▪︎§abır▪︎

11 2 0
                                    

Bu bolumu özel olarak yazmak istedim. Kısacık bir bölüm. Önceki bölümde sözünü ettiğim 12. Sınıfa yad edilen bölüm bir sonrakine kaldı artık. Bu gerçekten özel bir bölüm.

Bilirsiniz islam dininde Allah'ın en büyük tavsiyesi olarak geçer "sabır".

Aslında toplumsal bakış acısında olan anlamıyla değil. Sabır sana yapılan zulme karşılık hareketsiz kalıp susmak değildir. Bu yaygın inanışın aksine yine bu dinsel bakış açısını dine yakın bir bakış acısıyla çürütelim.

 "Haksızlık karşısında eğilme. Eğilirsen hem hakkını hem şerefini kaybedersin." demiş Hz. Ali.

Kısaca toplumsal bakış acısında neden olan bu yanlışı da düzeltelim. Öyleyse ne demektir sabır?

"olacak ya da gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme"

"öfke doğuracak bir şey karşısında bile öfkelenmeme durumu"

Kısaca benim tercüme etmem gerekirse. "Duyguların kontrol edilemeyecek boyuta ulaştığında, daralıp bunaldığında ve pes edecek raddede hissettiğinde patlama. Pes etme. Sinirlenme. Bir duraksa, bekle ve soğukkanlılıkla mantığını yeniden kazana kadar sabret. İşte o anda, azimle durmadan ilerle."

"Sabret"

"Mantığını yitirme"

"Duyguların mantığına galip gelmesin"

Anlamlarını taşır benim lügatta. Daha önceden bana itici gelen bu kelime ancak bu kadar konum değiştirebilir ki şu aralar favorim oldu artık.

"Sözlükte “engellemek, hapsetmek; güçlü ve dirençli olmak” anlamlarındaki sabr kelimesinin ahlâk terimi olarak “üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belâlar karşısında direnç gösterme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanet” gibi mânalara geldiği, karşıtının ceza' (telâş, kaygı, yakınma) olduğu belirtilmektedir."

SINAV Günlüğü #2023YKSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin