Emre'den;
Duyduğum ses beni rahatlatırken rüyanın etkisinden çıkamamıştım. Yavaşça iki kol beni sardığında olanları daha yeni yeni idrak ediyordum.
Arkama döndüm ayağa kalktım.
E: Sen- sen hayalsin ben kafayı yedim. Sen öldün, sen 2 yıl önce hayatımdan çıktın.
Yavaşça ayağa kalktı karşımda kafamı karıştıran kişi.
H(?): Emre'm hayal değil gerçek.
Dedi kolumdan tutup beni sarsarken. Ben daha çok korktum. Çünkü gerçek gibiydi. Ama o-o ölmüştü.
Koşarak yukarıya odama çıktım ve kapıyı kilitledim. Yatak hala dağınıktı.
H(?): Emre! Aç şu kapıyı.
Hemen telefonu elime aldım ve bana şuan çok yakın olan o kişiyi aradım.
Baş belası aranıyor..
Çok geçmeden telefon açıldı.
S: Alo? Emre iyi misin?
Bu Simge (yani ben puhahaha) Hürkan ile ilişkimizi başından beri destekliyor her şeyi biliyor ve bana her konuda yardımcı oluyordu. Sesini duyunca konuşmaya başladım.
E: Ben...ben iyi değilim. Hürkan'ın hayalini görüyorum şuan kapıyı kırmaya çalışıyor.
Kaldım. Sadece öyle duruyordum. Kaç dakika elimde telefonla durdum bilmiyordum en son Simge konuştu.
S: Beş dakika sonra geliyoruz Yiğitte yanımda.
Telefon kapandı. Ben kapıya vurulma sesiyle başbaşa kaldım. Kapıyı açarsam ya karşımda kimseyi görmeyecektim ya da ilişkiye girdiğim sahte bi siluet karşılayacaktı beni.
Ben her zamanki gibi kaçtım. İki ihtimallede yüzleşmek istemedim. Duvarın dibine oturdum ve gelmelerini bekledim. Sanırım uyuya kalmıştım.
***
Simge'den (heyecanlandım çaktırma);
Emre'nin sesini duyunca Yiğit ile hemen arabaya atladık.
S: Biraz hızlı sür şunu Yiğit!
Y: İstersen sen sür bu kadar gidiyor ne yapayım? Bende 200 le gitmeyi istiyorum heralde. Ama kurallar.
S: Seveyim kuralları bas gaza.
Yiğit benden korkmuş olacak ki gaza bastı. Yiğit çok kuralcıydı ama bana sözünü geçiremiyordu işte.
Evine geldiğimizde gerçekten içerden kapıya vurma sesi ve Emre'ye seslenen birinin sesleri geliyordu.
Cebimdeki yedek anahtarı çıkarttım.
S: Baskın basanındır.
İçeriye rıza baba misaliyle girdim ve hemen üst kata çıktım. Arkamdan yiğite el kol hareketi yapıyordum. Yavaşça fısıldadı.
Y: Ne?
Allah kahretsin seni ya bir şeyide bil arkadaş. Onu önemsemedim ve Emre'nin kapısının önündeki silueti gördüm. Arkamdaki vazoyu aldım ve koşarak o kişinin üstüne gittim.
S: ALLAHH SEN KIMSIN LAN?
Emre kapıyı açmış bana bakıyordu ben ise yerde bayılttığım adama. Adamın suratını kendime çevirdim.
S: Hürkan? Lan gencecik adamı öldürdüm. Katilim ben artık. Alın.
Dedim ve ellerimi uzattım. Emre konuştu.
E: Hürkan? Gerçek miymiş?
S: Aha kafası yeni yeni geliyor.
Y: Ya alın koltuğa yatıralım şunu.
Üçümüz birden Hürkanı yüklendik Emrenin odasına götürdük. Ben bir yandan kolonyanın tümünü Hürkanın yüzüne boşaltıyordum. Bir yandan Yiğite laf atıyordum. Masum Emre kolonyadan kendinden geçmiş Hürkanın yüzündeki kolonyaları temizliyordı birden bağırdı.
E: YAPACAĞIN İŞİ SİKEYİM SENİN ADAM AYILDI TEKRAR BAYILDI KOLONYADAN 3. ŞİŞE BE KADIN DUR ARTIK.
S: AA MANYAĞA BAK BEN OLMASAM HÜRKANIMDA HÜRKANIM DİYE ZIRLIYORDUN BURALARDA.
Birden Yiğitte yükseldi.
Y: ASIL SANA NE DEMELİ KIZIM ADAMI ÖLDÜRDÜN DİYORUM SANA SEN OLSUN RIZA BABA İÇİN ÇALIŞMAK ZEVKTİ DİYORSUN BAŞLARIM ARKA SOKAKLAR AŞKINA BENİ BU KADAR SEVMİYORSUN.
O sırada ses geldi.
H: Emre?
***
Size beni anlatan şarkıyı yazayım bugün de o zaman
Aynaya bakmam kendimi bilmem
Hayat acıtınca dünyayı sevmem
Ne yazık ki tek tabanca
Serseri doğdum serseri ölcemÖptüm bay, gömdüm say <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Epilepsi // Mengola
Fanfiction+" Affet beni sevgilim, unutamadım seni.. Hiç halim yok uyanmaya. Sevemem sensiz günleri.."