Rüya Selis Alaner,
Uzun bir yolda, etrafta hiçbir şey yokken koşmaya devam etmek gibiydi onu sevmek. Sonu neresi bilmeden, ıssızlığı tüm kalbimle hissederek. Çünkü hiç emin olmadığım sonuçlar da beni karşılayabilirdi. O yolun sonu mutlu bir şekilde bitebilirdi.
O yolun sonu uçuruma da çıkabilirdi. Ve ben, eminim ki o uçurumun aşağısında onun olduğunu bilsem, gözümü kırpmadan atlardım aşağıya. Onun uğruna ölecek kadar aptal olduğumdan değil, eğer atlarsam aşağıda beni tutmak için beklediğini bilmemden.
Ben ona dair korkularımı da onunla yenmiş gibi hissediyordum. Sanki bu cesaret onun tarafından bana bahşedilmedi, sanki cesaret aslında hep oydu. Başlı başına.
Aynanın karşısına geçip üzerime yaptığım kombinleri tutarken yüzüm asıldı. Bugün çok güzel olmam gerekiyordu. Abartmadan, şık olmam gerekiyordu. Belki de onun için hazırlanmam bir delilikti ancak bu umrumda değildi.
Çünkü artık şundan daha da emindim: Aşk deliliğin ta kendisi.
"Bu mu olsa acaba?" Diye sorduğumda tam arkamda oturan Hâle ofladı. Bugün işi erken bittiği için beni hazırlamak için gelmişti yanıma. Beş dakikadır buradaydı. Annemin ona ikram ettiği meyve suyunu yudumluyordu.
"Çok sade." Dedi omuz silkerek.
"Elbise giymesem mi?" Dediğim de düşünmeye başladı. Kıyafetlerimi incelerken başını olumlu anlamda salladı.
"Bence de," dedi. "Tek parça kıyafetle hazırlanma. Kombin yapalım. Daha iyi olur."
"Etek, crop şeklinde hazırlan bence. Hem sade, hem de şık parçalar olursa hoş durur."
"Aa bir tane beyaz crop var bende geçen doğum günümde Burcu abla almıştı." Diyerek dolabıma koştum. Cropu askıdan çıkarıp göğsüme tuttuğum da hızla başını salladı. "Güzel mi?"
"Kızım deli misin? Tabi ki de güzel! Bende aynı cropun üç farklı rengi var. Lacivert, Siyah ve Kırmızı." Dediğinde yüzümü buruşturdum. Hâle ve gereksiz harcamaları...
"Tek renkte yeterli olurdu bence." Dediğimde göz devirdi. "Neyse bunun altına ne giyeceğim?" Hızla Hâle'nin önüne üç beyaz eteğimi koydum. Sonra geri çekilip yüzünü incelemeye başladım. Tabi o sırada bir şey dank etti kafama. Benim beyaz kıyafetlerim çok fazlaydı. Beyaz ve Siyah. Gerçi çok şaşırmamak gerekiyor, genel olarak herkesin böyledir.
"Şu pileli eteği çıkar o biraz daha kırık beyaz, olmaz." Dediğinde başımı salladım ve diğer ikisini elimle tuttum. "O sağ elinde ki kot etek mi?"
"Evet." Dediğimde yüzünü yeniden buruşturdu.
"Rüya cidden mi ya? O ikisi zaten uymaz. Onu da at. Kumaş eteği giy, crop ile kumaşları aynı zaten. Renk farkı yok, değil mi? Yok gibi sanki. Üstünde mi denesen?"
"Nefes al," dedim iri gözlerle ona bakarak. Hâle kıyafet konusunda neden bu kadar ciddiydi? "Tamam deneyip geliyorum."
"Acele et." Dediğinde göz devirip hızla banyoya girdim elimdekilerle. Hızla üzerimi değiştirdim. Olmuş gibiydi sanki. Bedenimi korse gibi tamamen saran kalp yaka, askılı bir beyaz crop, yine aynı kumaştan olan, dizden bir beş altı parmak yukarıda kalan beyaz mini bir etek giymiştim. Biri görse takım olarak aldığımı düşünebilirdi ancak ayrı ayrı parçalardı bunlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFDÂL
Teen FictionHayatın içinden söküp getirdikleri ile yaşar, hayallere tutunur, gerçeklerle varolursun. Bir pasta mumunu üflemek kadar kolaydır her şey. Oysa o mumları özel yapandır, dilekler. Bakmayı değil, görmeyi bileceksin bu hayatta. Çünkü bilirim ki: Baktık...