0.1

607 63 146
                                    

ben geldim! yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı lütfen unutmayın. bana da güvenin 🥺 iyi okumalar perisi🧚‍♀️

bu bölüm Loliiseries için 🐣

berk, siyah sırt çantasının fermuarını açtığında kıvırcık saçlı kızın her zamanki bıraktığı o kremin yeni kutusuyla karşılaştı. gülümsemek istedi ama beceremedi, tebessümün acı yanı içini karartıp buna hakkı olmadığını düşündürttü.

yaşamı sevmiyordu, adil değildi ve zevk almıyordu. anlık şeylere gülümserse, onları kabul etmiş sayar ve istemeden de olsa hayata bağlanırdı, bunu istemiyordu.

bunu kesinlikle istemiyordu.

artık çabalayan taraf kendisi olmamalıydı, bırakalı biraz olmuştu ve boşluğun getirdiği karamsarlıkla zihninde yer edinen tek şey, yalnızlığını simgelediğini düşündüğü intihar düşüncesiydi.

başta kendisine küçük kaşımalarla zarar verirdi, sonra işler kontrolünden çıkmıştı. ruhen hissettiği acıyla nasıl başa çıkılacağını bilmiyordu. örneğin sevgisizliğin bir ilacı yoktu, içince düzelemezdiniz. kremi de yoktu, dermanını bulamazdınız.

bir şey sürmeye çalışsanız, geçtiğinde daha çok kanatmaya ve eksikliğini hissettirmeye başlardı. berk ise kabuk bağlamış duygusunu kanatamazdı.

işte tam bu nedenden ötürü uzak durmak zorundaydı, kıvırcık saçlara sahip güzel kızdan. o bir ecza deposuydu ve berk'in şu hayatta nefret ettiği, korktuğu şeyler ilaçlardı.

biçimli, uzun parmaklarıyla kremi kavradı. kıvırcık saçlı kızın dokunduğu kreme temas etmek onu heyecanlandırdı, yaşamı hatırlattı.

korkutucuydu, bu nedenden ötürü adımlarını hızlı tutarak kapının yanındaki çöpe ulaştı. kaçıncı olduğunu saymayı bıraktığı kremi çöp kovasına attığında, dışarıdan kendisini izleyen kızla göz göze geldi.

öylece kaldı, hiçbir şey söyleyemedi. kızın gözleri çöp kovası ile kızılın yüz ifadesi arasında gidip geldi, oradan gömleğinin kollarının sakladığı bileklerine geldi.

orayı nasıl kestiğini biliyordu, akan kanı görmüştü. en yakın arkadaşı kaan'ın intihar etmeden önce hediye ettiği siyah fuları ile kızılın bileğini sarmış, kanamasını engellemişti.

burukça tebessüm etti, tek bir kelime söylemeden kızılın gözlerinin önünden kayboldu. derin bir nefes aldı, berk. kızın yaşamı temsil eden elalarına bakarken nefes almak çok zordu.

kızı gördüğü ilk yer depo değildi, diğer insanlara göre güzel bir güneşli günde rastlamıştı. elaları yeşile çalıyor, bıkkınca çekiştirip söylendiği kravatıyla tatlı görünüyordu, biraz da farklı.

neyse diye düşündü kendi kendisine. bunları anımsamanın hiçbir şeye bir katkısı yoktu, olmamalıydı da.

o kıza bir gelecek vaat edemezdi ki...

oflayarak yerine oturdu. aybike çok özeldi, sanki bir kayanın altında mucizevi bir şekilde açan papatya gibiydi. ama berk... o, kendisini çiçeği ezebilecek potansiyeli olan bir kaya gibi görüp uzak durmak için elinden geleni yapıyordu, onu da beraberinde götüremezdi.

düşünme oğlum diyerek ikaz etti kendisine. fazla düşünmek karar sorgulamaktır, düşünme.

sınıfa hocanın girmesiyle kendisini ilk defa şanslı hissetti, matematik defterini açarak kurşun kalemi kavradı. biraz olsun dikkatini dağılabilecek o dersi bulmuştu işte!

aybike & berk whatsapp özel sohbeti

berk: deponun anahtarı
senin yanında mı?

aybike: öyle ya da değil
ne değişecek

berk: kızım
giremiyorum depoya
ne demek ne değişecek

aybike: biraz olsun
oradan çıkmanı istiyorum
bahçede yürü
kitap oku
ama depoya gitme

berk: aybike...
biz seninle ne konuştuk
benim peşimi bırak

aybike: berk
zaten eve kapatıyorsun kendimi
lütfen
en azından okulda
biraz güneş gör
dışarı çok güzel
tam bir şey var...
kış güneşi

berk: ben seninle
ne yapacağım be kızım...
yanlış zaman
doğru insan|

aybike: bir şey yapmana gerek yok
sadece itme
lütfen
izin ver
elini tutayım

berk: tutamam, aybike
deponun anahtarını
lütfen getir

aybike yazıyor...

aybike çevrimiçi.

aybike yazıyor...

aybike: yine kendine
zarar ver diye mi

berk: okulda
gayet normal bir
öğrenci olduğumu
nasıl ispat edebilirim sana

aybike: depoda gördüğüm
manzaradan sonra
pek ispat edebilirsin gibi durmuyor

berk çevrimiçi.

aybike: baksana
yüzleşemiyorsun
bir cevabın yok bana
senin yolun yanlış, berk
dünyanı acılarla örmüşsün
benim belki
sana sıfırdan bir dünya inşa edecek
gücüm yok
ama inan bana
denerim
kabuğundan çıkmana yardım ederim

berk: sen çok güzelsin, biliyor musun
hayatımda rastladığım
tek güzel şeysin
bu güzelliğini
neden böylesine korkak bi'
herife harcamayı seçiyorsun

aybike: çünkü seni seviyorum|
kelimeleri bilmem ben
güzellik falan
umurumda değil
sadece
yaşamanı istiyorum
sen...
ölme diye

berk yazıyor...

berk çevrimiçi.

aybike çevrimdışı.

berk yazıyor...

berk: siktir et be kızım
zaten geberip gideceğim|

aybike: deponun anahtarı
çöp kovasının içinde :)

aybike çevrimdışı.

berk çevrimdışı.

ecza deposu / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin