3. 'Yarım Pankek'

196 28 36
                                    

yaoikpopfangirl bu bölümü senin için erken yayınlıyorum. Umarım çok seversin 💕

İyi okumalar hatalarımı affedin 💕

Veee umursayın :)







Oturduğum yerden yıldızlara bakarken son iki gündür olduğu gibi düşünüyordum. Jaebum gittikten sonra kafam daha da karışmıştı. Yoongi sürekli gelmiş bana yemek getirmişti benimle konuşmuştu ama ben ona kısa cevaplar verip başımdan savmıştım onu. Mutsuzdum ağzımı açasım yoktu. Getirdiği yemeklerden de sadece bir lokma ekmek alıp suyu içiyordum. Kilo bile vermiş olabilirdim. Kendimi hem ruhen hem de bedenen çok halsiz hissediyordum.

Sırtımın ağrısı bana Yoongi'nin sürdüğü o kremlerden sonra çok azalmıştı. Neredeyse bitmişti. Yalnız iki gündür doğru düzgün uyuyamadığım için başım ağrıyordu. Kendimi hala güvende olduğuma ikna edemiyordum. Yoongi sürekli güvenli olduğunu söyleyip beni sakinleştirmeye çalıştı defalarca ama gözlerimde sadece ona gösterdiğim endişe asla azalmadı.

Jaebum denen adamı en son bana onun omegası olduğumu söylediği zaman görmüştüm. Yanıma bir daha gelmemişti. Bu kimin evi olduğunu bilmediğim evde yalnızdım. Daha iyiydi aslında, yeni kişileri tanımaktan çekiniyordum burada.

Gözlerim yorgunlukla kapanmaya başladığı zaman çok da uzak olmayan yatağa girdim. Üzerime yorganı çekip uykuya bıraktım kendimi.


****

"Oh, hala uyuyor sanırım." ince bir ses duyduğumda gözlerimi açtım. Bu ses yabancıydı ve korkuyla doğrulmama sebep olmuştu. Fakat gördüğüm kişi tanıdıktı. Yoongi daha önce fotoğrafını gösterip sevgilisi olduğunu söylemişti.

"Korkma. Ben Yoongi'nin eşiyim. Min Jimin ben." dediğinde yüzündeki sıcak gülümsemesi beni biraz olsun rahatlatmıştı.

"Seni tanıdım. Yoongi bahsetmişti. Memnun oldum." dediğimde yanakları kızardı. "Benden bahsettiğini bilmiyordum." derken gözüme çok tatlı görünmüştü. Sevimli ve iyi birine benziyordu.

"Sürekli bahsetti hem de." dedikten sonra gülümsedim. Sanırım buraya geldikten sonra ilk gülümsememdi.

"Şey, kaç gündür buradasın. Bizim evimiz buraya yakın, kahvaltıda senin için sevdiğin şeyleri hazırladım. Benimle gelirsin değil mi? Hem açılırsın biraz. "dediğinde kafamı usulca salladım." Tamam o zaman sen hazırlan, ben kapının önünde bekliyorum. " deyip gitti. Ben de yataktan kalkıp hazırlandım. Buraya geldim geleli ilk defa birini dinliyordum sanırım. Dışarı çıktığımda yürümeye başladık beraber. Kaldığım evim çaprazında kalıyordu evleri. Minik güzel bir eve benziyordu.

İçeriye girdiğimde beni güzel kokular karşılarken evi de incelemeden edememiştim. Cidden çok tatlı ve güzel bir evleri vardı. Yoongi içeriye mutfak olduğunu düşündüğüm yerden önlükle geldiğinde gülümsememe engel olamadım. "Günaydın Jackson. Gel hadi kahvaltı hazır."

"Günaydın Yoongi. Geliyorum çok açım." cidden açtım ve mutfaktan gelen pankek kokusu beni daha da acıktırıyordu. Yoongi onunla sonunda doğru dürüst bir şekilde konuşmama sevinmiş görünüyordu. Yüzümdeki gülümseme eşliğinde masaya oturdum.

"Jackson,  gönderdiğim yemeklere hiç ellememişsin. Ceza olarak bugün bir sürü yemek yiyeceksin burada." Jimin söylendiğinde Yoongi güldü. "Jimin bir omega olduğu için fazla anaç davranıyor Jackson. Alışmalısın." dediğinde omega kelimesi suratımı düşürmüştü.

"Hatta benim omegam."

Sesi ve gözleri direkt kafamda canlanırken başımı iki yana salladım. Bunu gören Jimin ve Yoongi bir sorun olup olmadığını sordu. Onlara iyi olduğumu söyledim. Bir sorun yoktu.

I Won't Let You Go / Jackbum ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin