16' Mühürlenmek Nasıl Bir Şey? '

264 26 127
                                    

Vay be 16 bölüm olmuşşş
Ve 1k olmuşuz laann 🥳🥳🥳🥳
Destekleriniz için teşekkür ederim bebişlerim 😌💞
İyi okumalar hatalarımı affedin :)




Sabah Jaebum'un göğsünde uyanmıştım. Bir eli belimdeydi, beni sıkıca sarmıştı. Kafası hemen kafamın üzerindeydi ve benim kafamın hemen altında olan kalbinin ritimli atışlarını duyabiliyordum rahatça. Sıcaklığı sayesinde üzerim açılmasına rağmen üşümemiştim. Yüzümde şapşal bir gülümseme oluştu. Onunla böyle olacağımı bana ilk geldiğim gün söyleseler kusma sesleri çıkarır ve göz devirirdim. Hatta söyleyenle tartışırdım bile. Gerçi yapmadığım bir şey değildi. Bu sefer gözlerimi kendime devirdim. Sonra Jaebum'un uykulu sesi ulaştı kulaklarıma.

"Günaydın." uykulu sesiyle günaydın demesi çok güzeldi. Sesi zaten güzeldi ama uykulu sesi ayrı bir güzel gelmişti kulağıma. Benim sesim kalındı ve açıkçası ben pek sevmiyordum. Uyandığımda daha kötü olduğuna emindim.

"Günaydın." dediğimde Jaebum'un iç çekişini duydum. "Sesini çok seviyorum. Uykuluyken daha güzelmiş. Yeni farkına varmam üzücü." dediğinde kafamı hızla göğsünden kaldırdım, nefesimi doğru dürüst alamadım ve öksürdüm birkaç kez. Jaebum öksürmem bitene kadar bana endişeyle baktı. O da doğrulmuştu, ellerinden destek alıyordu.

"İyi misin? "

" NE DEMEK  SESİNİ SEVİYORUM! İĞRENÇ BENİM SESİM!"  şaşkınlıktan bağıra bağıra söylediğim şeyle Jaebum kahkaha atmaya başladı.

"Tanrım...Sen cidden kendinin farkında değilsin, değil mi? Ayrıca ne demek sesim iğrenç!" dediğinde yutkundum. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım hızlı hızlı.

"Jackson, yemin ederim, her gün ayrı bir detayına düşüyorum. Bugün sesin, dün saçların, yarın da bilmem artık ne olur." ağzım hafif aralanmıştı ve yanaklarımın ısındığınu hissediyordum.

Jaebum aramızdaki mesafeyi biraz daha azalttı. Yüzünde çok güzel bir gülümseme vardı ve bana çok güzel bakıyordu. Saçları dağınıktı, gözleri hafif şişti. Dudakları kuruydu fakat ben tam dudaklarına bakarken diliyle nemlendirmişti orayı. Gözlerimi kaçırdım ondan. Fakat o hala bana bakıyordu. Yataktan kalktım. Hızlı adımlarla banyoya gittim ve onu yatakta tek başına bıraktım. Elim kalbinin üzerine gitti. Kalbim çok ama çok hızlı atıyordu. İçimde bu zamana kadar hissetmediğim kalbimin ağırlığını hissediyordum.

Banyodan yüzümü falan yıkayıp çıktıktan sonra mutfağa gittim su içmek için ve Jaebum'un da su içerken  orada gördüm. Bardağı içtikten sonra  yıkalayıp tekrar doldurdu. Bana uzattığı zaman mırıldanarak teşekkür ettim ve alıp içtim suyu. Jaebum bana su verdikten sonra banyoya gitmişti ben de suyumu içip üzerini değiştirmek için yukarıya çıkmıştım. Üzerime dikkat etmeden bir şeyler giydim. O sırada Jaebum da odaya girmişti.

"Kahvaltıda ne istersin?" sorusuyla ona bakmıştım. Saçlarını bağlamıştı ve kaküllerini düzeltmişti. Yine sol gözünün üzerindeki benleri görünmüyordu. Saçları kapatıyordu onları. Oraya baktığımı görünce saçına dokunmuştu. "Bir şey mi var orada? Neden öyle bakıyorsun?"

"Benlerini  neden kapatıyorsun? Çok güzeller ama saçların yüzünden görünmüyor." dediğimde Jaebum beklemiyor olmalıydı ki gözlerini kırpıştırdı. Ona iyice yaklaştım ve elim yavaşça saçlarını çekti benlerinin üzerinden. Sonra parmağım benden habersiz okşadı benlerini. Jaebum kapatmıştı gözlerini. Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı tekrardan. Dudaklarımı benlerine yaklaştırırken daha da hızlanmıştı. Dudaklarım benlerine minik bir öpücük kondurdu.
Jaebum'un nefesini dışarı verişini duydum. Gözlerimiz buluştu önce sonra dudaklarınız buluştu ve birbirimizi yumuşak bir şekilde öptük. Ayrıldığımız zaman gözlerine bakamıyordum. Odadan hemen çıkıp mutfağa inerken Jaebum'un bana arkamdan gülümseyerek baktığını biliyordum.

I Won't Let You Go / Jackbum ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin