Azıcık flashback ve tamamen benim evrenimdeki bi omegaverse bu. Türler 9 yaşında belli oluyor.
===
Yeonjun her sabah olduğu gibi yatağından bütün enerjisi ile uyandı. Arkadaşları ile buluşacağı içindi bu enerjisi. Hızlıca yüzünü yıkayıp aşağı kata indi. Annesi kahvaltı hazırlıyordu ve ona yaklaşıp annesine arkadan sımsıkı sarılmıştı. Tabii boyu küçük olduğu için sadece bacaklarına sarılmış oldu.
"Günaydın dünyanın en güzel annesi." Annesi işini bırakmış ve bu sözle oğluna dönerek onu kucağına aldı. Kocaman gülümsüyordu ona.
"Günaydın bitanem benim." Bir eliyle oğlunu tutarken diğer yandan onun saçlarını eliyle düzeltti kadın.
"Kahvaltıdan sonra dışarı çıkabilir miyim?"
"Çıkabilirsin ama dikkat et tamam mı? Geçen seferki gibi her yerini çamur içinde görmek istemiyorum."
"Tamam." diyerek başını salladı ve annesine daha da sarılmıştı.Burnuna gelen manolya kokusu ile başını annesinin boynuna daha çok gömmüştü. Arkadan gelen sahte öksürük sesi ile iki beden de o tarafa baktı. Babası elleri göğsünde birleşmiş bir şekilde onlara bakıyordu.
"Ben kıskanmış olabilirim biraz. Bana da sarılın." dedi sesini hafif üzülmüş gibi söyleyerek. Yeonjun annesinin kucağından indi ve koşarak babasının kucağına atlamıştı. Babası oğlunun yanağına küçük bir buse kondurdu.
Annesi de hem Yeonjun'a hem de babasına küçük bir öpücük verip tezgahın başına geri döndü. Babası ise Yeonjun'u sandalye bırakmış eşine yardım ettikten sonra o da masaya oturmuştu.
Yeonjun ailesini çok seviyordu. Onların da kendisini sevdiğini her şekilde hissediyordu.
"Bugün akşam Miho bizi yemeğe çağırdı. Gideriz değil mi?" Yeonjun büyük bir sevinçle annesine baktı.
"Nolur gidelim baba. Soobin'i özledim. Biz bir sürü oyun oynuyoruz beraber."
"Bugün işlerim çok yoğun değil. Gidebiliriz." dedi babası. Yeonjun dünyanın en mutlu insanıydı şu an. Kahvaltısını hızlıca bitirip ailesine teşekkür ettikten sonra odasına çıktı.
Anneleri sayesinde Soobin ile arkadaş olmuşlardı. Birbirleri ile vakit geçirmeyi seviyorlardı. Her zaman buluşurlardı. Eğer aileleri izin vermezse bir şekilde onları ikna eder ve yine buluşmayı başarırdı onlar.
Üstünü hızlıca giyindi ve aşağı kata indi tekrardan. Ailesine görüşürüz diyerek dışarı çıktı. Evlerine yakın olan parka doğru adımlaya başladı. Gördüğü 3 beden ile koşmaya başladı ve yanlarına daha hızlı ulaşmış oldu.
Hepsi 7 yaşındaydı. Aileleri birbirlerini tanıdığı ve sitenin güvenliği olduğu için istedikleri zaman buraya gelebiliyordu küçükler.
"Ben geldim."
"Hoş geldin Yeonjun." demişti 3 çocukta.
"Hoş buldum." diyerek onların yanına oturdu.
"Yarın abim Dowan'ın türü açıklanacakmış. 9 yaşına giriyor. Ne olacak acaba çok merak ediyorum." diyerek konu başlatmıştı Dosan.
"Alfa olmayacakca boşa. Beta olmayı asla istemezdim." Saçları hafif uzun olan Kanghoon onları geriye tarayıp konuşmuştu. Yeonjun ise sessizdi. Kilolu ve iri yarı olan Yongsan arkadaşını onaylayarak konuştu.
"Ben de asla istemezdim. Omega olduğunuzu düşünsenize bide korkunç. Kendimi evden dışarı çıkarmazdım."
"Ben abimin alfa çıkacağına eminim. Beta olması imkansız." Yeonjun onların neden tür ayrımı yaptığını anlamamıştı. Ona göre herkes aynı değerdeydi. Türü ne olursa olsun bunun önemli olduğunu düşünmüyordu.
"Neden tür ayrımı yapıyorsunuz ki?" dedi ortaya. Arkadaşları bakışlarını ona çevirmiş ve hafif alaylı şekilde bakmıştı.
"Neden mi yapıyoruz? Dostum düşünsene erkek bir omega olduğunu. Babam onların birer sürtük olduğunu söyledi." Yeonjun sessiz kalmayı seçmişti. Diğerleri de bilgisayar oyunları hakkında sohbete başlamıştı zaten.
Ama o omegaların sürtük olduğunu ya da kötü bir tür olduğunu düşünmüyordu. Aksine annesine hayran olduğu için omega olmak güzel bir şeydi gözünde. Babası gibi bir alfa olmayı da isterdi. Annesini her şeyden korurdu bu şekilde.
Kafasındaki düşüncelerinden dolayı ortama ayak uyduramamış ve arkadaşlarına veda ederek yanlarından ayrılmıştı.
Sokakta küçük bir taşı gözüne kestirmiş ve ona vurarak yürüyeme başlamıştı. Yaz tatili bitiriyordu. İlkokula başlayacak olması onu heyecanlandırıyor ve birazcık geriyordu. Tek isteği Soobin ile aynı ilkokula olmaktı. Arkadaşları arasında yakın hissettiği tek kişi oydu.
Soobin'in evlerinin önünden geçerken onu bahçelerinde gördü ve oraya doğru adımladı. Soobin gamzelerini göstererek bahçedeki çiçeklerle ilgileniyordu. Onu bir süre izledikten sonra yanına gelmişti.
Soobin yerde çömelmiş bir şekilde durduğu için ilk önce yanında duran kişinin ayaklarını görmüş ve yavaşça yukarıya bakmıştı. Yeonjun'u görmesi ile ayağa kalkmış ve ona sarılmıştı. Yeonjun da karşısındaki bedenin belinden tutarak hafifçe etrafında döndürdü.
"Hoş geldin Junnie." dedi sevimli bir sesle Soobin. Yeonjunu gördüğü için mutluydu.
"Hoş buldum Bin." dedi büyük gülümsemesini Soobin'e sunarak.
"Bak sana ne göstereceğim. Hadi gel benimle." diyerek Yeonjun'un elini tutmuş ve onu arka bahçelerine sürüklemişti. Karşısında iki tane çilek bitkisi duruyordu. Bunları beraber ekmişti ikili ve artık büyümüşlerdi.
"Meyve vermişler. Şu anlık yeşil ama ileride yiyebiliriz."
"Çok güzeller. Aynı senin gibi Binnie." Soobin'in hafifçe kızarmasına neden olmuştu bu söz.
"Yanakların gibi kırmızı olsunlar." dedi tatlı bir şekilde ama Soobin hafif kaşını çatarak Yeonjun'un koluna vurmuştu.
"Of yanaklarım kırmızı değil." Bu söz ile Yeonjun Soobin'in yanaklarını sıktı.
"Hayır öyleler ve çok tatlılar. Bu arada akşam size gelecekmişiz."
"Evet abimin alfa olduğu öğrenildiği için küçük bir kutlama yapacaklarmış. Neden bu kadar önemli olduğunu anlamadım. Babam onunla gurur duyuyor resmen."
"Ben de anlamıyorum.Türler o kadar önemli mi ki?" İkisi de çileklerini seyrediyorlardı şu an.
"Babam alfa olmanın öneminden bahsediyor sürekli. Omegaları sevmiyor. Abim alfa olduğu için çok mutluydu. O yüzden omega olmak istemezdim sanırım."
"Bilmiyorum. Ben sen omega olsan bile seni çok seveceğim Binnie. O yüzden benim için bir önemi yok." Soobin'e güven verici şekilde bakmıştı. Henüz yedi yaşında olmalarına rağmen aralarındaki bağ güzeldi.
"Ben de seni seveceğim Junnie." İkili akşama kadar beraber oynamış ve konuşmuştu.
Annelerinin dostluğu sayesinde başlayan aralarındaki bu dostluk oldukça masumdu. Her şey o zamanlar daha güzeldi. Küçüklerdi ve masumlardı.
====
Ağlayacağım şimdi. Geçmişin verilmesinden pek hoşlanmıyorum ama bu ikilinin arasındakileri en iyi bu şekilde gösteririm🥺
Bu arada adlar tamamen sallamasyon herhangi bir ünlü değil
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Strawberry, Yeonbin
Fiksi PenggemarSoobin alfalardan nefret ederdi. Özellikle adı Yeonjun olan alfalardan. 04.09.22 08.11.22 [Texting + Düzyazı]