Dün olanların mutluluğuyla ayaklanmıştım. Chat ile öpüştükten sonra hayata olan sevgimin yeniden ayaklandığını hissedebiliyordum. Adrien'ın tarih oluşuna ve Chat'in benim oluşuna kesinlikle içmeliydim.
Ben içmiyordum ki!
Mutluluk gözlerimi kör etmişti resmen. Öyle bir yaşama sevinci vardı ki içimde, sanki onca sorun sıkıntıdan sonra yeniden doğmuş gibiydim. Chat'in bana hissettirdiği şeyleri Adrien'a bile hissettiğini düşünmüyordum. Çünkü ona aşık olmak beni daha güzel biri yapmıştı, fiziksel olarak da duygusal olarak da geçerliydi.
Bugün okul vardı ve ben yine hazırlık aşamasındaydım. Saçlarımı saldım yine, hafif bir göz makyajı yaptıktan sonra uzun kollu, omzu açık, siyah kazağımı giydim. Altıma da açık mavi bir kot pantolon giydikten sonra, hazırdım. Mutluluğumu kelimelerle anlatamıyordum gerçekten.
Moda insanın ufkunu açıyordu ve kendisini etkileyen şeyleri göstermenin bir yoluydu. Chat beni öyle bir etkilemişti ki, şu anki güzelliğimi ona borçluydum.
Okula doğru hızlıca ilerledim, gecikmek falan hiç istemiyordum. Acele işe şeytan karışır derler, doğruydu. Ne zaman bir şeyleri heyecanlı ve aceleyle yapsam işe sakarlığım giriyordu. Daha fazla ortalığı yakıp yıkan, saf ve herkesin kolayca faydalandığı o eski Marinette olmak istemiyordum.
Evet, eskisinden daha güçlüydüm. Bunu da asla değiştirmelerine izin vermeyecektim. Kendi kişiliğime kendim bir şeyler katıyordum.
Artık daha fazla kimsenin peşinden koşturup, ne olacak diye tahmin etmek yoktu. Daha fazla sorgulamak da yoktu.
Başkalarının beni tanımlamasına izin veremezdim, beni sadece ben tanımlayabilirdim.Daha fazla hislerimi gizlemeyecektim. Ya da mevsimsel bir şekilde modum değişmeyecekti. Adrien'ın beni sevmesini istediğim gibi kendimi sevmiştim ve sonucu Chat'i kendime aşık etmekti.
Kendine önem verince değer görüyordum, aldığım en önemli ders buydu.
Adrien beni sevmeyecek korkusuyla çok fazla kendimi kaybettim. Keşke yapmasaydım ama bunu yapmıştım. Kimliğimi kaybetmiştim. Fakat şu an, güvensizliklerimle tartışmayacaktım.
Bazen kendi tenimin de aynı Ladybug gibi bir kostüm olmasını isterdim. Bu şekilde fermuarını açıp soyunabilirdim ve kaçabilirdim tüm bu baskıdan. Ama kim olduğum, kim olmam gerektiğiydi.
Aşık olduğun kişinin de kim olduğuydu benim için.Chat benim için mükemmeldi ve o beni ben olduğum için seçmişti.
Düşüncelerime dalmışken Alya beni kendime getirmişti. Sınıfın kapısının önünde duruyordu ve bana çok gergin bakıyordu.
"Kızım bu Lila'ya katlanamıyorum. Ne kadar sinir bozucu biri." dediğinde gözlerimi devirdim. Sinir bozucu, yalancı, kurnaz ve tam bir pislikti.
"Ne yaptı yine?"
"Yine Adrien'a yürüdü, yalandan hikayeler anlatarak etkilemeye falan çalıştı. Dün Jagged Stone konserinden VIP bilet alıp,"Meet & Greet" almaya hak kazanarak tanıştığını anlatarak ilgi çekmeye çalışıyordu." dediğinde gözlerimi devirmiştim. Jagged Stone
"Meet & Greet" için ayrı bir düzenleme falan yapmazdı ki! Yapsa ben bilirdim!"Zavallı şey, hayatı o kadar boş ki macera olsun diye hayal dünyasından bir şeyleri getirip anlatarak insanları etkilemeye çalışıyor. Ne denilebilir ki!" dediğimde Alya kafasını olumlu yönde sallayarak beni onayladı.
"Evet, bize bulaşmasa umrumda olmazdı ama... Özellikle de seni çok kıskanıyor." dediğinde yüzüme sert bir ifade takındım. Adrien umrumda bile değildi. Alıp başına çalabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Biri (Marichat)
FanfictionHer şey Marinette ve Chat Noir'in bir akuma vakası yüzünden öpüşmesiyle çok daha aksiyonlu bir hale gelir. Peki onlar, bu durumu biraz fazla duygusallaştırırsa ne olur? [FANFIC] [Devam ediyor]