paravan olmuştu. Aniden beni içeri sokup kapıyı kapattı. Sonrasında içeri gelmesini bekledim ama o kapıları kilitleyerek soldaki ağaçların olduğu yere yürümeye başladı. Kalın gövdeli bir ağacın arkasından çıkan adamla gözlerim büyürken sıska adam koşmaya çalıştı ama Altan onu beş adımda yakalayıp tuttuğu gibi yere fırlattı. Adamcağızın elindeki kamera yeri boylarken Altan bir şeyler söyledi ama bana uzakta kalıyorlardı. Ayağıyla kamerayı ezerken şoka uğramış gibiydim.

Nereye düşmüştüm ben Allah'ım? Bu Altan neyin nesiydi ve bu kadar sorunlu bir adamla ne yapacaktım? Kesinlikle duygu falan beslemiyordum. Erkeklerden nasibini almış biri olarak tek amacım kurtulmaktı. Ayrıca herif evliydi! Neyse ki içimde var olan küçük kızın hala onuru ve gururu vardı da kalbini böyle aptalca bir ilişkiye kaptırmazdı. Ama Alev böyle bir adamın parasını almak için her şeyi yapacak, gözü kara bir anneydi.

Altan kanlı elini üstüne silerek arabaya yaklaştı ve kapıyı kopartacakmış gibi açıp şoför koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırdığında sesimi çıkarmadım bir süre. Başlardaki hızlı sürüşü yavaşladığında terden ıslanmış saçlarını geriye doğru ittirdi. 

"Bana bu gece o adamı öldürtecektin!" dedi ve direksiyona bir yumruk geçirdi. "Neden böylesin sen? Neden bu işi yapıyorsun? Neden amına koyayım? Neden lan? Oğlun var senin! Yalnız olsan anlardım ama insan bir oğlu varken neden bunu yapar? Geceleri yalnız bırakmak hiç mi zoruna gitmiyor senin? Hiç mi aklına gelmiyor? Biliyor mu o işi yaptığını?"

"Durdur arabayı." dedim sakince. Ağzında altın kaşıkla doğmuş insanlar beni anlamazdı. Anlatmaya da niyetim yoktu. Dert ortağı aramıyordum. "İnmek istiyorum lütfen."

"Tokat atman gerekiyordu." dedi ve arabayı yol kenarında durdurdu. Bana doğru döndü. "İstersen sana yardımcı olurum. Şirketimde iş ayarlarım. Elim kolum uzundur. Başka şirketlerde de ayarlayabilirim."

"Maaşı kaç?" dediğimde ciddi miyim diye suratıma baktı ve ciddi olduğumu düşünmüş olmalı ki bir an umutlanır gibi oldu.

"Asgari ücretin üç katı! Zamanla daha çok kazanırsın."

"Günlük ücretim o kadar benim... Maalesef!"

Sabır dilercesine tavana baktığında dişlerimi göstererek sırıttım. "Ya sen ne sanıyorsun Altan? Yanlışlıkla kötü yola düştüğümü falan mı? Bile isteye yapıyorum ben bu mesleği! Sence zorlanır gibi bir halim mi var?"

"Oğlunu hak etmiyorsun!" dediğinde kalbime bir bıçak saplandığını hissettim. Uzun zaman sonra gerçekten canım acımaya başlamıştı. Bu gerçeğin yüzüme çarpışı öyle kuvvetliydi ki oturup ağlama isteğimi bastıramayacağım diye deli gibi korktum. "Ama izin vermeyeceğim! O işi tekrar yapamayacaksın!"

"Ben de özel çalışırım!"

"O adamları öldürürüm!"

"Siktir git ya! Ne bu afralar tafralar! Sen kendini onlardan farklı mı sanıyorsun?" Kapıyı açtım ve inmek için yeltendim ama üstümden uzanıp kapattı tekrar. Arabayı kilitleyip derin derin soluklar almaya başladı. 

"Sakinim... Sakinim... Bir iki üç..." İçinden saymaya başladı.

"Evli olduğunu da hatırla. Karın var hani..."

"Sus artık! Sus! İyi davrandıkça insanı çileden çıkartıyorsun! Ne yaptığını bilmeyen zavallı kadının tekisin! Ama ben ne yapacağımı iyi biliyorum! Seni öyle bir hale getireceğim ki aklından bir daha hiçbir adam geçmeyecek! Kadına bak ya! Bir de karşıma geçmiş benimle oyun oynuyor! Sözleşme devam ediyor Alev! Duydun mu beni? Sana karşı öyle bir tazminat davası açarım ki ömür boyu ödemek için uğraşırsın! İyi niyetimi daha fazla suistimal etmeye kalkma! Tüm yollarını kapatırım, bana gelmekten başka çaren kalmaz."

Tüm öfkesini haykırırcasına kustu. Kıpkırmızı olmuş, morarmaya başlamıştı yavaştan. 

"Ha şöyle! Gerçek yüzünü göster işte. O ilgili tavırlar hiç yakışmıyordu."

"Ne?"

Bir anda ruh halimi değiştirip sevimli sevimli baktım yüzüne. "Seni öyle bir dolandıracağım ki... Ağzın açık kalacak Altan... Hala istiyorsan götür beni evine. Ama bil ki asla o aklında kurduğun hayallerde olmayacağım."

🥂

Altanı şaplaklamak isteyenler

Alev'i şaplaklamak isteyenler ljcvlkxv

BAĞIMLI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin