Yeşil

38 4 5
                                    

(hastane odası.... Tüm hastaların birleşip ortak konuşma yönetemi ile tedavi sürecinin gerçekleştiği seans)


Bir yalandı yaşadığım... kimse anlayamadı...İnançlarım ve yaşdıklarım benim bir parçamdı...Ve yaşam iki farklı olguyu taşısa da içimde..Biri geçmişim kaldı diğeri kendim kaldı...

Birgün biri geliyor bütün gerçekliğine yalan diyor.. Sırf kendileri görmüyorlar var olan bütün hayatımı yıkmak için kendilerini haklı görüyorlar... İnanmadıkları için aslında bana inanmayı hiç istemedikleri için... Nasıl anlatabilirdim onlara... Her gün peşimden işe gelen bir baykuş olduğunu.. İşimle tüm aç insanları doyurup yer yüzünden açlık ve sefaleti sildiğimi.. Doğanın dengesinin bozulduğunu artık suyumuzun kalmadığını tükendiğimizi onlara nasıl anlatabilrdim... Denemedim mi sanıyorsun.. çok denedim.. İnanmadılar.. Peki görmüyorlar mıydı bu kadar mı kör olmuşlardı... Peki bunlar da  mı benim yanılsamam.. bunlar da mı benim kendi iç dünyam.. bu kadar mı olumsuza bağlamıştım hayatı... Hayır.. Bu onların hastalığıydı benim değil.. ama bir suçlu olmalıydı.. bir günah keçileri olmalıydı ve buldular..

Gereken bütün tanımları sağlıyordum.. Bencillik,  kendi iç dünyasının bulunması,düşler kurmak, gerçeklere kayıtsızlık ve neler neler... İşte bu sıfatlara hakimseniz sizde benden birsiniz.. Şizofren... Ama bakmayın deli falan değil.. zararsız.. kendi aleminde yaşayan bir zavallı...Çok korkuyormuşum evet her şeyden dünyadan korkuyorum...Varolmadığına inandıkları sesler ve kokular da alıyorum.. duyu almaçlarımın narin olması da mı benim hatam.. konudan konuya atlıyormuşum yalan... Aradaki bağlantıyı kuramıyor olmanızın kefaretini neden ben ödüyorum..

Sosyal biri olamazmışım.. Tedavim yokmuş... bu yüzden ortak dünyamızdan kimse benimle iletişime geçmiyor.. Sizlerde bakıyorsunuz öyle... bir sürü kalabalık... o kadar tereddüte düştüm ki orda mısınız bilmiyorum.. Aranızda fısıltılarınızı duyuyorum.. Sizi anlamadığımı sanıyorsunuz yalan.. Orta sıranın en arkadan 3. hizasında bir kız var hiç memnun olmamış beni dinlediğine... onun beni anlamıyor olmasından da ben sorumlu tutulamam ya.. sol hayır sağ ya da ne bileyim yan tarafta yakışıklı bi çocuk var çok memnun olduğunu benimle tanışmak istediğini söylüyordu yanindaki tıfıl arkadaşına...

Bütün bu konuşmaları duymam hatta şu kapıda duran sarışın hatunun baharatlı parfümünü bile.. Bu yüzden mi dışlanmaya mahkumum..Beni anlamayı deneseler birazda daha iyi olmaz mı sencede(işte orda yanındaki hayali birine seslenir; bir hayvan da olabilr) yanında duran radioda ona cvp bi şarkı çalar.. Ve sen yadigar birde beni sen anlıyorsun...(bir süre sessizlik)

(içeri tekerlekli sandalye de biri getirilir... Put gibi kımıldama dan durmaktadır.)

Bakın kimler gelmiş.. Suskunluğu ve hareketsizliği yüzünden eleştiri hedefi olan ama kendi içinde fırtınalar yaşayan pek sevgili arkadaşım Beton Kemal.. Aynı hastalığın farklı iki tanısıyız seninle...Sen durmayı seviyorsun, öyle saatlerce günlerce ben yaşamayı seviyorum, kimsenin göremediği güzelliklerle... Hayat ikimize de bir kader biçmiş.. Ne var ki kendi kaderini yaşayan insanlar bizim kaderimizi bir lanet gibi görmekte.. Bize hasta tanısı konmuş onlara sıhhatli... Onların zindeliği bizim çürüklüğümüz olmuş.. Dışlanmalar ve hor görülmelerle süslenen...

(seyircilere döner)

Söyleyin bu bizim suçumuz mu... Yaşadıklarımız karşısında ki güçsüz yanımızı fırsat bilen beyin hücrelerimizin bizi bu noktaya taşımasıyla tanısı konulan bir hastalığı yaşıyor olmamız, sizin gözlerinizi bu şekilde dikip bizi incelemelerinize maruz kalmamız bizim seçimimiz mi? Siz sağlıklı insanlar.. Cahilliğinizi giderme zamanınız gelmedi mi? Bizi dışlamak yerine bizi anlama zamanınız gelmedi mi? Bize biçtiğiniz bu hastalık kefenini üzerimizden almanız için tedavimizin elinizde olduğunu mevcut tanımızın yön değiştirmesi için sahip olduğumuz bu şansı yakalamamız için bizimle olmaya ne dersiniz...!???


(Salondan alkış sesleri yükselir ve temponun azalmasıyla içeri hemşire girer...)

Sen yine kiminle konuşuyorsun bakayım.. ....Yine kimi gördün acaba(alaycı bi gülümseme)Bu salonu doldurmuş insanları gerçekten görmüyor musun? Peki ya alkış seslerini de mi duymadın...Hahaha salonu dolduran insanlar ha? Ne için gelmişler seni izlemeye mi? Doğrudur burada hergün bi trajedi çekiyoruz zaten. Hemşirenin dramı.. Şimdi saçmalamayı kes de otur yerine seansa başlıyoruz.. Hikayeni de seyircilerine değil bize anlatırsın artık...


İşte böyle bir yaşama ittiniz bizi.. siz varsınız buradasınız.. Ben biliyorum.. Ya siz varlığınızı inkar mı edeceksiniz... Kendinizi ne zaman göstereceksiniz....

PERDE KAPANIR

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayatın Renkleri~ Gökkuşağı aileleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin