XI. düşündüğün gibi değil.

143 33 47
                                    

*JISUNG*
O gün eve gitmek o kadar zordu ki hep düşüp bayılacak gibi hissetmiştim. Bir sürü ses vardı ama ben hiçbir şey duymuyor gibiydim. Kendime gelemedim bu cidden uzun sürecek gibiydi ya da o an öyle hissediyordum.

O gün zar zor eve geldim endişeli bir anne baba bırakmak istemedim ama yapamadım kendime çeki düzen veremedim. Annem anlamıştı tabii o zaman belli olmadığını düşünmüştüm. Ona sadece kavga ettik ve sanırım hasta olacağım dedim. Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirdim bilmiyorum. Annemin içi rahatlamasada üstüme gitmedi.

Sonra uyudum, uyandım ve tekrar tekrar. Telefonun kapalıydı kimse ulaşsın istemedim. Yataktan çıkamadım, okula gidemedim ciddi anlamda kötüydüm yerimden bile kalkamıyordum, bir şey yiyemiyordum. Annemi üzüyordum o yüzden zorladım ne kadar doktora gitmemizi söylesede istemedim. Zaten babama da belli etmesin istemiştim, babamda sadece üşüttüm sanıyordu.

Bu uzun bir süre değil tabii yani sanırım, iki gün oldu ve ben bugünde yatıyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum.

Akşama doğru annem eve gelmişti ve Seung'un sürekli aradığını hiçbir şekilde hastalığımın tek sebep olduğuna inanmadığını söylemişti.

Yanisi evime geleceklermiş umarım Jeongin gelmez onu görmeyi asla ama asla istemiyorum. Evet onun bir suçu olmayabilir fakat onu görmek beni dahada kötü yapıcak biliyorum.

Aradan biraz daha zaman geçmişti ve tabii ki geldiler. Seungmin halimi görünce hemen yatağımın kenarına oturup ateşime baktı.

"E ateşi de yok bunun." diyip kapının orda olan Hyunjin'e söylendi.
"Doktorada gitmemişsin, manyak mısın sen zaten bünyen hassas, neyin var tam olarak."
endişeliydi evet o da öyleydi, herkesi kaygılandırmaktan başka yaptığım bir şey yoktu.

"Halsiz hissediyorum bir de bir şey yiyesim gelmiyor işte."

"Halsiz olmanın sebebi yemek yememiş olman olabilir mi sincap?" diyen Hyunjin yanımda durup saçımı okşuyordu.

"Cidden bir şey yiyemiyorum, olabildiğince yiyorum zaten." dediğimle Hyunjin'e kaş göz yapan Seungmin kapıyı kapattırmıştı.
"Kavga etmişsiniz annen öyle dedi." demesiyle oflamıştım.

"Bir şeyi de söylemese olmuyor zaten"
"Sen soruma cevap ver, Minho'nun ilgisi var biliyorum neden kavga ettiniz onu görmeye gitmedin mi? ailesi falan mi gördü ne oldu?"
of bu çocuk niye her şeyi kurcalıyor ya yeter.

"Seung lütfen şu an konuşmak istemiyorum kötü hissediyorum lütfen Minho deme bana." dememle ben demiştim bakışlarıyla Hyunjin'den onay alıyordu.

"Bak işte yine Minho'nun işi ne yaptı bak söyle bir şey yapmayacağım."
çok inandırıcısın cidden en ufak bir şey desem kavga edeceğini sokaktan geçen kedi bile bilir.

"Önemli değil benim de suçum vardı önemi yok yani." dememle Hyunjin kahkaha atmış ve çalışma masamın sandalyesini çekip oturmuştu.

"Bu dediklerine Jeongin bile inanmaz." derken sinirim tepeme atmıştı gereksiz bir çıkıştım.
"Jeongin ne alaka ya o kim beni tanıyacak." dediğimde ikisi de garipsemişti. Çünkü Jeongin'e ilk günden ısınan bendim.

"Yeni tanıştık diye dedim, bir Minho bir sen bu çocuk ne yaptı size ya. Yeni tanıştık yani, ne bu sürekli garip garip laflar ne olmuş. Siz de daha yeni çıkmaya başladınız doğru düzgün bir anınız bile yok anca atışıyor bir şeyler saklıyorsunuz." dediğinde Seung ona dönüp mimikleriyle bir şeyler yapmıştı ve Hyunjin'in susmasını sağlamıştı.

"Haklısın Hyunjin daha ilk haftadan yedek olduğumu öğreniyorum."

"Ne."
"Ne" ikisi de birden şaşkınlıkla bağırmıştı. Artık saklamamın bir gereği yoktu sanırım. Burda suçlu oydu neden susayım ki.

flawless-seungchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin