Merhabalar!
Drawn Wings bayağı sevildi gibi. Umarım diğerleride sevilir. Semelix dışında yazarken çok zorlanıyorum ama 2 tane var. Yazıyorum işte saçma sapan bir şeyler.
İyi okumalar<3
~~~~~~~~Hyunjin uyandığında tamamen Yongbok'un üstünde uzanıyordu. Yongbok ise her zamanki gibi sıkıca sarılmıştı. Aslında bu Hyunjin'in hoşuna gidiyordu.
"Yongbok uyansana yine ahtapot gibi yapışmışsın"
"Hyunjin biraz sus lütfen zaten bu gün melekler dünyasına gideceğim"
"Niye ki?"
"Benimde bir ailem var Hyunjin onları özlüyorum"
"Tamam ama beni bıraksan?"
Hyunjin Yongbok'un bırakması ile kenara kaymış ve ayağa kalkmıştı. Bu gün bir kafede çalışacaktı ve işinin başlamasına 2 saat vardı. Geç kalmadan banyoya girmişti.
Yongbok Hyunjin'in banyoya girmesi ile kalkmış ve melekler dünyasına uygun giyinmeye başlamıştı. Hazır olduğunda odadan çıkmış ve mutfağa inmişti.
Kahvaltıyı Hyunjin'in sevdiği gibi yaptığında Hyunjin'i beklemeye başlamıştı. Hyunjin geldiğinde onun yemesini beklemişti. Ailesini erkenden görmek istiyordu.
"Sende yesene Yongbok"
"Yok birazdan gideceğim zaten"
"Orayı çok merak ediyorum"
"Gelmek istermisin?"
"Ne? Gerçekten mi!"
"İstersen olabilir"
Hyunjin hızlıca ayağa kalkıp çığlık attığında Yongbok ona 'delimisin?' dercesine bakıyordu. Hyunjin koşarak Yongbok'a sarılmıştı.
"İşe gitmem gerekiyordu ama oraya gidip çalışırsam daha fazla kazanırım!"
"İşe giceksen tutmayayım-"
"Nasıl gidiliyor?"
Hyunjin heyecanla sorarken Yongbok ona garip garip bakıyordu. Arabaya binip gidilecek bir yer değildi tabiki.
"Bana sıkıca sarıl"
"Niye?"
"Sarıl işte"
Hyunjin sıkıca sarıldığında Yongbok'a dikkatle bakıyordu. Yongbok'ta kendisine sıkıca sarıldığında hala ona bakıyordu.
"Gözlerini kapat ve ben diyene kadar açma"
Hyunjin Yongbok'u dinlemiş ve gözlerini kapatmıştı. Bir kaç saniye sonra kendisi garip hissetmeye başlamıştı. Kısa bir süre sonra Yongbok sarılmayı bırakmıştı.
"Açabilirsin gözlerini"
Hyunjin heyecanla gözlerini açtığında yeşil ağaçlarla dolu bir şehirde olduğunu fark etti. Bayağı şirin gözüken evler ile kendini masallarda gibi hissetmişti.
"Burası çok güzelmiş"
"Gel sana buraya uygun kıyafetler alalım"
Hyunjin Yongbok tarafından çekiştirilirken bile etrafına şaşkınca bakıyordu. İnsan dünyasından daha temiz ve renkli bir yerdi.
Yongbok ile bir yere girdiklerinde kıyafet satılan bir yer olduğunu görmüştü. Bir kaç şey aldıktan sonra Yongbok ile gezmeye başlamışlardı.
Rengarenk olan evler Hyunjin'in dikkatini çekmişti. En sonunda bir evde durduklarında Hyunjin orayı incelemeye başlamıştı.
"Burası benim büyüdüğüm ev. Haydi gel seni annemlerle tanıştıracağım"
"Peki beni ne diye tanıtacaksın?"
"Bilmem, bir arkadaşım diye tanıtırım"
"Ama ben seni arkadaşlarıma sevgilim diye tanıtmıştım! Korkak!"
"Sevgilim olsaydın öyle söylerdim şimdi gel benimle"
"Korkak melek yüzlü şeytan!"
Hyunjin Felix'in peşinden gelirken sürekli söylenmeyi unutmuyordu. Evin kapısının önünde durduklarında Yongbok kapıyı çalmıştı. Kapı açıldığında önlerinde güzel ve genç duran bir kadın Yongbok'u kucaklamış ve yanağından öpmüştü.
"Hoşgeldin bebeğim. Seni çok özledim"
Hyunjin olanları şaşkınlıkla izliyordu. Ne yani Yongbok'un sevgilisi mi vardı? Ailesine söylememek istemesinden anlaşılıyordu aslında. Kadın kendisine bakınca Hyunjin gözlerini devirmişti.
Sevgilisi varken kendisi ile öpüşmüş ve onu çıplak görmüştü! Sevgilisi ile yapması gerekiyordu!
"Bu kim bebeğim?"
"Anne bu Hyunjin. İnsanlar dünyasında koruyuculuğunu yapıyorum ve arkadaşız"
"Anne mi?"
"Merhaba Hyunjin, ben Lee Minji. 683 yaşındayım ve Yongbok'un yani bu koca bebeğin annesiyim"
"Annemi genellikle sevgilim sanıyor. Sanırım sende öyle sandın"
"M-merhaba bayan Minji"
"Haydi içeri geçin çocuklar"
Hyunjin Yongbok'un kulundan tutmuş ve onu takip etmişti. Büyük ve şık bir yere geldiklerinde Yongbok ve Hyunjin bir koltuğa oturmuştu.
"Bir isteğiniz var mı oğlum?"
"Bana değil Hyunjin'e sorabilirsin anne. Ben istersem zaten beklemem söylerim"
"Bir isteğim yok bayan Minji"
Minji gittikten sonra Hyunjin salonu incelemeye başlamıştı. Her yer ben pahalıyım diye bağırıyordu resmen!
"Yongbok bu kadar zengin bir şehirde yaşıyorsun beni buraya bırak"
"İnsan doğduğu yerde kalmalıdır Hyunjin"
"Sana inat bir melek ile evleneceğim!"
"Aynen aynen"
Hyunjin göz devirmiş ve Yongbok'tan biraz uzağa oturmuştu. Aniden odaya giren biri ile Hyunjin bağırmış ve Yongbok'un yana saklanmıştı.
"Yongbok, insanlar dünyasında sevgili mi yaptın sen? Ben senin abinim daha benim sevgilim yok!"
"Minho hyung o benim arkadaşım"
"Hmm öyledir öyledir. Beni kandıramazsın Yongbok!"
Hyunjin önündeki Minho denen çocuğa bakmış ve göz devirmişti. Bir kaç saniye sonra Minho elinde peçete ile geldiğinde ona garip garip bakmıştı Hyunjin. Bir anda ağzına giren peçete ile çığlık atmıştı Hyunjin.
_________
Minho sakin ol yavrum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drawn Wings/Hyunlix✓
FantasyDoğum gününde Hyunjin'e resim defteri hediye olarak gelmişti. Annelerinin aldığı defter ile sevinmişti Hyunjin. Doğum gününün akşamı canı sıkıldığı için defteri eline alıp kanatlı bir adam çizmişti. Hyunjin'in hayatında her şey normal gidiyordu. Sab...