Bölüm 2 ~ MÜHÜRLÜ İRİSLER

1.8K 51 10
                                    


(Maline martinez : tag your it)

) ( ~🖤 ~) (

'Bronz değildi gözleri, kahverengiydi. Ben vermiştim bu ismi ona, koyu kahve gözleri benim için bronzun en altın tonuna sahipti...

~𝐁𝐑𝐎𝐍𝐙 ~

Bölüm 2 - MÜHÜRLÜ İRİSLER

"Ne kadar boş insanlar var... Uğraşları sadece dikkat çekmeye çalışmak ve saçma sapan şeyler ile uğraşmak.." Kararmak üzere olan havada dışarıda yağan kara dönük oturmuştum masaya. Önümde en sevdiğim yemek, müzik kutumdan gelen en sevdiğim melodi sesi.

Bir yandan yemeğimi yiyor, bir yandan sosyal medya da olan biten haberlere bakıyordum. En sevdiğim aktivite medyadaki insanların saçma olaylarından tut, tebrik edilesi anlarına kadar inceleyip kendi çapımda yorum yapmaktı.

Daha da aşağı kaydırdığımda bazı ünlülerin ifşaları, ülkedeki ne yazık ki bitmek bilmeyen kadın cinayetleri, yemek tarifleri ve bla bla.. Hep aynı şeylerdi, evden çıkmayan biri olduğum için maraton şeyler canımı sıkıyor ve bunaltıyordu.

"Hadi kızım özel derslerin başlayacak, hazırlansan iyi olur." Kapıyı dahi çalmayıp içeri giren anneme doğru dönüp içli bir nefes çektim. Bu gün canım ne ders görmek istiyor, ne de annemin katı kurallarına uymak istiyordu. Bugün sadece önümdeki bifteğe gömülüp ilgi alanım olan psikoloji hakkında yazılmış kitapları okumak istiyordu.

"Anne, bugün ders işlemek veya çalışmak istemiyorum. Bugün biraz kendi halime bırakırmısın beni?" Annem çatılan kaşları ve sorgulayıcı bakışları ile yanıma oturdu. Önüme düşen koyu kahverengi saçımı kulağımın arkasına çaldı ve baş parmağı ile yanağımı okşadı.

" Ne oldu tatlım? Neyin var? Normalde derslerini kaçırmaz bunu eğlenceli hale getirirdin?"

"Bilmem, bugün kafamı dinlemek istiyorum." Omzumu hafif silktim. Gözlerimi annemin koyu kahverengi gözlerinden çekip usul usul yağan kara çevirdim. Onun sahte sevgi bakışlarına maruz kalmak yerine ayak izi dahi olmayan saf beyaz manzaraya bakmak benim için en iyi tercihti.

Kısa olan sessizliği annemin sesli olan iç çekişi bozdu.

"Pekala şimdilik göz yumuyorum hayatım. Fakat yarın işlediğin derse ek olarak bugünün dersini de yapacaksın. Derslerini hiçbir zaman erteleyemezsin."

Kafa sallamak ile yetindim ve 'bana bak' diye ısrarla bakan gözlerini umursamadım. Bir süre sonra pes edip omzumu hafifçe sıkıp yanımdan ayrıldı.

Arkasından kapattığı kapının sesi, tuttuğum nefesimi vermeme neden oldu. Onun yanında hiçbir zaman kendi benliğimde olmamıştım ve olmayacaktım.

Bir süre müzik çalarımın sesini dinledim, önümdeki bifteğe göz gezdirdiğimde küçük parça kalmış olan bifteği ağzıma atıp masadan kalktım. Yatağıma girip yorganı belime kadar çektim ve internetten 'Psikoloji' dalını aratıp biraz göz gezdirmeye başladım.

Birçok sendrom çeşidi vardı. Peter pan sendromu, aşırı empati sendromu, anksiyete sendromu ve bunun gibi ismini dahi okumayadığım birçok sendrom... Geri tuşuna basıp başka bir sayfaya girecek iken telefonumun kasılması ile geri tuşuna iki üç kez basıldı. Çıktığı sayfalar yüzünden içten içe küfür ederken açılan haber sayfasında ilk sıraya çıkan son dakika haberi dikkatimi çekti.

Makalede 'Gölge gibi olan katil' yaşadığım şehirde olan bir haber ve haberi okuyan insanların eminim ki içi ürpermiştir. Polisler boşuna yok, eminim hemen yakalanır diye düşünüp haberin üstüne dahi tıklamadan Google sayfasından çıktım. Canım gerçekten bir şey yapmak istemiyordu.

𝐁𝐑𝐎𝐍𝐙 (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin