"Bu gün çok eğlenceliydi hyung. sizinleyken zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyor insan."
"değil mi. Her gün hızlıca bitiyor. Şurada yaşayabileceğimiz altı üstü kaç saat var ki. bir de bunu biz kısaltırsak... kyungsoo bak-"
"ahh, evet hyung zaman çok çok hızlı geçiyor bu yüzden de oldukça yoruldum. Ve de uslu bir adam olup hemen gidip uyuyacağım, iyi geceler."
Saat çoktan on ikiyi geçmişken yurdun önünde duran arabada ki küçük beden büyüğünün bahsedeceği konuşmaları ezberlediği için hızlıca yanağına bir buse kondurmuş kendini arabadan atıp ageyyo yaparak yurda koşmuştu.
Arabadaki bedense sıkıntıyla nefesini verip küçüğüne el sallamış o eve girince de içindeki daralma hissi ile yoluna devam etmişti.
Ayakkabılarını çıkardıktan sonra salondan gelen seslerle kafasını içeri uzatmış ve üyelere selam vermişti.
"Do kyungsoo, erken döneceğini söylemiştin."
"Kusura bakma Junmyeon-shi. Anca şimdi gelebildim."
"Yanımıza gelsene Soo, senin için de abur cubur ayırdım. Hem sen neredeydin ki gece yarısına kadar gelemedin."
"Ben artık yatsam iyi olacak Xing hyung, bir arkadaşımın yanına gittim de fazla yorulmuşum."
"Hadi ama soo, gel. En fazla ne kadar yorulmuş olabilirsin ki. Ve eğer ki beni o arkadaşınla tanıştırmazsan küserim bak sana."
"Pekala, bir gün mutlaka tanıştırırım sizi hyung"
Ayakta dikilmeyi kesip yixingin yanına oturduğunda, isteğiyle şaşırmıştı. Gerçekten onları tanıştırmayı istemediğini ses tonu haykırsa da yine de Yixingi vazgeçiremeyeceğini, tuttuğunu koparan bir tip olduğunu bildiği için bir şey de demiyordu.
Yixing avucuna doldurduğu cipsi Kyungsoonun ağzına tepmeye çalışıyordu. ama kyungsoo yememekte ısrar ediyordu.
"Hyung gerçekten yemek istemiyorum. Hayır, lütfen durur musun."
Onları videoya çekenlerden habersiz bir eliyle kollarını tutmuş diğeriyle cipsleri Kyungsoonun ağzına tepmeye çalışan bir Yixing gerçekten çok komik görünüyordu. Gerçekten de Yixing tuttuğunu koparıyordu ki başka şansı olmadığını anlayan kyungsoo da sonunda ağzını açmış ve yanaklarının da yağ olmasına göz yumarak hyungunun avucunda tuttuğu cipsleri ağzına tıkmasına izin vermişti.
"Senin bu gücün nerden geliyor ya, bırak artık bileklerimi hyung. bak kıpkırmızı olmuş."
"Çek ellerini gözümün önünden, sen de yeseydin. Zehir yedirecek halim yok ya, altı üstü cips."
"Sadece istemediğimi söylemiştim, bu gün çokça yedim zaten yüzüm sivilce dolacak. Ama benim artık uyumam gerek hyung çok yorulmuşum bu gün, hepinize iyi geceler."
"İyi geceler Soo, iyice uykunu al çünkü yarın tüm gün bizimle olacaksın, seni tekrar kaçırmayacağım."
"Öyle olsun bakalım."
Kapının açılıp kapanma sesi gelmesiyle hepsi birbirlerinin gözünün içine bakar olmuştu.
" Neden sizi tanıştırmak istemedi ki? Madem arkadaşı madem sende arkadaşısın niye tanıştırmıyor? Ayrıca ne yapmış olabilirler ki bu kadar yorulmuş? İçeri girene kadar da hiçte yorgun görünmüyordu. Hoplaya zıplaya geliyordu bildiğin. Ayrıca bu saatte kim onu evine kadar bırakacak ki? Hem arkadaşı olsa nasıl yurdun yerini bilsin? Ayrıca arkadaşıysa niye öptü onu? Kesin sevgilisiydi o adam. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO'NUN ÇİRKİNİ DODO
Fanfiction11 kişi iken üç çinli üyenin ayrılmasıyla 8 kişi kalmış bir grup: EXO Her seferinde bazı şeyler düzelmeye başlarken bi anda her şeyin tepetaklak olduğu; zorluklarla dolu bir hayat yaşayan: DO KYUNG-SOO * * * KORE AJANS: SM Antertainment yine fanlar...