Yeonjun uzun süre sonra ilk kez bu kadar mutlu bir şekilde okula gidiyordu. Soobin'i görecek olmanın heyecanıydı belki de bu.Mutluluğu resmen hareketlerine yansımıştı. Bir dans etmediği kalmıştı sokakta.
Sonunda okula giriş yaptığında arkadaşlarının oturduğu banka doğru ilerledi. Hepsi kendi halinde takılıyordu. Dahyun Chaeyoung'un omzunda uyuyordu. Chaeyoung da sevgilisinin rahatını bozmamak için hareket bile etmiyordu.
Sunghoon telefonuna gömülmüş büyük ihtimalle Sunoo ile yazışıyordu. Taehyun da telefonuna bakıyordu ama Yeonjun'u görmesi ile bırakmıştı.
Yeonjun Dahyun'u uyandırmamak adına sessizce Taehyun'un yanına yerleşti. Derslerinin başlamasına birazcık daha vardı o yüzden başını Taehyun'un omzuna koyarak gözlerini kapattı.
Taehyun'un fısıltılı sesi kulaklarını doldurdu. "Soobin'i düşünmekten uyuyamadın öyle değil mi?" Yeonjun kaşlarını çatarak başını kaldırdı.
"Yeonjun." Tam susmasını söyleyecekken Soobin'in ona seslenmesi ile arkasını döndü. Dahyun hariç hepsi o yöne bakmıştı. İkili genelde Yeonjun konuşmadıkça birbirine seslenmezdi bu yüzden Sunghoon ve Chaeyoung'un şaşırmasına neden oldu bu durum.
"İki dakika gelebilir misin?" Yeonjun ayağa kalkarak Soobin'in yanına doğru ilerledi. Beraber okulun bahçesinde yürümeye başladılar.
"Bir şey mi oldu Bin?" Soobin bakışlarını Yeonjun'a çevirdi. Ona sadece Bin diye Yeonjun seslenebilirdi. Dünü saymazsak 9 yıl sonra onun ağzından duymak Soobin'i garip hissettirmişti. Birazcık gerildiği için elini kendi boynuna götürmüştü.
"Yok olmadı. Ben dün için teşekkür edecektim." dedi sessizce Soobin. Yeonjun tüm samimiyetiyle gülümsemişti karşısındaki çocuğa.
"Her zaman yanında olurum Bin. Lütfen unutma bunu." Soobin Yeonjun'dan bunca yıl uzak kaldığı için kendine kızdı. Bir yanı ise hâlâ tedirgindi. Düşüncelerini susturmak her şeyden daha zordu onun için.
"Teşekkür ederim. Bu arada Jun, annem seni okuldan sonra yemeğe davet etti birlikte gidebiliriz istersen." demişti yüzüne küçük bir gülümseme kondurarak Soobin. Aslında annesi Yeonjun'a direkt mesaj atardı ama Soobin ona okulda söyleyebileceğini söyleyip kadını durdurmuştu.
"Gidebiliriz." Zil çalışmıştı. Bu sefer adımları sınıflarına doğruydu. İkisi aynı sınıfta olmasına rağmen en uç köşelerde otururlardı. "Görüşürüz Jun." diyerek arkadaşlarının yanına ilerledi Soobin. Yeonjun da aynı şekilde "Görüşürüz Bin." diyerek sırasına ilerlemişti.
Soobin'in arkadaşlarına anlatacağı bir ton şey birikmişti. İçine attığı şeyleri tamamen dökemeyecekti belki ama bir şeyleri açıklaması gerekiyordu. En azından bunu yapabilirdi. Yeonjun ise pek takmamıştı ona gelen tavırları. Son derslere de antrenman nedeni ile girmediği için pek bir sorun yoktu.
Sonunda okulun bitiş zili çaldı. Soobin Yeonjun'un antrenman yaptığını bildiği için yüzme salonuna doğru ilerledi. Kapıdan girmesi ile yarı çıplak Yeonjun'un havuzda yüzdüğünü fark etti. Gözlerini Yeonjun'dan ayırmayarak bir köşede onu izliyordu.
Yeonjun ve birkaç kişi sonunda başlangıç kısmına geri döndüğünde antrenmanlarının bittiğini anlamıştı. Yeonjun diğerlerine antrenmanın bittiğini bağırarak söylemiş ve sudan çıkmıştı. Gözleri anlık olarak onu izleyen bir adet Soobin ile buluştu. Yüzüne yine o mükemmel gülüşünü ekledi bu sayede.
Vücudundan sular damlayan beden beline havluyu sararak Soobin'e doğru ilerledi. Saçlarını hafif geriye atmıştı ona doğru gelirken. Soobin'in bu görüntü karşısında nefesi kesildi. Küçük dilini yutmuş bile olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry, Yeonbin
FanfictionSoobin alfalardan nefret ederdi. Özellikle adı Yeonjun olan alfalardan. 04.09.22 08.11.22 [Texting + Düzyazı]