Merhabalar!
Sınır; 10 oy 25 yorum
İyi okumalar<3
~~~~~~~Hyunjin kendi evine geçmişti ve hiçbir ağrı hissetmiyordu. Bunun için mutluydu.
Salonda oturup film izlerken zilin çalması ile irkilmişti Hyunjin. Kim olduğuna bakmak için ayağa kalkmış ve kapıya doğru ilerlemişti.
Kapıyı açtığında ise kimse yoktu yere baktığında ise kırmızı kocaman bir kutu vardı. Hyunjin kaşlarını çatarak birinin olup olmadığına baktıktan sonra kutuyu almış ve içeri geçmişti.
Kutu ile salondaki koltuklardan birine oturmuş ve kutuyu açmıştı. Kutuyu açtığında içinde bir sürü oyuncak, çikolata ve çiçek vardı.
Hyunjin bunu kimin yaptığını hemen anlamıştı. Zaten anlamamak zor değildi. Yongbok yapmıştı tabikide.
Hyunjin kutuya daha fazla bakmak yerine evden dışarı çıkmış ve kutuyu çöpün kenarına koymuştu.
Çöpün kenarına kutuyu koyduktan sonra evine girmiş ve odasına gitmişti. Yongbok'u tabikide affetmeyecekti. Sadece biraz oyun oynayacaktı.
İlk önce odaya büyük bir koli getirmişti Hyunjin. Sonrasında ise Yongbok'un aldığı bütün herşeyi içine koymaya başlamıştı.
Sonunda koli dolduğunda Hyunjin onu almış ve aşağı inmişti. İlk önce mutfağa girip kibrit almıştı. Kibriti cebine koyduktan sonra yerden koliyi almış ve bahçesine götürmüştü.
Koliyi yere koyduktan sonra garaja girmiş ve benzin almıştı. Elindeki benzin ile kolinin yanına geldiğinde kapağını açmış ve kolinin üstüne dikkatle dökmüştü.
Cebindeki kibriti çıkardıktan sonra içinden bir tane kibrit almış ve tırtıklı yüzeye sürtüp ateşin çıkmasını sağlamıştı.
Kibriti kolinin üstüne attıktan sonra alev almasını izlemişti. Koli alev alırken Hyunjin tekrar garaja girmiş ve yangın söndürücüyü almıştı.
Elindeki yangın söndürücü ile kolinin yanına gittiğinde alevler sönüktü. Nasıl olmuştu bu?
"Delirdin mi sen Hyunjin! Ya sana bir şey olsaydı!"
"Kimin umrunda?"
"Benim umrumda Hyunjin!"
"Umrunda olmasın Yongbok! Çünkü bana aldıkların gibi senide yakacağım!"
Hyunjin elindeki yangın söndürücüyü geri garaja götürmüş ve eski yerine koymuştu. Yongbok'un yüzüne bakmadan evine girdikten sonra ise kendini odasına kilitlemişti.
Yatağına oturduğu gibi telefonu çalmıştı. Arayan kişi Yeji'ydi.
"Evet anne?"
-"Kuzenin Bang Chan yanına gelecek oğlum. Evde tek başına kalma diye gitmesini söylemiştim sorun yok değil mi?"
"Sorun yok anne zaten sıkılıyordum iyi olur"
-"O zaman sonra görüşürüz koca bebek. Şimdi kardeşini uyuyacağım"
"Görüşürüz anne"
Hyunjin telefonunu kapattıktan sonra odasının kilidini açtıktan sonra kendini yatağına bırakmıştı. O nunla bu yatakta beraber uyuduğu günleri özlüyordu. Ama o nun yaptıklarından sonra bu mümkün değilmiş gibi görünüyordu.
Hyunjin'in uykusu gelmişti ve uyuyacaktı. Zaten Chan açsa yemeğini yapabilir, yorgunsa gelip yanına yatabilirdi. Sonuçta onlar üveyde olsa kuzenlerdi.
-
Hyunjin kafasından aşağı dökülen buzlarla uyanmıştı. Şimdi ise kapının kilidini neden açtığını düşünerek yemek yapıyordu. Chan ise Hyunjin'i sinir etmek için bir şeyler düşünüyordu.
"Hyunjin"
"Efendim"
"Yeji teyzenin gelinliğini giyinip benimle evlensene canım sıkıldı. Üvey kuzeniz hem"
"Malmısın?"
"Bende seni seviyorum kuzen"
"Al lan ye yemeğini sinir etme beni. Ben salondayım"
Chan mutfaktan çıkmak üzere olan Hyunjin'e öpücük attıktan sonra yemeğine odaklanmıştı.
Hyunjin ise salona gitmiş ve koltuklardan birine oturmuştu. Televizyondan bir film açtıktan sonra ise izlemeye başlamıştı.
Uykusunu tam alamadan uyandırıldığı için uykusu vardı ve gözleri yavaşça kapanıyordu. En sonunda koltukta uyuya kalmıştı Hyunjin.
Chan salona indiğinde gördüğü uyuyan Hyunjin'i görmüştü. Chan hemen onu uyandırmak için gidip koltuklardan birinin yastığını almış ve Hyunjin'in yüzüne fırlatmıştı.
"Ananı sikeyim senin!"
"Hoşt ulan pezevenk"
Chan ayağa kalkan Hyunjin'e doğru kahkaha atmıştı. Hyunjin'in uyuduğu koltuğa oturduktan sonra Hyunjin'i kolundan tutup kucağına oturtmuştu.
"Ne yapıyorsun lan sapık!"
"Hani yatağın ıslak ya canım kuzenim. Mecburi salonda uyuyacağız. Bende dedim bu rahatça uyusun"
"İşime gelir"
"Yat uyu o zaman gerizekalı"
Hyunjin takmadan Chan'a sarılmış ve gözlerini kapatmıştı. Bu pozisyon aklına eskileri getirsede unutmak zorundaydı. Yongbok ne kadar hayatını kurtarsada artık önemli birisi değildi.
-
Lisa 1 saattir kıvranan Yongbok'a acımak istemese bile böyle giderse 1 ay içinde öleceği gerçeği tüylerini diken diken ediyordu. Yongbok Hyunjin'e yakın olmadığı sürece onun hastayken çektiği acının 2 katını çekicekti.
Lisa en sonunda dayanamayıp Yongbok'un yanına gitmişti. Çok fazla acı çekiyordu ve bu durum Lisa'nın hoşuna gitmemişti.
"Hyunjin ile ben konuşacağım Yongbok"
Lisa biraz Yongbok ile ilgilendikten sonra insanlar dünyasına gitmişti. Önceden Yongbok'dan öğrendiği Hyunjin'in evine geldiğinde kapıyı çalmıştı.
Lisa biraz bekledikten sonra açılan kapı ile kapıdaki Hyunjin'i dışarı çekmiş ve kapıyı kapatmıştı. Hyunjin'i hızla kenara çektikten sonra ise derin bir nefes almıştı. Çünkü birazdan konuşurken ağlayacağını biliyordu.
"Bak Hyunjin yüzüne bakmaya utanıyorum kardeşimin yaptıklarından sonra. Ama yinede beni dinle lütfen. Kardeşim senin hayatını kurtarmak için sadece kendisinde olan özelliği kullandı ve bütün ağrılarını kendi vücuduna aldı. Şuan ise seninle yakın olmadığı için senin çektiğin acıdan daha fazlasını çekiyor. Bu gidişle Yongbok'un bütün varlığı 1 ay içinde yok olucak Hyunjin. Üstüne bu gün koruduğu kişiye ihanet ettiği için ağır bir cezaya uğrayacak ve yok olma süresi 2 haftaya inecek. Lütfen benimle gel ve bana yardım et Hyunjin. Bak karşılığında bebeğini istersen onuda veririm yeterki kardeşim ölmesin"
___________
Evet bok gibi oldu çaktırmayın. Lan 2k olmak üzere Drawn Wings.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drawn Wings/Hyunlix✓
FantasyDoğum gününde Hyunjin'e resim defteri hediye olarak gelmişti. Annelerinin aldığı defter ile sevinmişti Hyunjin. Doğum gününün akşamı canı sıkıldığı için defteri eline alıp kanatlı bir adam çizmişti. Hyunjin'in hayatında her şey normal gidiyordu. Sab...