12. Bölüm

197 4 0
                                    

Yıl 1537 13 Temmuz...
Nurgüzel den;
Havanın kavurucu sıcaklığı ve has bahçe deki eşsiz güzellikte ki güller bunları düşünürken yanıma Cihangir ile Bayezid geldi..
Bayezid: Nurgüzel senin gözlerin neden mavi?
Nurgüzel: Ah ne diyeceğimi bulamadım ama babamın da gözü maviymiş ona çekmişim.
Cihangir: Benim gibi mi? Benim de babamın gözü mavi ve benim ki de mavi.
Nurgüzel: Ha evet öyle eee siz niye geldiniz buraya?
Bayezid: Senin yalnız oturduğunu görünce canın sıkılmıştır diye geldik yanına.
Nurgüzel: İyi etmişsiniz.
Cihangir: Peki Şehzade Orhan ile Şehzade Mustafa ne yapıyor?(:
Nurgüzel: İkisi de uyuyorlar tatlım benim.
Cihangir: (:
Bayezid: Nurgüzel Sultan peki sizin orada nasıl konuşuyorlar?
Nurgüzel: Yunanca konuşuyorlar canım.
Bayezid: Peki ben de konuşabilir miyim?
Nurgüzel: Ah tabi ki de konuşabilirsin.
Bayezid: (:
Ve Mehmet geldi...
Mehmet: Acaba Nurgüzelim ne yapıyor? Canımın içi.
Nurgüzel: İyiyim ve Mehmetim sen nasılsın?
Mehmet Nurgüzel in yanına oturur ve Nurgüzel in belini kavrar Nurgüzel ise Mehmet in göğsüne kafasını katar...
Mehmet: Bende iyiyim ışığım benim.
Ve Nurgüzel ile Mehmet öyle 15 dk dururlar ve sonra ise has bahçe de gezmeye başlarlar o an Nurgüzel in aklına 2 sene önce gizli sarayı gelir ve yöne doğru gider Mehmet de arkasından gelir...
Mehmet: Nereye gidiyorsun?
Nurgüzel: Kaybolan sarayı bulmaya çalışıyorum.
Mehmet beklenmedik bir hareketle Nurgüzel i belinden çeker kendine...
Mehmet: Ben o sarayı buldum.
Nurgüzel: Nerede peki?
Mehmet: Senin içinde tam da kalbinin ortasında.
Nurgüzel: (:
Mehmet: Seni çok seviyorum.
Nurgüzel: Bende seni çok seviyorum.
Ve farkında olmadan Nurgüzel in 2 sene önce bulduğu sarayın yanında durup aşklarını tazelerler...
Bölüm son...

Kaybolan SarayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin