Arı Sütü

37 4 0
                                    

Bu, içsel bir savaş. Kendi kendimizi kandırıp durmamızın, egomuzun okşamalarına bağışıksız olmamızın ve somunuzun yeteneksiz, beceriksiz, başarısız gibi sıfatlarla kapanmasını yapacağım, psikolojik bir savaş.

"Sen iste, yaparsın!"
Gibi söylemler sadece anlık tatmin ve dopamin sonra instagram paylaşımlarıma günü geçirdiğimiz, sadece istemekten öteye gidemeyip de bir bok olmayışının serzenişidir. Ne acı ki, bunun bile farkına varmadan yıllarımızı çürütüp kendimizi de değersizleştiriyoruz.

"Sen özelsin"
Sıfatlarıyla tatmin olacak kadar düşmüş bir yokluktayız. Öyle ki, önümüze gelen her iyilik yapana köle olacak zihniyetle ki bu iyilikler sadece lafta kalmaktan öteye geçememekle birlikte reklam olarak kullanılıp ruhumuzu sömürmekte.

"Zeki ama çalışmıyor"
Ve yine her kişiye takılan bir başka sıfat..sıfatlar..

Daha ne kadar kendimizi kandırıp durabiliriz?

Siz hiç arı sütünü duydunuz mu ?

Burada aklıma gelen şey şu oldu. Kraliçe arı işçi arıyı doğurur. İşçi arıların tamamı kızdır. Doğan arı  beslenme şekline göre kaderi belirlenir. Arı sütüyle beslenen kız arı, geleceğin kraliçesi olacak, polenle beslenen de her arıysa, işçi bir arı olarak yoluna devam edecektir.

Çok benziyor.

Bu, bize çok fazla benziyor hem de.

İmkanlar.

Hepimiz insanız, hepimiz dehayız, zeki ama çalışmıyoruz, hepimizde o potansiyel var Ama tembeliz. İşte genlerimizle hepimiz insanız. Bir çalışsak başarırız, bir istesek yaparız!
(!)

İşte öyle değil yani.

Bu öylesine iyi bir illüzyon ki!

Arı sütünün onların genini harekete geçiren anahtar kelime olduğuna şüphe yok. Bizde de geni harekete geçiren çevre, bizim insanı yetenek sınırlarımızı belirliyor işte. Bir bakıma bizim arı sütümüz, para değil midir ? Daha doğrusu paranın getirdiği o sosyal çevre ve gücü? Daha da açık olmak gerekirse o "imkanlar"?

Türkiyenin en elit kesimi şuan nerede? Normal bir halk kesimi gibi masalarda dirsek çürüttüler mi?

Ya da daha detaylı olalım.

Benim imkanım mevcut. Tüm ders çalışma kitaplarım tamam, eksiksiz. Dershaneye başlayıp bu imkan denilen, kalitesiz de olsa bir arı sütüne de tabiyim. Peki eksik kitapları olup da olacak parası olmayan, birkaç kitabı olanlar ? Hiç benimle aynı seviyede olabilirler mi? Bu aşağılama değil.

Ya da ben, doğuştan zengin olan, o bilmemne kolejlerinin ilk üçüyle bir olabilir miyim ?

Hayır, asla.

Ama aslında biraz çalışsam yapacak çocuğum ha! Zekiyim ama çalışmıyorum yani. Aynı o dahiler gibi asosyalim. İçe kapanık bir yapım var. Dahiler de zamanında aptal görünmüştü...
(!)

Palavra palavra palavra...

*****

Burada demek istediğim özetle, yanlış anlaşılmadan kısa keserek açıklayayım: Tembelliğine bahane bulma. O sıfatlarla anlık tatmin olma. Öğrenme denilen serüven, bilmediğini kabul etmekle, bilinmezliği merak etmekle başlar.

Sıfatlarından arın ve gözünü bir bak. Gerçek acı ama çölde vaha görüp bir illüzyon içinde kalmak kadar değil. Eğer vaha olduğunu kabullenebilirsek, asıl su kaynağını aramaya başlar ve ölümden kurtuluruz.


SINAV Günlüğü #2023YKSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin