"O, biraz fazla küçük değil mi?" diye mırıldandı Taehyung.
Yedisi birden salona yerleştirilen küçük bebek yatağının etrafında toplanmış içerisinde uyuyan bebeği izliyorlardı. Jimin ve Jungkook bebeği henüz bugün eve getirmişlerdi ve arkadaşları daha onlar eve gelmeden çok önce gelmiş ve büyük bir sabırsızlıkla onları beklemişlerdi.
Jungkook kapıyı Jimin'in annesinin açmasını beklerken Seokjin açıp "Saatlerdir sizi bekliyoruz ağaç olduk burada, bebeğimizi getirdiniz mi?" diyerek asıl beklediklerinin Jungkook ve Jimin olmadığını açıkça belirtmişti.
Jimin Jungkook'un arkasından gülerek çıkmıştı, elinde battaniyeden içi pek görünmeyen bir puset vardı. "Bebeğimiz burada hyung, ama bırak da içeri geçelim. Üşüyecek yoksa."
Seokjin onu pek dinlememiş ve puseti elinden alıp korkarak da olsa kucağında tutup içeri onu bekleyenlerin yanına götürmüştü. Bebeği bir süre-Jimin ve Jungkook üzerlerini değiştirip dönene kadar- pusetin içindeyken izledikten sonra Jungkook'un onları "Burada beş koca adamsınız kızımı yatağına yatırmak aklınıza gelmedi mi?" diye azarlayıp bebeği yatağına yatırdıktan sonra bu sefer yedisi birlikte yatağın etrafına toplanmışlardı.
Şimdiyse konuşmaktan ürkerek öylece duruyorlardı. Taehyung'un sorusuyla birbirlerine baktılar.
"Gerçekten de öyle,"diye ona katıldı Yoongi. "Ne zaman doğmuş?"
"Çok olmamış olsa gerek."dedi Namjoon, üzülmüş gibiydi.
Jungkook iç çekerek Jimini kollarının arasına çekip çenesini omzuna yaslayarak baktı bebeğe.
"Bir Eylül,"dedi Jimin zayıf bir mırıltıyla "Bir Eylül yazıyor doğum belgesinde."
Yoongi bakışlarını bebekten çekip Jungkook'a çevirdi, bunun onun için düşündüğü kadar zor olmadığını biliyordu ama bebek için içten içe üzüldüğü kesindi. Jungkook da Yoongi'ye baktığında buruk bir gülümseme belirdi dudaklarında.
"O çok şanslı bir bebek,"dedi Yoongi gülümseyerek "şu hâlinize bakın utanmasanız yas tutacaksınız, iki babası beş tane de amcası var onun." Jungkook'un omzuna vurdu hafifçe "onu öyle güzel büyüteceğiz ki hiçbir zaman eksik hissetmeyecek. Bu yüzden toplayın kendinizi."
"Hyung haklı,"diye mırıldandı Hoseok gözlerini silerek, bir an için bebeğin daha doğar doğmaz ailesinden olduğuna odaklanmış ve gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. "Biz çok güzel ilgileneceğiz onunla."
Taehyung Hoseok'a gülümseyerek bakmış ve sevgilisinin yanağını hafifçe okşayıp dudaklarından izinsiz bir öpücük çalıvermişti.
"Adı ne olacak?"diye bir soru attı Seokjin konuyu dağıtmak için.
"Bence Yoonji olsun."dedi Namjoon Yoongi'ye sırıtarak bakarken.
Yoongi'nin lisedeyken sınıflarının sorumlu olduğu bir tiyatro etkinliğinde başrol olacak kızın aniden hastalanmasıyla sahne kıyafetlerinin uyduğu tek kişi olarak 'Yoonji' olmasından bahsediyordu. Jungkook evdeki cd arşivlerini karıştırıp bahsi geçen oyunun bir kaydını bulup hepsine izlettiğinden herkes hakimdi konuya.
Diğerleri buna gülerken Seokjin Namjoon'un yanından çekildi.
"Namjoon seni döverim,"dedi Yoongi ona dümdüz bir ifadeyle bakıp.
"Ben de bunu bekliyorum."dedi Seokjin kenardan.
"Hanginizin soyadını kullanacak?" diye sordu Hoseok onlarla ilgilenmeden.
Jungkook hemen "Park olacak."derken Jimin de aynı anda "Jeon olacak."demişti.
Sonra birbirlerine bakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oblivion |Jikook
FanfictionBir kaza sonucu hafızasını yitiren ve üniversite yıllarında tanıştığı, aşık olduğu ve evlendiği biricik sevgilisine ve yine o zamanlarda tanıştığı, canından çok sevdiği arkadaşlarına dair her şeyi unutan Jimin ve en büyük hazinesini hiçbir zaman yal...