"Benden hoşlandığını nasıl fark ettin?"diye sordu Jimin oturduğu yere iyice yerleşirken. Sırtını koltuğun kolçağına yaslamış dizlerini de kendine çekmişti, gövdesi tamamen Jungkook'a dönüktü.Jungkook'un hastalık izni bitmişti ve artık her sabah kahvaltıyla beraber başlayıp gece yarısından sonraya kadar süren rutinleşmiş konuşmalarını yapamıyorlardı, yine de çalışmaya başlamış olması Jimin için sorun değildi gün içerisinde yokluğunu hissetse de, onu özlese de Jungkook zaten işten çıktığı gibi yanına geliyordu ve varlığıyla bütün açığı kapatabiliyordu.
"Daha seni gördüğüm an senden hoşlanmıştım ve bunun farkındaydım zaten, cevap vermesi çok kolay bir soruydu bu." dedi Jungkook. O da Jimin'e dönük bir şekilde oturuyordu ve dirseklerini bağdaş kurduğu bacaklarına yaslamıştı.
"Hayır öyle değil,"dedi Jimin "yani artık harekete geçmeni tetikleyen şey neydi? O zamanlar aşağı yukarı iki sene kadar bana bir şey söylemedin bu konuyla alakalı, seni sadece arkadaşım olmaktan bezdiren şey neydi?"
"Onu merak ediyorsun demek,"dedi Jungkook gülerek, "Beni o kadar sinirlendirmiştin ki, daha fazla dayanamadım."
"Nasıl yani?"
"Şöyle..."
Bir şeyler içmek ve biraz kafa dağıtmak üzere bara gelmişlerdi, yanlarında her zaman olduğu gibi arkadaşları da vardı ama Jungkook Jimin'e gerçekten kızgın görünüyor ve ona devamlı bir şekilde 'beni zorlama.' temalı konuşmalar yapıyordu.
Çünkü Jimin, onu cidden zorluyordu.
"Neden istemediğini anlamıyorum," dedi Jimin önündeki biradan büyük bir yudum almadan hemen önce "kız çok güzel, sakin, sağ duyulu, hoş bir üsluba sahip üstelik o da senin gibi çevresinde çok fazla insan istemiyor. Daha bir çok özellik sayabilirim, senin için biçilmiş kaftan. Bir kere görüşsen ölür müsün?"
"İstemiyorum işte Jimin," dedi Jungkook sertçe, en son bu ifadeye büründüğünde Seokjin onu her koşulda kalacağı bir dersin sınavına zorla göndermişti ki o zaman bile Jimin'e baktığında bakışları yumuşardı. "Asıl ben senin bekâr olmama niye bu kadar taktığını anlamıyorum, ne olacak ki bir ilişkim olsa?"
"Öncelikle ben senden büyüğüm,"dedi Jimin biraz yumuşaması için ama bu sefer bu bile işe yaramıyor gibiydi "ikinci olarak da bir dene işte, son zamanlarda fazla içine kapanıksın, çok daralmış duruyorsun belki kız iyi gelir sana, seversin onu olamaz mı? Kimse kimseye gördüğü gibi vurulmuyor sonuçta en azından bir tanış belki sen de hoşlanacaksın ondan, dene işte."
"Evet çok daraldım Jimin!"dedi Jungkook sesini istemsizce yükseltmişti ki bu bir süredir tartışmalarını izleyen arkadaşlarının da dikkatini çekti.
"Jungkook, bir sakinleş sonra konuşun." diyerek araya girdi Yoongi, o sesini bir daha yükseltirsen seni fena benzetirim der gibi bakıyordu ona.
Jungkook ise onu duymamıştı bile. Sinirle ayağa kalktı, yerinde durabilecek gibi değildi.
"Daraldım çünkü yaklaşık iki aydır sürekli bir şekilde birilerini hayatıma dahil etmeye çalışıyorsun, istemiyorum diyorum inat ediyorsun her seferinde daha iyi bir aday bulduğunu iddia ediyorsun ama hiçbiri umrumda değil benim! Ne istediğimi biliyorum ben sen hâlâ küçük erkek kardeşinmişim gibi davranıyorsun bana kardeşin değilim ben senin olmak da istemiyorum, hiç istemedim!"
"Jungkook!" diyerek araya girmeye çalıştı Taehyung, Jimin'in kırılan yüz ifadesini görmüştü çünkü "saçmalamayı kes insan gibi konuş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oblivion |Jikook
FanfictionBir kaza sonucu hafızasını yitiren ve üniversite yıllarında tanıştığı, aşık olduğu ve evlendiği biricik sevgilisine ve yine o zamanlarda tanıştığı, canından çok sevdiği arkadaşlarına dair her şeyi unutan Jimin ve en büyük hazinesini hiçbir zaman yal...