(0.1) SİNİR KRİZİ

2.4K 108 108
                                    

Bu bölüm başlığı tam benim yaşadığım duygu amk. Siktiğimin wattysi bölümün içeriğini bir güzel silip yalayıp yutmuş. Ne güzel yazmıştım. Aynısı olmayacak ama idare ediverin arkadaşlar.

Hikaye çoğunlukta Yaman'ın ağzından olacak.

[[[✒️__]]]

Bu akşam lokantamız olabildiğinden daha çok doluydu. Normalde yakın mahallelerden gelen olduğu için bu kadar dolu olmazdı. Nedenini pek anlayamasamda elemanlar ve ablamla herkese yetişmeye çalışıyordum.

"Yaman yeni boşnak böreklerini ve pitayı fırına sürdüm. Senin hazırladığın tavche gravche ve büryanı da bizim aşçı pişiriyor. Yufkilerde hazırlanmakta. Tatlı olarak da kaymaçina yaptım. En hızlı o oldu. Biraz rahatlayabiliriz yani."

Bu doluluk yüzünden biraz bunalmıştım. Sıkıntılı bir nefes alıp verirken anladığımı belirtmek için ablama başımı salladım.

Tam o sırada ayran dolu bardakları taşıyan çömez eleman tepsiyle birlikte hepsini yere düşürünce her yere saçıldı. Bazı müşterilerin üzerine bile gelmişti.

Zaten sıkıntı yaşarken bir de başıma bu çıkınca sinirlendim. Ama beni daha da sinir edin bir durum söz konuydu ki o da kapıya doğru emekleyerek kaçmaktaydı.

Sinirle arkasından gidip tam kapıdan çıkmak üzere olan elemanın götüne tekmeyi koyarak sokağa doğru yüz üstü kapaklanmasını sağladım.

"Hayri seni dingil! Hadi yaptın bir sakarlık, ne bok yemeye kaçıyorsun lan korkak herif! Kaçarak benim asabiyetimi daha da bozacağını düşünmedin mi lan dümbük!"

Yerde yan dönmüş kıçını ovuşturan gence bakarken cevap vermesini bekledim.

"Abi ya korktum ondan."

Başımı iki tarafa doğru yatırıp kıtlattım. "Oğlum hatanı kabul edip müşterilerden özür dilesen sence sana kötü bir şey yapar mıydım? Ben adam mı yiyorum lan?"

"Abi özür -"

"Hayri, en iyisi sen şu dakikadan sonra sür eşeği Niğde'ye. Bunu emekleyerek kaçmadan önce düşünecektin."

"Ya abi ben çalışmak istemiyorum ama. İçimden gelmiyor."

"Oğlum beni deli etme! Vallah billah senin içinden geçerim! Sabri abi rica etti diye seni yanıma aldım. Liseyi sana zor okuttu. En azından elinde bir iş olsun diye yolladı. Ama yok. Biraz olsun elinden geleni yapıyor musun lan?"

"Abi ben de okuyacak kafa yok. Bu işi de beceremiyorum."

Sinirden sık nefes alıp veriyordum. Şakaklarım zonklamaya, başım uğuldamaya başlamıştı.

"Kızları kesmeyi, onlara yavşamayı biliyorsun ama it herif!"

"Abi gencim içimde bir yangın ateş-"

Elimi havaya kaldırıp yerde duran korkak gence baktım. "Bak Hayri içinden gerçekten bir geçerim ki yangının âlâsını görürsün. Milletin kızına sarkmak mı işin gücün? Kaç yaşında olan baban, Sabri abi eski kundura tamir dükkanından kazandığı parayla evi geçindirmek için gecesini gündüzüne katıyor. Artık gözleri eskisi gibi değil. Elleri yaşlılıktan titriyor. Ama durmuyor. Sırf sen, annen ve küçük kız kardeşin için çalışıp didiniyor. Hadi sen bir baltaya sap olamadın. Kız kardeşinin hayallerini neden gerçekleştirmek için uğraşmıyorsun? Karıya kıza bakarak ne olacaksın? Sapık olup can mı yakacaksın? Milletin içine ateşler mi düşüreceksin? Söyle! Geleceğin orospu çocuğu tecavüzcülerinden biri olup güneşleri mi söndüreceksin? Sana söyle dedim!"

Yine kendimi kaybediyordum işte. Kendi içimde bunları yaşarken ruhumdan her gün bir parça eksiliyordu.

"Yaman! Kardeşim nolur sakin ol!"

Ablamın ağlayarak bedenime sarıldığını hissettiğimde yerdeki gencin gözlerindeki korkuyu gördüm. Onun durumu bir anda beni kendi dayanılmaz gerçeklerime doğru sürüklemiş, kendimi kaybetmeme sebep olmuştu.

"Lütfen! Yaman..."

Hıçkırarak ağlayan ablama kollarımı sararken derin bir nefes aldım. İçime çektiğim nefes ciğerlerimi dağlıyordu. Güneş'im karardığından beri yarım nefes alıyordum. İşte yeniden düştü aklıma.

Güneş'im...

Gözlerim, karşı kaldırımda ki, sokak lambasının ışığı altında ki silüete kaydığında Güneş'imin gülümseyişini görür gibi oldum. Bütün sinirim geçip giderken silüet yavaşça yaklaşmaya başladı.

Bu Güneş değildi. Batı'ydı.

[[[✒️...]]]

Makedon mutfağından bilgiler:

Tavche Gravche, ülkenin özgün kalmış ender yemeklerinden biri. Kuru fasulye üzerinde nefis köftesiyle servis edilen bir yemek.

Yufki (Ev Makarnası), Makedon göçmenleri yılda bir kez birkaç hane toplanır, hamurlar açılır, sonra açılan hamur katlanır ve bıçakla ince ince kesilir. Evin az kullanılan odalarına temiz çarşaflar yayılır ve o kesilen yufkalar, kuruması için bir hafta bekletilir. Hazır olduğunda kaplara konulur ve akşam yemeklerinde tıpkı makarna gibi pişirilir.

Pita, Makedon göçmenlerinin dilinde börek anlamına gelir. Cevizli ve pırasalı çeşitleri vardır

Büryan, her mutfakta farklı bir isim almaktadır. Fırında iri tavuk parçalarıyla yapılan pilav, Makedonya göçmenleri dilinde Büryan adını almıştır.

Kaymaçina, süt, yumurta ve şekerle yapılan dünyanın en kolay ve bir o kadar da lezzetli tatlısı. Hatta en eskiler bunu ineğin ilk sütüyle yapmayı tercih ederlermiş.

Bu Sevda Pek YAMAN [GAY]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin