VIII. seni gidi küçük azman

197 51 44
                                    

lan bolum atmasi unutmusum aaaa

yeni yila giricez arkadaslar birkac saat kaldiii

neyse ya okuyun ama 😭😭

———

^CHAN^
Kardeşimin o çok sevip alıştığı arkadaşlarıyla olan fotoğrafını görüp, sonrasında onu bıraktığımdan beri hala aynıydım, ordan biraz uzaklaşıp sakin bir yere çekmiştim. Kafam almıyordu nasıl ya nasıl bunu yapabilir. Bana olan nefretini kardeşimden mi çıkaracaktı. Bu kadar mı nefret ediyordu benden.

Annemin üçüncü çağrısıda sonlanırken onun  aramasına bakamıyordum, sesimden anlayacaktı üsteleyecekti ve gerçekten annem konuşmak isteyeceğim son kişilerden biriydi. Birkaç dakika telefon sessiz kalırken ben öylece dalmıştım kendime gelemiyordum.
Telefonum tekrar çalmaya başladı ama bu sefer annem değildi. Changbin'di. Açmadım ama ardındaki mesaj yağmuruyla tekrar aradığında açmıştım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun lan sen, annen meraktan ölmüş bildiğin. Beni aradı, niye açmıyorsun telefonunu." demişti sinirle sıralarken.
"Bir şey yok, görmemişim işte." diyerek kestirip attım.
"Ordan salak gibi mi duruyorum, seni tanımıyorum mu sanıyorsun sen? Telefonun hep elinin altındadır ve kimsenin çağrısını cevaplamamazlık yapmazsın, hele ki annenin çağrısını. Çünkü bilirsin annen bu konuda hassastır." yine yaptığım saçmalıkların karşısında azarlanıyordum, haklıydıda.

"Şimdi hemen bize geliyorsun, ben annene bizde kalacağını söylüyorum ve sen ne olduysa her şeyi ama her şeyi anlatıyorsun. Anladın mı Chan'cım?" Demişti sinirini bastırmak ister gibi gıcık bir tonda.
"Tamam geliyorum Chanbin'cim." diyerek telefonu yüzüne kapatıp evlerine doğru sürmeye başlamıştım.

Kapıyı çalmamla topuklarına basarak hızlı adımları duymuştum, bunun kime ait olduğunu tahmin etmek zor değildi ardından kapı hızla açıldı.
"Off nerde kaldın. Changbin'le konuşmanızdan beri evde dört dönüyorum sana ne olduğunu düşünmekten ama bir şey bulamadım. İyi misin sen, gerçekten kötü gözüküyorsun." demesiyle elini anlıma koyup ateşimi ölçmeye çalışan arkadaşıma garip bakışlar atıyordum.
"Artık içeriye mi geçsek, hem ateşim yok boşuna bakıyorsun Lix." dediğimde sinirle bana bakıp, geriye çekilerek içeriye geçmem için yol açmıştı.

"Ay benim canım arkadaşım gelmiş hoş gelmiş, kaostan beslenen burnu boktan çıkmayan ama yine de bize anlatmamak için elinden geleni yapan arkadaşım mı gelmiş."
içeri girmemle konuşan Changbin'i aldırmadan koltuğa geçip oturmuştum. Felix'te Changbin'in yanına geçip merakla bana bakıyordu. Cidden kötü olduğumu gören Changbin dalga moodundan çıkıp konuştu.

"Dökül ne oldu."
"Ya of, ben şimdi nasıl anlatayım bilmiyorum ama sanırım ciddi anlamda kaos olucak." dememle ikisinin de gözü büyümüş Felix heyecanla konuşmuştu.
"Anlatsana ya, uzatma bak merak ediyorum." kafa sallayıp konuşmaya başladım.

"Onu gördüm, Jeongin'le arkadaş olmu-"
"Ne, ne dedin sen. Jeo, kardeşin, nasıl ya."diyerek anlamayan Lix.
"Nasıl öğrendin, emin misin o olduğundan." diye konuştu, anlamaya çalışıp sakin kalan Changbin.

"Eminim, arkadaşlarından bahsetiyorduk işte sonra fotoğraf çekinmişler gösterdi bana, oydu işte iki yılda ne kadar değişebilir." dediklerimi dikkatle dinleyip, ne diyeceklerini bilmiyorlardı.
"Bildiğin kardeşime yakın olup sonra da onu üzücek, aklınca intikam alıcak benden. Ailemin ne kadar değerli olduğunu biliyor, bu yüzden yapıyor işte, şimdiden bu kadar çok seviyorsa ne yapıcam  ben Jeongin'e, onunla konuşma diyemem hepsi bir grupmuş, bu sefer yalnız kalır hem de dinlemez beni." dediğimde Changbin'in bakışları değişti sinirlenmiş gibiydi, eski arkadaşı da olsa ona laf edilmesini sevmezdi.

flawless-seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin