"Evet. Şuan durumu iyi şükürler olsun. Hayır Ranpo, bir şeye ihtiyacımız yok. Lütfen kendi işinle ilgilen. Chuuya mı? Neden o haldeymiş?"
Kunikida telefonda Ranpo ile konuşurken, Dazai onu dinliyordu. Uyanmıştı. Ama başında hala bir ağrı vardı. Chuuya ismini duyunca hemen Kunikida'ya seslendi. "Kunikida, telefonu bana ver."
"Bir dakika Ranpo, Dazai'ye veriyorum." Kunikida telefonu Dazai'ye uzattı. Dazai telefonu alıp kulağına dayadı. "Ranpo, telefonu Chuuya'ya ver."
"Neden direk onu aramıyorsun?"
"Çünkü benim telefonlarımı açmaz."
"İyi peki, bir dakika bekle. Vereceğim."
Ranpo tekrar Chuuya'nın yanına döndü. Chuuya aynı yerinde duruyordu, eline bir kitap almış, onu inceliyordu. "Dazai seni istiyor, telefonda."
Chuuya ayaklandı. "Uyanmış mı?"
"Sakin ol, evet uyanmış. Şimdi de seninle konuşmak istiyor."
Chuuya tam telefonu almak için elini kaldırmıştı ki, durdu. Ellerini tekrar indirdi. "Kalsın, konuşmayacağım." dedi.
Ranpo telefonu tekrar kulağına dayadı. "Dazai, seninle konuşmak istemiyor."
Dazai telefonun öbür ucundan bağırdı. "Ranpo! Durumumu biliyorsun! Lütfen onunla konuşmamı sağla!"
Ranpo iç çekti. Chuuya'ya baktı. "Chuuya, lütfen al şu telefonu. Yoksa bir daha kütüphaneye girmeni yasaklayacağım."
"Almayacağım."
"Chuuya, almak zorundasın."
"İstemiyorum."
"Al şunu dedim aptal!" Ranpo Chuuya'nın elini açıp telefonu onun eline bıraktı. Chuuya yutkundu. Sonra da telefonu kulağına dayadı.
Dazai'nin Chuuya'yı sevdiğini ilk öğrenenler Ranpo ve Kunikida'ydı. Bunun sebebi ise ortaokulda aynı sınıfta olmalarıydı. Onlardan sonra da, Atsushi, Kyoka ve Akutagawa öğrenmişti. Başka da kimse bilmiyordu.
"Alo?" Chuuya kısık ve titreyen sesiyle konuştu.
"Ah Chuuya!" Dazai heyecanlı bir şekilde karşılık verdi. "Senin gözünün önünde bayılmışım, üzgünüm. Söz birdaha yapmayacağım."
"Nasıl oldun? Şimdi daha iyi hissediyor musun?"
"Senin sesini duydum daha iyi oldum. Bugün akşam orda olurum."
"Peki..."
Chuuya telefonu Ranpo'ya vermek üzereyken, "Chuuya," diye seslendi Dazai. Bu defa sesi çok ciddi çıkmıştı. Chuuya tekrardan telefonu kulağına dayadı.
"Böyle ruhsuz olmayı bırak. Eğer üzgün olmaya devam edersen, kendimi öldürürüm."
Chuuya'nın yüz ifadesi değişiverdi birden. "HAYIR!" diye bağırdı kütüphanenin içinde. Ranpo ise ona bağırmamasını söyleyerek el kol hareketleri ile uyardı. "Burda bağırılmaz aptal!" dedi kısık bir sesle.
"Şaka yaptım!" dedi Dazai tekrar eski neşeli sesi ile. "Ama yine de, üzülürüm. Yapma böyle şeyler."
Chuuya telefonu kulağından çekip Ranpo'nun eline tutuşturdu. Sonra da hızlıca kütüphaneden dışarı çıktı. Ranpo telefonu kulağına dayadı. "Chuuya gitti." dedi.
Chuuya hızlı bir şekilde yürürken önüne bakmıyordu. Önüne bakmadığı için de onun karşısından gelen, elinde birkaç kitap olan Akutagawa'ya çarptı. Akutagawa'nın elindeki kitaplar yere düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙺𝚊𝚕𝚋𝚒𝚖𝚍𝚎𝚔𝚒 𝚂𝚎𝚜 || soukoku ✓
RomanceSchool Au Soukoku- B×B -- I wish that my heart was made of stone Yeah, if I was bulletproof I'd love you black and blue If I was solid like a jewel If I had a diamond heart, oh-oh I'd give you all my love, if I was unbreakable If I had a diamond hea...