nefes.

4.3K 241 387
                                    

Sanırım günler sonra ilk kez sofra kuruyordum.

Şakasız, iki kişilik bir masa değilde sanki aşiretten birinin sünnet düğünü varmış gibi bir muammele uyguladığımı fark ettiğimde çok geçti.

Sonuçta Çağan'ın doğum günüydü ve üç senenin ardından ilk kez biriyle kutlayacaktı. O havaya girmesini gerçekten çok fazla istiyordum.

Ben dün eve girdikten sonra yarım saat kadar kaldırımda oturup bekledi. Bende elim kalbimde evin içinde volta atarken cama çıkmış yanlışlıkla ona gözükmüştüm. O da fark edince bana mesaj yazmıştı.

"Uyumadın mı hala ? Saatin kaç olduğunun farkında mısın sen ?" yazdığında birkaç dakika salak salak mesaja baktığımı hatırlıyorum.

"Uyurum birazdan. Kitap okuyordum." diye cevap vermiştim.

"Öyle mi ? Göstersene kitabını camdan." yazmıştı.

"Napıcaksın kitabımı ya ? Okuyordum işte bir tane."

"Bende okuyacaktım ondan."  sonra bir mesaj daha yazmıştı. Aklımda kaldığı kadarıyla,

"Hayır okumayacaktım. Cama çıkman bahanesiyle seni izlerdim büyük ihtimal."

"Git uyu."

"İyi geceler. Yarın "öğlen" 8'de görüşürüz. :))"

Tabi ben dünki mesajlarımızı açıp açıp beş on kez okuduğum için ezberlemiştim. Normaldir.

Bardakları masaya koyduğum sırada telefonum çalmaya başladı.

Koltuğun üstündeki telefonuma uzanıp kim olduğuna baktım. Çağan arıyordu.

Numarasını rehberden silmiştim ama sonuçta ezbere biliyordum...

"Efendim ?" dedim heyecanla açıp kulağıma tutarken. Fazla cilveli bir ses tonuyla konuştuğumu fark ettiğimde boğazımı temizledim ve hafiften yanağıma vurdum.

"Efendim mi ? He diyeceksin ne efendimi ?"

"Ay ne diyorsun Çağan ? İşim gücüm var benim kapa."

"Dur dur, ne kapaması ? Bir şey diyecektim sana ben."

"Söyle ne var ?"

"Ya bir şey diyicem sen niye bana çocuğunu sevmeyip kocasının hatırına iyi davranan üvey anneler gibi davranıyorsun? Hem beni evine çağırıyorsun hemde kaba kaba konuşuyorsun." telefonu kendimden uzaklaştırıp ağzımı kapatarak güldüm. Sonra yine telefona döndüm.

"Bunu mu diyecektin ?"

"Yoo."

"Ayy, Çağan kapat!"

"Gelirken bir şey lazım mı diyecektim. Ne getireyim sana ?"

"Hiçbir şey lazım değil gel hadi."

"Ha ben lazımım yani ?"

"Çağan sen niye her muhabbetten kendine malzeme çıkarmaya çalışıyorsun ? Salak mısın ?"

"Off! Senlede hiç sohbet edilmiyor. İnsan der ki, 'sen lazımsın bana, çabuk gelir misin lütfen' ama nerde!"

"Tabi canım başka ne istersin ?" dedim duvara asılı aynaya bakarak saçımı düzeltirken.

"Seni." birkaç saniye içinde yüzüme bir tebessüm oturdu. Ve cevap veremeyip telefonu suratına kapattım. Telefonumu koltuğa fırlatıp aynadan kendime bakmaya ve az önce dediğini düşünmeye başladım.

Normaldik. Düzelmiş miydik ?

Bu beni bir yandan mutlu ettiği sırada yavaşça yüzüm düştü ve bunların haricinde gerçekleşen şeyler aklıma geldi.

KarmaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin