5.Bölüm

261 11 0
                                    

İyi okumalar 😇

Şahoğlu konağı;

Bir oda dolusu insan, iki büyük aile

Ne tuhaf değil mi?
Nişanlını gözünün önünde öldüren adam akraban oluyor.

Sizce de saçma değil miydi.

Ama aşk bu dost-düşman tanımaz, nerede zorluk varsa gider onu seçerdi.

Tepsinin üzerinde tahminimce 15 bardak yöreye uygun kahve fincanıyla Dila içeri girdi. Herkese bir bir dağıtıp odadan çıktı.

Çok güzel bir kızdı abimin neden aşık olduğunu şimdi anlamıştım.

Ama güzellik çokta önemli değildi.
Anlamak ve anlaşılmak yeterliydi.

Babam ve aşiret büyükleri koyu bir sohbete dalmışlardı.

İçimdeki izleniyor hissi gittikçe artıyordu kafamı kaldırıp göz gezdirdiğim de Afranı görmüştüm. Karşı tarafta gözlerini benden ayırmiyordu.

Bu adam hastaydı.

Neden bu kadar bakıyordu hala anlamış değildim. İçimden sabır çektim.

Bakışlarından iyice rahatsız olmaya başladım. Tahammül edemiyordum artık ayağa kalkıp odadan çıktım.

Terasa çıkıp derin bir nefes aldım, zordu.
içimi kemiren birşeyler olduğunu hissediyordum. Ben neden böyle bir araftaydım neden buna mahkum edilmiştim.
Lanet olsun Ne günah işlemiştim ki.

Temiz ve soğuk esen rüzgarin saçlarımı uçurmasina izin verip bir süre öylece durdum. İki ay öncesini düşündüm nişanı, gerçekleri, Murat'ı...
Şimdi bana diyeceksiniz ki neden hala murat diyorsun. Haklısınız ama yıllarınızı beraber geçirdiğiniz birini sizde bu kadar kolay aklınızdan çıkarıp atamazsınız.

Soğuk havanın basıncı gittikçe artıyordu.
Tenimin buz kesildiğinin yeni farkına varmıştım. Sanırım artık aşağıya inmem gerekiyordu.

"Biraz daha burada böyle durursan yüksek bir ihtimalle gece ateşin 40 dereceye çıkar." Duyduğum sesi irkilmeme sebep olmuştu.

Ali elleri cebinde öylece duruyordu.

"Ne zamandır burdasın"

"Sen yaklaşık 20 dakikadır burda olduğuna göre ben de ona yakın bir süredir buradayım"

"Ne yani onca zamandır beni mi gözetliyordun sen "

İki adım atıp aradaki mesafeyi kısaltmıştı.
"Hayır seni gözetlemiyordum. İzliyordum!
Manzara izlenir öyle değil mi?"

Bütün bedenimi bir anda heycan sarmıştı. Bu adam ne dediğinin farkında mıydı.

Ya ben, bana ne olmuştu.
Ben neden heyecanlanmıştım.

Kahretsin neden gözleri bu kadar güzel, bu kadar anlamalı bakıyordu ki.
Ne diyecektim ben şimdi, ne demem gerekiyordu.
Gözlerime öyle bir bakıyordu ki yutkunamıyordum.

Kafamı zonklayan ilham perileri nerdesiniz.

"Burnun kızarmış, daha fazla durma hasta olursun hadi in aşağıya " bunu söylerken hafif gülümsediğini görmüştüm.

Farklı bir aurası vardı bu adamın hem çok mesafeliydi, hem de çok yakın.

"Müsaadenizle" deyip yanında geçecektim ki bir adım atıp yan profilim de, kafası saçlarıma denk gelecek şekilde durdu.

Kafasını biraz eğip burnunu saçlarıma daldırdı, derin bir nefes aldı.

" Kokun başımı döndürüyor Roza. "

DAVA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin