Konsere saatler vardı. Sınıftakilerin bazıları beni prova yaparken dinlemek için beni bekliyor olmalıydılar. Okulun konferans salonunda çalışmak için müdürden izin almıştım. Bu sayede içim rahatlamıştı. Luka her ne kadar benim hazır olduğumu düşünse de, benim kendimi tatmin etmem için kesinlikle bu çalışmayı yapmam gerekiyordu.
Gözümde sarı camlı bir gözlük, üstümde ise siyah ve üstünde beyaz renkle “Women Are More Than Muses” yazan bir t-shirt giydim. Altımda ise açık mavi bol bir pantolon vardı. Bir moda tasarımcısı olarak sanırım tarzımın değişmesi yakış alıyordu.
İçeri girdiğimde resmen -Chloe de dahil- bütün sınıfın provamı izlemek için geldiğini fark ettim. Adrien da oradaydı. Kalbim çok hızlı çarpıyordu ve ne yapacağımı bilemez duruma gelmiştim. Hayır, hayır ben sahneden korkmuyordum. Artık aklımı başıma toplayıp öz güvenimi geri kazanmanın vakti gelmişti.
Her gün Paris'i Chat ile kurtarıyorduk ve böyle bir şeyin beni yerin dibine sokmasına izin veremezdim. Yüzümdeki gülümsemeyle onlara doğru ilerledim. Chloe dışındaki ayağa kalkıp beni alkışlamaya başlayınca onlara ne kadar minnettar olduğumu anladım. Adrien da bana gülümsüyordu.
"Hey, bakın bugünü sallayacak konserin yıldızı gelmiş!" dedi Alya. Bana bu kadar destek olması ona ne kadar müteşekkir olduğumu kendime bir kez daha hatırlatmamı sağlıyordu.
"Sayende derslerden yırttık Marinette. Sana yardım etme bahanesiyle Bayan Bustier baya tolere etti bu durumu." Kim bunu dediğinde hepimiz güldük. Adrien'a baktım, bana tuhaf bir şekilde bakıyordu. Tuhaf ama kesinlikle güzeldi.
"Marinette burada senin için olduğumu düşünme sakın-" Chloe saçma triplere girdiğinde havasını bozmak için harika bir an olduğunu fark ettim.
"Bayan Bustier bugün hepimize izin verdi. Yardım etmiyorsan, burada işin yok. Gidebilirsin Bayan Bourgeois." dediğimde kaşlarını çattı. Sabrina'yı kolundan tutup çıkışa doğru ilerlemeye başladı.
"Saçmalık, tamamen saçmalık. Senin o saçma konserine de gelmeyeceğim." dedi ve kapıyı kapattı. Sabrina'ya üzülüyordum. Böyle birini arkadaşı sanması tuhaftı.
Bende arkasından konuştum. "Gelmezsen gelme, benim zaten gelmesini istediğim özel bir konuk bugün geliyor." dediğimde herkes bana merakla bakmaya başladı. Juleka sessizliği bozup sordu.
"Peki, kim bu özel konuk?" dediğinde kollarımı göğüslerimde birleştirip saçma sapan bir gülümsemeyle baktım. Yanaklarım kızarmıştı, nedenini bilmiyordum bile.
O ara Adrien'a baktığımda, o da yüzünde benim gibi utangaç bir ifadeyle bakıyordu. Gerçekten son zamanlarda tuhaf davranışları vardı.
"Boşverin. Benim provaya başlamam lazım." dediğimde Adrien omzumdan tuttu. Ona anlamamış gözlerle bakmaya başladım.
"Senin konserine gelemeyeceğim, Marinette çok üzgünüm. Babamı biliyorsun ve o..." Marinette, senin şansın da bu kadardı. Şarkıyı yazdığın kişi konserine gelemeyecekti işte. Ama bunun için üzülmek bencillik olurdu, çocuğun babası tam bir sosyopattı.
"... Gerçekten bir problem yok. Babanı ikna etmeyi teklif ederdim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum." dediğimde yüzündeki gülümsemenin yerine geldiğini gördüm. Huzursuz bakıştan eser yoktu.
"Teşekkür ederim, Marinette. Nino'ya güveniyorum, o çekip bana atar." dediğinde hafifçe güldüm ve elimi omzuna koydum. En azından düzgünce konuşabiliyordum, öyle değil mi?
"Aynen, demokraside çare tükenmez." dediğimde herkes benimle gülmeye başladı. Adrien'ın içinde neler döndüğünü bilmek isterdim...
Adrien'dan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Biri (Marichat)
FanfictionHer şey Marinette ve Chat Noir'in bir akuma vakası yüzünden öpüşmesiyle çok daha aksiyonlu bir hale gelir. Peki onlar, bu durumu biraz fazla duygusallaştırırsa ne olur? [FANFIC] [Devam ediyor]