❝You have stolen my heart,
never let it go.❞.
Doyoung
Renjun'in attığı konuma geldiğimde yurtlarının yakınındaki eski görünümlü bir atölyeyle karşılaşmıştım. Buraya daha önce gelmemiştim ama Mark ve Renjun'in anlattıklarından mimarlık öğrencilerinin burada sabahladığını biliyordum.
Öğretmenlik okuduğuma bir kez daha şükredip binanın içine girdim. Dışına göre çok daha ferah ve modern bir dizayna sahip olduğunu görünce bir an dikkatim dağılsa da kendimi toparlayıp öğrencilerin arasında tanıdık bir yüz görmek için etrafa bakındım.
"Hyung!" Mark'ın kendisinden önce sesinin koridorlarda yankılandığını duyunca arkamı döndüm ve o üzerime doğru koşarken ona sarılabilmek için elimdeki poşetleri yere bıraktım. Eş zamanda o da kollarımın arasına girince gülümseyerek ona sıkıca sarıldım. Bu veleti de çok özlemiştim.
"Görüşmeyeli yıllar olmuş sanki...çok özlemişim."
"Hyung demenden anlaşılıyor zaten." gülüp kucaklaşmamızı bozdum ve yerdeki poşetleri tekrar elime alıp bir poşeti ona uzattım.
"Al, bu senin sevgilinden." Mark neşeden parlayan gözleriyle anında poşeti çekip alınca kıkırdadım.
"Kendisini yollasa daha çok mutlu olurdum ama idare edeceğiz artık.." Mark iç çekip gülümseyerek poşetin içindeki abur cuburlara bakarken omzunu okşadım.
"O da olur yakında." asıl aradığım kişiyi hala göremeyince tekrar etrafa bakındım.
"Ee Çinlim nerede?"
"Onlar kendi grup ödevlerini üst katta yapıyorlar. Üst sınıflar için daha çok malzeme var orada."
"Sen de Renjun'in torpiliyle orada takılıyorsun galiba?"
"Evet, bu yüzden artık favori hyung'um o."
"Bak sen.." gülerek kolumu omzuna attım ve onunla birlikte üst kata çıktık.
Renjun'in bir erkek, iki kızla çevrili olduğunu görünce ne anlattığını merak edip ses etmeden gruba yaklaştım. Önündeki ev maketini işaret etti, "Evin güneş alması gereken yerlerine pencere koymamışsın. Hocanın kabul etmemesi normal. Küçük bir hata ama bütün ödevi çöp edebiliyor maalesef. Bir dahakine daha iyisini yaparsın, üzme kendini artık." az önce ağlamış gibi duran kızın omzuna destek verircesine dokundu.
Ben ağlarken bu kadar kibar olamıyor ama beyefendi...kendi düşünceme kıkırdadım. Gerçekten kızgın değildim ama Renjun'in bu yanını hiç görmediğim için şaşkındım.
Ona hayranlıkla bakan tek kişinin ben olmadığımı fark edince istemsizce kaşlarımı çattım. Yanındaki çocuk bütün konuşma boyunca Renjun'i incelemişti ya da ben de Jaemin gibi paranoyak olmuştum. Renjun'in bize ve sosyal medyaya attığı fotoğraflarda sürekli olduğu için yanındakinin Jeno olduğunu anlamıştım. Jaemin'in ne demek istediğini anlaşılıyordu. Jaehyun gibi bir şeytanlık seziyordum çocuktan. Kendime gelmek için başımı iki yana salladım. Umarım yanılıyorumdur.
![](https://img.wattpad.com/cover/324160996-288-k264609.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let's love
Fanfictiongündüz veya gece olsun, bir daha asla yalnız dolaşmayacaksın. #It's okay that's love'ın devamıdır.. ana çiftler: dotae, renmin, markhyuck