"Yavuz Mert Yıldırım! Azer komutan çağırıyor." çavuşun sesi gelirken sinirle küfür etmişti. Televizyon karşısında 6 kişi oturmuş, Hikmet'in zoru ile Ceylan dinliyorlardı.
"La sende bi' siktir git amına koyayım."
"Götün yiyorsa gelme." Yavuz göz devirip ayağa kalkmıştı. Geleli 1 hafta olmuş, 3.günden çavuşla kavgaya tutuşup tuvalet temizlemişti.
Botlarının sesi koridorda yankılanırken yemekhanede tek başına oturan komutanına selam vermiş, karşısında olan sandalyeye oturmuştu.
"Adem! Arkadaşına bir şeyler getir." tekrar gür ses kulakları inletirken adam kendi yemeğine başlamıştı.
"Naber Yavuz?"
"Sağolun komutanım siz?"
"Bende iyiyim." adam başını sallayıp çorbasına ekmek banıp ağzına atmıştı. Asker yemeği çocuğun önüne koyup gitmişti.
"Akıllı çocuksun, geçen gece namazdan sonra konuştun benle en huzur ve irfan dolu halimi yakaladın. Harbi piçsin he, 31'den sonra namaz kılan adamı rahatsız ettin ya.."
Sırıtmış, ağzından kısa bir gülüş çıkmıştı komutanın.
"Görev yerin buraya çıkınca çok küfür ettin mi Yavuz?" Sorulan soru ile çocukta mimik oynamamıştı.
"Niye edeyim komutanım? Vatan için burdayız."
"Niye bedelli yapmadın?"
"Komutanım ben askerlik yapacağım dedim, 1 haftalık askerlikte neymiş? Öyle askerlik mi olur?"
Bir kıkırtı duyulmuştu. Ardından bir kaşık sesi ile Azer kaşığa pilavı doldurup yemişti.
"Amına koyduklarım.." kafasını iki yana sallamıştı gülerek.
"Ben varya adamı gözünden tanırım. Bütün gün kafelerde, pavyonlarda gezip burayada işte vatan görevi bahanesi ile gelen çok oldu asker."
"Allah'a şükür öyle bir hayatım yok komutanım. İşten eve, evden işe."
"Hassiktir ordan. Orası burası açık iki üç hatunu aynı anda yürütmeler falan. Ulan çok özenirdimde işte hayat şartları." Azer sanki bir şeyi hatırlamış gibi gülmeye başlamıştı.
"Öyle bir hayata hiç sahip olamadım komutanım, dikkatimi çekmedi."
"Hiç mi sevdalın, sikiştiğin yok lan?"
"Yok komutanım."
"Bakire misin? Top musun?"
"Komutanım ibne olsam buraya gelemem zaten." bu değişik muhabbetleri son bulunca sessizlik oluşmuştu. Komutan yemeğini sünnet ederken tekrar konuşmuştu.
"Yani çektiğin 31 kuru kuruya olacak?" Azer anında bir kahkaha patlatırken Yavuz öylece bakıyordu.
"Harbi sevdalın, gitmeden gözüne kestirdiğin biri yok mu asker?"
"Aslında var komutanım, beğendiğim bir kız vardı baya masumdu hemde baya. Oda çok hoşuma gidiyordu, açıldım ona dedim hoşlanıyorum senden askere gidecem 2 haftaya dedim. Kız bir anda sen hoşlantı görmemişsin Yavuz, hoşlanan insan devamlı görmeye gelir görüşmek ister, eve atar diyince bende soğudum."
"Kaşar yani?"
"Ayıp oluyo ama mahallede evine atmadığı adam kalmamış, en son kızın videoları yayınlanmıştı."
Azer anlattığı şey ile tekrar gülerken bir sigara yakmıştı.
"Sen bunu anlatmışken bir fıkra anlatayım o zaman. Bir gün köyün çapkın delikanlısı evleneceği kız konusunda çok seçiciymiş, ne yapar eder kızları baştan çıkarır ve penisini gösterek bu ne? diye sorarmış." sigarasından bir duman çekip konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTİHBARAT | GAY
Teen Fiction"Sen hiç yasak oldun mu?" Komutan Azer Silahdar ve İstihbaratçı Yavuz Mert Yıldırım.