BÖLÜM 6: GİZEMLİ KAYBOLUŞ

26 5 10
                                    

Herkese selam biliyorum aylardır yoktum ama güzel bir günü kutlamak için geri döndüm. Planlarım bozulmasaydı bugünü kitap evreniyle aynı anda kutlamak isterdim ama hiçbir şey planıma uymadı. Bu süreçte yeni bölüm yazamadım. Bu konuda affınıza sığınıyorum.

Özel güne gelecek olursak, 29 eylül yazarken kendimden ilham aldığım Lena'nın ve benim doğum günü. Bu nedenle doğum günümü onunla paylaşmak istedim. Yazarken güçlü hissettiğim bir karakter kendisi. Ayrıca ilk göz ağrım 💚 Onun yeri bende hep başka olacak.

İyi ki doğdun Lena💖 Daha nice maceralarda hep beraber✨

*RÜZGAR KARA'NIN ANLATIMIYLA*

Lena'dan ayrılıp eve gitmeye başladım ama içimde bir huzursuzluk vardı. Giderken biraz tuhaftı. Tamam kabul tuhaflık Lena'nın göbek adıydı ama bu biraz farklıydı. Bilmiyorum işte... İçimdeki kötü hisse engel olamıyorum. Zaten ayaklı bela makinesi mübarek! Başına bir şey gelmesinden korkuyordum.

Lena'yla neredeyse on yıldır tanışıyorduk. Aynı sınıftaydık. Herkes onun aşırı soğuk ve sessiz olduğunu söylemişti, ya da öyle sanmışlardı. Aslında iyi bir ailesi vardı. Yani annesi de iyi biri ama biraz katı kuralcı, kendisi kasabanın güvenlik biriminde çalışıyor sanırım mesleki alışkanlık. Onun aksine babası oldukça sevecen bir psikologdur. O sadece kendini biraz dış dünyadan soyutlamıştı. Sınıftakilerden hoşlanmadığı için de her şeyi içinde yaşıyordu.

Tamam bende pek arkadaşlık kurmuyordum ama bu insanlara güvenmediğim ve iki yüzlü olduklarını düşündüğüm içindi. Oysa Lena'da farklı bir şeyler vardı. Sessiz ve vurdumduymaz kişiliğinin ardında güçlü ve eğlenceli biri olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden okulda arkadaş olmak istediğim tek kişi Lena oldu bu zamana kadar.

Sınıftakilere sürekli ters düştüğü için ondan hazzetmiyorlar sürekli onunla uğraşırlardı. Bu yüzden konuşmaya başladığımız ilk günü unutamıyorum.

*10 yıl önce*

Matematik dersi yeni bitmişti. Öğle yemeği için kantine gidip kendime bir tost aldım. Bahçede yemeği sevmediğim için geri sınıfa gidiyordum. Eğer bir arkadaşım olsaydı bahçe eğlenceli olabilirdi ama olsun ben böyle iyiydim. Sınıfa geldiğimde birkaç kendini bilmez çocuk Lena'nın yanından hiç ayırmadığı defterini- o zamanlar tek arkadaşı olduğunu söylediği ve her şeyi içine yazdığı defter -zorla elinden alıp içini kurcalamaya çalışıyorlardı. İki çocuk Lena'nın kollarından tutup defteri almasını engelliyordu. Diğer salak da defteri kurcalıyordu.

"Bıraksanıza beni! Defterimi geri ver salak!"

Bir yandan çocuklardan kurtulmaya çalışıyor bir yandan avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Herkes onları izliyor ama kimse yardım etmiyordu. Aksine hepsi keyifle gülüyor karşılarında komik bir tiyatro dönüyormuş gibi izliyorlardı. Hayır bunun neresi komikti hiç anlamıyorum!

"Ne saklıyor acaba bu kadar kıymetli?"

"Sanki devlet sırrı."

"Öğreniriz şimdi ne olduğunu."

Kahkahaları sinir bozucuydu.

"Hey! Bıraksanıza kızın defterini." Buna daha fazla sessiz kalamazdım.

"Oldu paşam başka emrin?"

"Sen kimsin ya bak işine kardeşim!"

"Sevgilisi misin hayırdı-"

"Ahh ayağım!"

Ben konuşup onların dikkatlerini üzerime çekince Lena atağa geçip kendini tutan çocuklardan birinin kaval kemiğine tekmesini geçirmişti. Çocuk yere düşünce boşta kalan eliyle de diğer çocuğun kolunu tutup kıvırmıştı. Defteri alan çocuk gördüğü manzara karşısında panikleyip defteri attığı gibi toz olmuştu.
Tabii bu sırada tüm bu zorbalık boyunca ortalarda olmayan nöbetçi öğretmen Lena çocuklara vurunca şapkadan çıkan tavşan misali bitivermişti yanımızda.
Çocuklar hemen masum ayağına yatıp Lena'yı suçlamışlardı. Sözde arkadaşlarına 'şaka' yapıyorlarmış ama o sinirlenip çocuklara saldırmış. Az atsın da kuşlar da yesin!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PERİ&AVCI: RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin