Marinette'in Ağzından;
Dün olanlardan sonra aklıma bir sürü şey takılmıştı. Biz Chat ile öpüşecek miydik? Alya aramasaydı orada neler olacaktı? Başıma gelenleri bu kadar kafasına takmasının sebebi neydi? Neden Luka'ya karşı garip bir kıskançlığı vardı?
Sorularımın hepsi Chat'e sormadığım takdirde cevapsız kalmaya mahkumdu. Fakat onun bu konular hakkında vereceği cevaba hazır hissetmiyordum. Konserimin iyi geçmesine sevinecek halim bile yoktu. Her, yerim acıdan ölüyordu. Fakat bunu poker suratımla kapatmam lazımdı.
Saçlarımı saldım ve simsiyah boğazlı kazağımla siyah bir tayt-pantolon giydim. Boynumdaki çizikleri ailem görürse gerçekten çok endişelenirlerdi. Ben onlara bunu belli etmemek için elimden geleni yapacaktım. Hele işler onlar için çok güzel giderken, olmazdı. Eyeliner ve kırmızı ruj ile ben hazırdım.
Siyah benim tarzım değildi, fakat böyle şeyleri kapatmak için güzel bir renkti. Ayrıca bana yakışıyordu.
Evden çaktırmadan çıkmaya çalışıyordum ki babam beni gördü.
"Marinette?" dediğinde lanet ettim ve sonra arkamı dönerken yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. Babam ise bana meraklı bir şekilde bakıyordu.
"Bana öpücük vermeden nereye gidiyorsun?" dedi babam. Tekrar gülüp babama doğru gittim. Onun yanağından öpüp sarıldım. Babam da bana sımsıkı sarıldı.
"Kusura bakma baba, erkenden gideyim ki geç kalmayayım." dediğimde babam beni onaylar gibi baktı.
"Hava siyah giyinmek için biraz sıcak değil mi?" dediğinde başımı olumsuz yönde salladım. Babama olanları söyleyemezdim.
"Aslına bakarsan bence gayet iyi oldu, baba. Bence yakıştı." dediğimde babam beni başıyla onayladı.
"Haklısın kızım, çok güzel olmuşsun gerçekten." dediğinde ona içtenlikle gülümsedim ve el salladım. Okula yetişmem gerekiyordu.
Dışarı yol aldım ve o an düşünceler bedenimi ele geçirdi. Dün Chat Noir beni öpecekti. Resmen beni öpecekti. Ya da belki ben yanlış anlamıştım. Sonuçta niye beni öpsün ki? Ben sıradan bir kızdım sadece. Ama dün bana değer verdiğini hissetmiştim. Gerçekten bütün kalbimle bunu hissetmiştim.
Dünkü konserde benim her şeye olan bakış açım değişmişti. Artık daha olgundum. Luka ile şarkı yazıp gösteriler yapma işine çok daha olumlu bakıyordum. Evet, moda tasarımcılığı benim en büyük hayalimdi. Fakat şarkı söylemek de benim en büyük aşklarımdan biri oluvermişti. Luka'dan önce müziği ve şarkı söylemeyi severdim. Şimdi ise aşıktım tamamiyle.
Okula geldiğimde sınıfa girdim. Alya ve diğer kızlar hemen başıma üşüştüler. Ben ise gülümseyerek karşılık verdim.
"Kızım, dün harikaydın!" dedi Alya ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Bu kadar destekçi bir arkadaşa sahip olmak çok onur vericiydi.
"Evet Marinette, daha çok şarkı söyle." dedi Mylen. Ona da gülümsedim.
"Ayrıca şarkının sözleri çok anlamlıydı, duygulandım resmen. Çok romantikti, keşke Adrien bunun kendisine yazıldığını bilse." dedi Rose ve heyecanlı heyecanlı bakmaya devam etti.
"Bilmese daha iyi, kız unutmaya başladı." dedi Juleka ve bir kez daha haklı bir noktaya değindi. Başımı olumlu yönde salladım.
"Bence Adrien zaten senin standartlarına uygun bir insan da değildi. Alırsın Luka'yı oldu bitti işte." dedi Alex. O an hepimiz gülmeye başladık. Arkadaşlarım cidden komik insanlar olabiliyorlardı. Keşke Luka'ya o gözle bakabilseydim diye düşündüm bir anda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Biri (Marichat)
FanfictionHer şey Marinette ve Chat Noir'in bir akuma vakası yüzünden öpüşmesiyle çok daha aksiyonlu bir hale gelir. Peki onlar, bu durumu biraz fazla duygusallaştırırsa ne olur? [FANFIC] [Devam ediyor]