29' FİNAL

95 8 14
                                    

İyi okumalar. Hatalarım için kusura bakmayın. ❤️


Jackson

Buradaki 99. sabahıma uyanmıştım. Perdemi açarken havanın yağmurlu olduğunu görmek yine içimin burkulmasına sebep olmuştu. Üstelik bu aralar hiç olmadığım kadar duygusaldım. Son üç haftadır kurdum beni durdurmuyordu. Uyanmıştı, mührümüzden dolayı olmalı ki sürekli rahatsız ediyordu kurdum beni.

"Gitmemiz gerek!"

"Tanrı aşkına iki haftadır bunu söylüyorsun. Bana biraz daha zaman ver."Gözlerim dolmuştu. Kurdumu anlıyordum. Benim Jaebeom'u özlediğim kadar o da eşini özlemişti. Eşlerimizi özlemiştik.

Jaebeom'un ne yaptığını Yoongi'den öğreniyordum fırsat buldukça. Jimin doğum yapmıştı bir  buçuk ay önce. O yüzden çok konuşamıyorduk. Yoongi hem sürü hem de Jimin ve bebeği ile ilgileniyordu. Jaebeom da iyi sayılırdı. Sanırım. Umarım yani iyidir.

Tamam, ikimiz de iyi değildik tam anlamıyla. Jaebeom sürekli temizlikle uğraşıyor, sürüyle daha fazla vakit geçirip neredeyse tüm işleri tek başına halletmeye çalışıyormuş. Mark ve Jinyoung ile haftada birkaç kez kurt formunda ava gidiyorlarmış. Biraz kilo vermiş, kirli sakalla takılıyormuş, saçları uzamış. Çok yakışmış ona uzun saç. Bunları hep Yoongi'den öğreniyordum işte.

Ben de karşı apartmanın altındaki kafede garsonluk yapıyordum. Sekiz saat çalışıyor geliyor minik evimi temizleyip banyo yapıp bir şeyler seyrederek yemek yiyordum. İzin günlerimde yürüyüşe çıkıyor, şehri geziyordum. Toparlanmış sayılırdım. Gerçi bu sıralar sanırım havadan bedenim hassaslaşmıştı. Hemen yoruluyordum. İştahım da artmıştı sürekli et falan yiyordum. Neyse ki kilo almamıştım. Sanırım yorgunluğumdan dolayı bu kadar iştahlıydım.

Banyoya girip sabah rutinimi yaptım. Ardından güzelce bir kahvaltı hazırladım kendime ve bir güzel yedim. Üzerime rahat bir şeyler giyip işime gittim. Gün yine yoğun geçmişti ve ben aşırı yorulmuştum. Neredeyse bayılacaktım.

"Jackson, bu aralar gerçekten iyi görünmüyorsun. Bir doktora mı görünsen acaba?" patronumun söylediğiyle kafamı salladım iki yana. "Mevsim değişikliğindendir. İyiyim sadece fazla yoruldum. Teşekkür ederim."

"Peki sen bilirsin. Bir şey olursa haber et olur mu?" gülümsedim.

"Tamamdır, çok sağ olun."

Eve geldiğimde ilk işim güzel bir yemek sipariş etmek oldu. Ardından odamı hemen süpürüp sildim ve bulaşıklarımı yıkadım. Sıcak bir banyodan çıktığımda da yemeğim gelmişti. Yemeğimi büyük bir iştahla yemiş ve uzanmıştım yatağıma. Elime telefonumu aldığımda Yoongi'den iki tane mesaj geldiğini gördüm.

Bebeğiyle bir fotoğrafını atmıştı ve altına da 'Baba olmak nasıl bu kadar güzel olup aynı zamanda yorucu olabilir?' yazmıştı. Kendimi ağlarken bulduğumda Yoongi'ye çok tatlı olduklarına dair bir mesaj yazıyordum. Bebekleri çok sevimliydi.

"Jackson eşinin yanına gitmen gerekiyor!" kurdum bana kızdığında ben de ona kızdım.

"Gideceğim zaten yakında neden bu kadar ısrarla üzerime geliyorsun?"

"Aptal! Hamilesin!"

"Saçmalama be!"

Bana dik dik baktığında kafamda şimşekler çaktı.

"NE!?"

Nefes nefese uyandığımda elim direkt karnıma gitmişti. Sadece bir rüya mıydı yoksa kurdum gerçekten benimle konuşmuş muydu? Tanrım!

I Won't Let You Go / Jackbum ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin