Apo Nattawin Wattanagitiphat, tam bir yalancıdır. Ona sen bir yalancısın dediğimde şımarıkça gülümser ve ekler. "Ben bir yalancı değilim, sadece sırlarım var." Doğruydu aslında. Yalan söylemek yerine sır saklardı ve boşlukları bir şekilde doldururdu, Apo'nun bir sürü yalanı değil boşluk doldurmaları vardı.Bunlardan biri şirketindeki herkese "Sizleri ailem gibi seviyorum" demesiydi, boşluğu onları şımartarak doldururdu oysaki sır, Apo'nun ailesiyle asla anlaşamamasıydı, onları en son ne zaman gördüğünü bile hatırlamazdı...
Apo iki yıl boyunca New York'ta yaşamıştı, herkese New York'u çok sevdiğini anlatırdı, boşluk bir şehre ait hissetmesiydi. Oysaki sır olan Bangkok'a hiçbir zaman ait hissetmemesiydi... Muhtemelen Bangkok dışında neresi olursa olsun, severdi...
Tatlılara sevdiğini söylerdi ama çok fazla tatlı yemek istemezdi. Herkes tatlı dışında bir şey yemediğini düşünürdü. Buradaki boşluk "En sevdiğiniz yemek nedir?" Sorusuna cevaptı. Gerçek olan yalnızca baharatlı yemeklerin midesini rahatsız etmesiydi, bu yüzden tatlı severim demişti.
Apo Nattawin etraf kalabalıkken çok konuşurdu, boşluk olabildiğince insanlarla yakın olmaya çalışmaktı, aslında sırrı kalabalık ortamlarda tedirgin olmasıydı ve kendini konuşmaya vermesiydi...
Baş başa kaldığımızda konuşan ben olurdum ve o hep beni dinlerdi.Meditasyon yapardı ya da çizimlerle uğraşırdı. Dergi okumaya bayılırdı ve defterine dergi yapraklarından kopardığı resimlerle kombin yaparak yapıştırırdı. Fotoğraf çekmek en sevdiği hobisiydi. Her şeyin fotoğrafını çekerdi...
Bazen gökyüzünü, bazen kaldırım taşlarını. Hepsine bir anlam yüklerdi ve hepsini ayrı ayrı severdi...
Evimizin duvarlarını anılarla doldurmuştu. KinnPorsche the series la forte 7.bölüm sinema biletimiz, filmimizin posteri, ona aşkımı ilan ettiğim şarkıyı çalarken kullandığım perayı, 10 yıl önce birbirimizi tanımadan yürüdüğümüz ve aynı karede olduğumuz podyumdan fotoğrafımızı,Singapur'u , Seoul'u, Malezya'yı, Tayvan'ı, gezilerimizi, İtalya turumuzu, birlikte yaptığımız her şeyi...
Üstelik arsız adamın bana karşı sırları da vardı, hepsini bilmeme rağmen boşlukları kendi istediği gibi doldurmasına izin verirdim.
Mesela plakları seviyorum diyor ama aslında o kadar da sevmiyor. Plakları seven benim o benim onları dinlerken aldığım halleri seviyor. Ve ne zaman dinlemek istesem bende hızlı davranıp plak çalara koşuyor, bayılıyor buna...
Zhan zhao'yu sevdiğini söylüyor ama aslında ben onu Zhan zhao'ya benzettiğim için öyle diyor. Zhan zhao'yu tanımıyor bile. Ne zaman "Justice Bao"'ya başlasak uyuya kalmış numarası yapıyor. Üstelik ilk teklif ettiğimde beni reddetmişti çünkü Zhan Zhao'nun "Justice Bao"'dan bir karakter olduğunu bile bilmiyordu.
...Ama binlerce insanın önünde benim için Zhan Zhao olmuştu...
Apo Nattawin...
Yatağın sol tarafında uyumayı sevdiğini söyler ama aslında yatağın sol tarafında uyumayı seven benim, fark ettim çünkü benim uyuduğuma emin olduktan sonra uykuya dalmak için sağ tarafına döner. Ve ben sol tarafı sevdiğim için gecenin sonunda onun kollarında uyanırım, buna bayılıyor.
Nattawin... Gitar çalmak istediğini, ona öğretmem gerektiğini söyler ama bir şekilde kendimi ona gitar çalarken bulurum, ellerinin hassas olduğundan yakınır sonra bir bakmışım elleri ceketimin cebinde...
Gerçekleri söylemek istemez, boşlukları kendi istediği gibi doldurur bende arkasındaki sırrı çözerim.
Mesela ben Mile Phakphum Romsaithong,
Oldukça basit ve dürüst bir adamım. Eğer gözlerimi ondan alamıyorsam, almam.
Eğer o ince belini kavramak istiyorsam binlerce kişi arasında... kavrarım.
Eğer aşkı içimde tutamayacak kadar taştıysa giderim ve binlerce kişinin takip ettiği hesabımdan "Mile bu Apo'ya çok aşık" adlı twiti beğenirim.
Kimseden çekinmedim, dediğim gibi basit ve dürüstüm.***
...Aslında değilim, benimde bazı sırlarım ve boşluk doldurmalarım var.
Mesela gece yatarken o kadar da hareketli değilim. Öyle olduğunu söyler boşluğu doldururum. Gerçek Apo'un yanında uyumak istemem, sırrım kokusuna bayıldığım...
Sugar daddy falan değilim, tersine unutmayın ki cimri insanların hepsi iyi para kazananlardır. Apo'un alışveriş yaparken kendini kaybetmesine ve eve döndüğümüzde aldıklarının çoğunun benim için olduğunu fark edip isyan etmesine bayıldığım gerçeğini saklıyorum...
Tarzımla ilgili... Eski tarz giyinmeyi sevdiğimi söylemem bir boşluk doldurma. Gerçek bana yakışan her şeyi giyerim, çok düşünmem ne giyeceğimi, bana Adidas eşofmanlarımı verin yeter.
Sırrım ise Apo ile aynı şeyleri giymeye bayılmam, üstüme ne yakışacağını ondan dinlemek ve buna kafa yormasını izlemek ve beni çizmeleri, İspanyol paça pantolonu ve önü açık siyah gömlekle gördüğünde yüzündeki ifadeden zevk almam...Bir de şey daha var,
KinnPorsche the series la forte dizisi...
"Bir deneyim kazanmak istedim." Diyerek boşluk doldurdum. Pftt...
Apo'yu seçmelerde gördüğüm anda onunla daha fazla zaman geçirmek istedim benim gerçeğim buydu. Sırrım ise sekiz yıl önce gördüğüm o gözleri asla unutamamdı...Gerçi çokta sır sayılmaz bu, onu gördüğüm anda direk "Hala çok yakışlısın" demiştim. Apo'ya sorsanız anın şokunu hala atlatamadığını söyler. Ne yapalım? Demiştim size ben basit bir adamım.
Halime gülerek, önümdeki açık bilgisayarın ekranında yanıp sönen imleçe bakakaldım. Bugün halletmem gereken bir sürü iş, okumam gereken bir sürü rapor vardı. Ama ben yine adamımı özlemiş, zamanımı onu düşünerek kutsamıştım...
Daha fazla dayanamayıp bilgisayarı kapattım ve yanımda uzanan sevgilimin göğsüne uzandım. Anında uğraştığı tableti komidinin üstüne koydu, sonra arkasındaki yastığı düzeltip rahat bir pozisyon alarak saçlarımı okşamaya başladı.
"Apo Nattawin Wattanagitiphat" Dedim. Saçlarımın arasındaki parmakları durdu. Ona 'Po' diye seslenmedim çünkü. Aklında ne geçiyorsa bu beni güldürdü. Dinlendirici gözlükleriyle yüzüme bakmaya çalışan adama kafamı göğsünden kaldırarak yardım ettim. "Seni seviyorum." Diyerek verdim soluğumu.
Anında çatılan kaşları gevşemiş, yüzünde alaycı bir gülümseme oluşmuştu. O gülümsemeden anladım muziplik peşinde olduğunu.
"Mile Phakphum Romsaithong." Dedi ve ekledi. "Ama ben seni sevmiyorum." Ve mutluluk gözlerine bulaşana kadar gülümsedi.
İşte yine gerçeği söylemiyor. Seni sevmiyorum diye boşluk dolduruyor. Gerçekten söylemek istediği cümle 'Gel ve seni sevdiğimi al dudaklarımdan' sırrı ise onun için çıldırdığım gerçeğine bayılması.
Hiç bekletmeden dudaklarına uzandığımda attığı kırkırtıyı duymasanız da olur. Bu kırkırtı gerçek ve sırrı aşk.
Siz boşluğu keyfinize göre doldurabilirsiniz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek, Boşluk ve Sır
Hayran KurguGerçekleri söylemek istemez, boşlukları doldurur ve bende arkasındaki sırrı çözerim. MileApo