12. Bölüm

22 3 1
                                    

Hale Dinçer,

-öğlen-

    Hastaneler hep bana basık gelmiştir. Karanlık. Aynı ruhum gibi. Ve bu yüzden seviyordum burayı. Çünkü karanlıkta kimseyi göremezsiniz. Acılarını, zaaflarını.

   Özellikle benim gibileri görünmez karanlıkta. Ve en güzeli saklanma ihtiyacı da duymayız. Her şeyi dalgaya vurmayız.

   "Ne düşünüyorsunuz dertli dertli?" Ege'nin abisinin sesiyle sağıma döndüm. Yeşile kaçan gözlerini üzerime dikmiş bana bakıyordu. Gözlerim bitmek üzere olan seruma kaydı ve ardından oyalanmadan tektar onun gözlerini buldu. Boğazımı temizledim.

   "Dertli değilim."

   "Anlatmak istemiyorsun, anladım." Dedi önüne dönerek. Bir şey demeden öylece kapıyı izlemeye başladı. Ben ise onun yüzünü incelemeye başlamıştım. Sakalları uzamıştı, normalde nasıldı bilmiyorum ancak kesmiş olduğu halini merak etmiştim. Görür müydüm emin değildim. Gözleri biraz çekik duruyordu. Yeşilleri gözleri kısıldığı an gölgelendiği için açık kahve gibi de duruyordu aynı zamanda.

   "Anlatmayı seven taraf değilim, genelde dinleyen taraf olurum." Dedim birkaç dakikanın ardından başımı öne eğerek. Ardından bu konuşmanın uzamasını istemez gibi ayaklandım. "Beş dakikaya gelirim, lütfen ben gelmeden çıkmayın odadan. Sizi ben bırakacağım."

   "Peki." Dedi omuz silkerek. Başımla onu onayladıktan sonra odadan çıktım. Biraz etrafta oyalandıktan sonra odamdan eşyalarımı aldım ve tekrar Toprak beyin odasına döndüm.

   Odaya girdiğimde kimsenin olmayışı nefesimi vermeme sebep oldu. Cidden bu adama bir serum daha takasım vardı şuan.

   "Gül, lütfen güvenliğe haber ver. Toprak bey hastaneden çıkmadan tutsunlar." Diyerek sekreterin yanından geçtim. Kimden bahsettiğimi çok iyi bildiği için hızla harekete geçti. Asansör beklemek yerine merdivenlere yönelmiştim. Sessiz ve sakin birkaç dakika istiyordum sadece, çok fazla görmemeliydi bunu bana!

   En alt kata indiğimde Toprak bey görevliler ile münakaşa içerisindeydi. "Tamam sabri, bende bundan sonrası." Diyerek yanlarına vardığımda bana ters bir bakış attı.

   "Senden kurtuluş yok mu doktor?" Diye sordu.

   "Eğer rahat durursanız Toprak bey, benden elbet kurtuluş var." Dedim ona aynı ters ifade ile bakarak. "Gidelim mi?"

   "Bir insan bana nasıl Emiri bile özletebilir, anlamıyorum." Dedi yanımdan geçerken. Arkasından ona kötü kötü bakarak çıkmıştım. Otoparka doğru ilerlerken önüne geçmiştim. O ise beni takip ediyor mu emin değildim. Yine de kontrol etmeyecektim. Etmiyorsa bile suç benim olmazdı, bu adam keçiydi.

   Arabanın kapısını açıp şoför koltuğuna oturduğum da tam arabanın karşısında durdu ve kırmızı arabama baktı. Onun ebatlarına göre biraz küçük olabilirdi ancak yüzünü bu kadar asmamalıydı. Göz devirdim ve arabayı çalıştırdım.

   "Ya arabaya binersiniz," dedim başımı camdan çıkararak. "Ya da güvenlik görevlilerini arar ve sizi bir gün daha hastane de misafir etmelerini isterim. Emin olun, bunu seve seve yaparlar."

EFDÂL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin