Bölüm 19

2.9K 53 1
                                    

Merhaba arkadaşlar nasılsınız 💖

Okuma var ama oy ve yorum yok bu da beni çok üzüyor 🥲
Ekmek ediyorum lütfen oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💫🕊️
.
.
.

Yazar'dan

3 gün sonra....

Hazar şirkete Mihribanla konuşmak için gelmişti. Hem ortaklığı kabul ettiklerini hem de bu bahaneyle mihrabı görecekti.

Şirkete girdiğim de hemen asansöre bindi ve Mihriban'ın odasının bulunduğu kata çıktı. Çıkarken asansör de bulunan kız sürekli Hazar'ı izliyordu. Hazar farkına varmıştı ve kıza dönüp çapkınca bir bakış attı. Kız eriyip biterken asansör Hazar'ın İnceği katta durdu. Hazar son bir kez aynadan kendine bakıp saçını düzeltti ve indi. Kız arkadaşından bana kaldı.

Mihriban'ın odasının bulunduğu koridora döndü ve sekreteriyle karşılaştı.
"Buyurun." Sorar gözlerle Hazar'a baktı kadın.
"Ben Hazar Bozdağ. Mihriban hanımla görüşmem vardı."
Kız hızla önünde ki bilgisayarla ilgilendi. O sıra Hakan gelmişti.
"Olum niye beklemiyorsun ya ne bu acelen." Hazar hakana doğru döndü.
"Çok yavaşsın ben ne yapım." Hakan cevap vermek yerine gözlerini devirdi.
"Evet buyurun geçebilirsiniz." Sekreter kadına cevap vermeden ilerlediler. Hakan kapıyı çaldı. İçerden gel sesi gelince içeriye girdiler. "Hazar abiii." Mirhan koşarak Hazar'a sarıldı hakan ve Naz çok şaşırmıştı. Mihriban böyle olucagini biliyordu ama.

Naz kafasını bir anlığına hakana çevirince göz göze geldiler. Hakan Naz'a etkilenmiş şekilde bakıyordu. Tabiki naz için de aynı şeyler geçerliydi. "Oturun hakan bey ayakta kaldınız." Mihriban'ın sesiyle ikiside kendine geldi. Hakan geçip oturdu. Tam Nazın karşına.

"Hazar abi akşam geliyorsun demi. Çok yakışıklı olucam annem kocaman bir pasta aldı. Sen gelmezsen üflemem." Mirhan dudaklarını büzüştürmüştü. Hazar kafasını öptü. "Tabiki geleceğim aslan parçası. Sen istersin de ben yapmaz mıyım." Mirhan çok sevinip kollarını hemen Hazar'ın boynuna dolamıştı. Mihriban içten içe mutlu olsa da yüzünden bunu belli etmiyordu. Ama oğlu çok mutluydu.

Kapı çalınca Mihriban gel dedi. İçeriye mirhanın bakıcısı gelmişt. "Hadi bakalım annecim. Gaye ablan seni götürsün akşam için hazırlan." Mirhan hazar'ı öpüp kucağından inip annesine koştu. Annesini de öptü.
"Benim başım kel mi?" Dudak büken Naza koşan Mirhan onu da öptü. Hakan hayranlıkla ikisini izliyordu. Nurla dememişler ama olmamıştı. Nur da zaten şuan başkasıyla evliydi.

Mirhan kapıdan çıkınca Mihriban yüzünde ki gülümsemeyi sildi. "Buyurun Hazar bey ne için gelmiştiniz." Hazar biraz dikleşti. "Mihriban biz düşündük -" Mihriban Hazar'ın sözünü kesti. "Mihriban hanım. Ben sizin arkadaşınız değilim. Benimle saygı çerçevesinde konuşun lütfen Hazar bey." Naz ıslık çalarak geriye yaslandı ve hakanla göz göze gelince başını önüne eğdi.

"Peki Mihriban HANIM" hanım kelimesini bastırarak söylemişti. "Biz karar verdik ve kabul ediyoruz." Mihriban sırıtma dan edemedi. İşte şimdi bu iyiydi. O şirketi başlarına yıkacak kendini bıraktığı gibi tek kuruşsuz sokakta bırakacaktı. "Peki o belde sözleşmeleri imzalayalim." Mihriban çekmeden çıkardığı sözleşmeyi imzaladı ve Hazar'a uzattı. Hazar da imzaladı. Ve artık istediğinin bir kısmını almıştı. O şirketi yavaş yavaş biterecekti.

"İmzalar da atıldığına göre bunu bir kahveyle kutlayabiliriz bence."hakan Naz'a Bakarak kurduğu cümleyle naz gülümsemişti. "Benim işlerim var siz kutlayın ben kahvemi burada da içerim."Mihriban soğuk bir tonla kesin bir şekilde konuşmuştu." Naz hakana baktı. "Aslında ben gelebilirim benim işim yok." Hakan gülümsedi ve ayağa kalktı. "Peki o halde gidelim. Hazar geliyor musun?" Hazar'a sormuştu ama Naz'a bakıyordu. Hazar da anlamış ve gülümsemişti. "Yok benim de Belinay la toplantım var." Mihriban bir anlığına durdu. Belinay kimdi. Sonra belli etmemek için incelediği dosyaya geri döndü. Hakanla naz kapıdan çıkıp gitmişlerdi.

Mihriban Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin