41. Bölüm

98 2 0
                                    

Aradan 2 sene geçer...
Yıl 1569 21 Mart...
Nurgüzel den;
Bugün hava çok güzeldi çiçekler açmış etraf polen kokuyordu ve geçen ki seferimin yoğunluğun dan döndükten sonra çiçeklerin açması iyi olmuştu o yüzden hava almak için gül bahçeye çıktım ve bu sefer yalnız değildim kucağımda Orhanımın Şehzadesi benim torunum Süleyman vardı ve Süleymanım torunum ile gül bahçe de dolaşırken torunum hapşurdu ah ne kadar da tatlıydı her haliyle benim torunum Süleymanım..
Nurgüzel: Hapşurmuş mu? Benim torunum Süleymanım ha.
Ve Süleyman Nurgüzel in saçlarıyla oynamaya başlar...
Süleyman: Babayayne.
Nurgüzel: Ne dedin sen babaanne mi?
Süleyman: Babayayne.
Nurgüzel: Ah torunum benim.
Diyerek Nurgüzel torununu sevmeye başlar ve o an yanına paşa gelir...
Paşa: Sultanım Şehzade Mustafa gelmiş.
Nurgüzel: Ne sarı Mustafam gelmiş demek çabuk buraya gelsin paşa.
Paşa: Peki Sultanım.
Ve sarı Mustafa gelir...
Nurgüzel den;
Sarı Mustafamın geldiğini gördüğümde özlem ve hasret birde sevgiyle sarı Mustafama sarıldım..
Mustafa: Annem nasılsın? İyi misin?
Nurgüzel: İyiyim sen nasılsın? Oğlum.
Mustafa: İyiyim bende anne torun çoluğa karışmışsın.
Diyerek Süleyman ı sever...
Ve ana oğul hasret giderilirler sonra da Nurgüzel torununu öğle uykusuna yatırmak için dairesine çıkar ve torunu uyuduktan sonra Nurgüzel de kendini yatağa bırakır ve uyuya kalır...
Bölüm son...

Kaybolan SarayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin