1.Bölüm "Ben"

37 4 3
                                    

karikaturlerle uğraşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile güzel sanatlar fakültesine gelme amacımda buydu zaten el becerimi geliştirmek,eğlenmek,mutluluk diğer insanlar gibi mutluluğu aşkda parada ilgide sevgide görmedim ben aksine hic birinin olmaması mutluluğumdu benim karikatürlerim her şeye değerdi dersin bittiğini Ezranın dürtmeleriyle. anladım
"Kendini o karikatürlere hapsetmeyi kes dışarı çıkalım hayatta o çizimlerinden daha heycan verici şeyler var "ona sadece gözlerimi devirebildim.İstediği herşeyi. alırdı vazgeçmezdi ve hiç susmazdı, o yüzden hemen cümleye atladım.
"Cadalozluğu bırak tamam çıkalım sus ama ayrıca yanlış....""bla bla bla benden daha gevezesin burda vaktimiz boşa gidiyo hadi"cevap vermedim kolumdan çekiştirmeye devam etti.
Fakültenin kapısından çıktığımızda yağmurun getirdiği o serinlik vücuduma çarptı biraz ürpersem de bunu çok seviyorum o ıslanan toprağın kokusu o yere değen damlaların sesi o muhteşem görkemiyle kendini her seferinde hayran bırakırdı bana insanların yağmurdan kaçışmalarına aldırmadan okulun bahçesine ilerledim ve durdum bu gerçekden huzur vericiydi.Bedenim ,ruhum, düşüncelerim bütünüyle masumlaşıyordu kafamı yukarı kaldırıp yağmurun yüzümü yıkamasına izin verdim ne kadar olduğunu bilmiyorum ama yağmurun kesilmesiyle yüzümü yere eğdim bitmesi garipti ama daha sonra hala yağmurun devam ettiğini görünce. afalladın yana baktığı rampa saçlarıyla gülümseyen... gülmek gülücük ne diyorum ben be ama o gözler kısılıp kenarlarının kıvrımı o hiç olmayan ama varmış gibi hissettiren gamze yeri yağmurun tekrar değmesiyle kendime geldim. etrafta kimse yoktu sanırsam hastalığım geri dönüyordu görünmezleri görecek kadar hemde
Ezranın o tiz sesiyle irkildim
"Adeeeeellll" ve ona batım şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Efendim Ezra"dedim bıkın bir sesle bir an yüzüme baktı ve soru yağmuruna tuttu.
"kimdi o?tanıyo musun? tam göremedim nasıl bir şeydi? yakışıklı mıydı?adını öğrendin mi?konuşuyo gibiydiniz ne konuştunuz?"devam edeceği sırada parmağımı ağzına bastırdım
"Yeter be kızım ne çene var sende hadi gidelim"yüzünü astı onu öyle görünce devam ettim"bütün sorularının cevabı hayır dalmışım fark etmedim ve soru yağmuru yok sadece kahve içmeye gidelim"diye bildim masumca gülümsedi ve bildiği kafeye doğru ilerledik fakülteye yakındı kafe içeri girdik ve boş masalardan birine. oturduk tabi benimki bildiğiniz yayılmaydı Ezranın ayağıma vuruşuyla ona baktım.
"Insan gibi otur bi kere de adel nolur sanki birazdan Gül ve afette burda olur zaten insanlaş biraz"ona sadece küçük çocuk gibi dil çıkarttım çapraz masadan gelen kahkahalarla o yöne döndüm önce susar gibi olsalarda daha da gülmeye başladıklarında omuz silkip önüme döndüm beni ilgilendirmezdi zaten. o sırada gelen Gül ve Afete el salladım ama kafama gelen darbeyle indirdim geri elimi sinirle Ezraya döndüğümde sırıtarak "bizi görebilirler adel bu saçma şeyi yapmasanda olurdu sayende çapraz masa bize sabitlendi film oynatıyomuşuz gibi"suratımı astım o sırada Güller de yanımza gelmişti Gül beni görünce direk. bana sarıldı"kim üzmüş benim egzotik maymunu mu"dedi yüzümü buruşturdum."bumu yani bütün çocuk ruhum öldü sizin yüzünüzden helvası yenme kıvamında afiyet olsun"dedim ve kahkaha atmaya başladılar bu kadar abartı gülmeye herkes bize bakmıştı tabi ilginç yanı yine aynı gülücük çapraz masadaydı onu fark etmemiştim yine gülmesine kapıldım derken bi hareketlilik oldu yandan sandalyeler çekildi....

Hayaletlerle BeraberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin