(4) İçgüveysi

368K 21.2K 46.5K
                                    

06/07/2021

Loş bir evin kasvetli duvarları arasında kendimi bulduğumda içim titredi. Burasının neresi olduğunu biliyordum. Unutup zihnimin kuytularında kaybedeceğim bir ev değildi. Burası kafamın içindeki korku eviydi ve aynı zamanda geçmişimin döküntüleriydi. Artık bir rüyanın içinde olduğumu biliyorum çünkü bir tek uyuduğum anlarda korku evine geliyordum. Yıllardır uykularımda bu eve gelmeyi hiç bırakmadım. Bu ev aynı zamanda uyku problemimin yegâne tek sebebiydi.

Uyumaya korktuğum bir ev.

Korku evi diye adlandırdığım bu ev benim için öylesine dehşet vericiydi ki, rüyada bile olsa tekrar bu eve gelmek istemiyorum. Tozlu merdiveni çıplak ayaklarla inmeye devam ettim. Attığım her adımla eski merdivenin ahşap basamakları gıcırdıyor, basamağı kemiren tahta kuruları benim bir kez daha buraya geldiğimi anlıyordu. Üzerimde yine yarım kollu beyaz bir elbise vardı. İnce elbisenin uzun etekleri tozlu basamaklara sürtünürken sanki bir ruhtum veya ölü. Belki de hiç yoktum ya da hiç var olmamıştım.

Merdiveni inerek sağa döndüm. Merdiven boşluğunun altındaki kapıyı açtığımda göğüs kafesimin içindeki kalp biraz daha sıkıştı. Burada kimin tutulduğunu biliyorum. İçeri girip bir kat daha merdiven indim. Son basamağı indikten sonra rutubetten nemlenen soğuk zemine basarak yürümeye başladım. Burnuma gelen küf kokuları midemi bulandırıyordu.

Gri ve kirli duvarlara içli gözlerle baktım. Bu duvarlardaki her bir lekeyi, döküntü ve kiri ezbere biliyordum. Tavanda sarkan beyaz ampulün etrafında sivri sinekler uçuşuyordu. Burayı aydınlatan tek şey o ampuldü. Attığım her adımla tavanda terleyen borulardan bir damla su yere düşüyordu. Yere düşen damlanın çıkardığı şıp sesine bile kulağım aşinaydı.

Doğruca yürüyüp buradaki tek hücrenin önünde durdum. Bu bir zindandı. Demir parmaklıkları olan kasvetli bir zindan. Bu zindan küçük bir kız çocuğuna özel yapılmıştı. Zindanın içinde sadece eski bir döşek ve köşede duran bir klozet vardı. Bu iki şey dışında küçük çocuğun zindanında hiçbir şey yoktu. Ah, bir de tasmasındaki zincirden duvara bağlı siyah bir köpek vardı.

Pitbull cinsi köpek çocuktan daha büyük ve daha iriydi. O köpek kızın gardiyanıydı. Küçük kız yanlış bir şey yapamaz veya kimseye zorluk çıkartamazdı yoksa Şeytan adı verdikleri o siyah köpek onu ısırırdı. Onu kaçıran o korkunç adam küçük çocuğu hep böyle tehdit ederdi. "İtaat etmezsen Şeytan'ın zincirini çözerim."

Parmaklıkların önünde durarak o küçük kız çocuğuna bakıyordum. Çocuk gözlerine devasa ve korkunç görünen köpekten en uzak köşede duruyor, duvarın dibinde küçülerek oturuyordu. Sırtını rutubetli duvara yaslamış, dizlerini karnına çekerek cılız kollarını dizlerine sarmıştı. Çenesini dizlerine yaslayıp titreşen gözlerle korkunç köpeğe bakıyordu.

O çocuğu tanıyorum.

Adını ve kim olduğunu biliyorum.

Farah Tozlu.

Günlerin kiriyle keçelenip düğüm olan saçlarına baktım. Siyah saçlarını kestikleri için sevdiği saçları çenesinin hizasındaydı. Gecenin karanlığıyla yarışan siyah gözlerinde yoğun bir korku vardı. Gardiyanıyla aynı hücrede kalmak onu ölesiye korkutuyordu. Üzerindeki beyaz tişörtünün rengi yoğun kirden dolayı griye dönmüştü. Kot pantolonunun dizleri yırtılmış, bacak arası ıslaktı. Midem kasıldı. Yine korkudan altına kaçırmıştı.

Buradaki varlığımı hissetmiş gibi başını çevirince benimle göz göze geldi. Çocuk gözleri titreştiğinde gözlerinden taşan bir damla gözyaşı kirli yüzüne süzüldü. "Beni ne zaman buradan çıkartacaksın?"

SARKAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin