~7.Bölüm~

16 5 0
                                    


"Varsayımlar olacakların önizlemidir."

-<><><>-

Arya Erdem gittikten sonra birkaç dakika ardından bakakaldı. Öylece gerçekleri ortaya atıp kaçmasını kaleşce buluyordu.

Bunu daha kasabanın girişinde tahmin edebilirdi insan. Kasaba normal bir yer değildi.... Yalnızdı, ölse bile arayıp soranı yoktu ve üstüne cila çeker gibi öğrendikleri, herbir şeyi daha bir karmaşık hale getiriyordu.

"Ne şanslıyım ama..." diye mırıldandı kendi kendine.

Tüm duyduklarını ve yaşadıklarını birine anlatacak olsa; kesinkes tımarhaneyi boylayacağını düşünürken dudaklarında acı bir gülüşün oluşmasına engel olamadı

Erdem'in ardından telaşla kapıya doğru yönelip kapıyı defalarca kilitledi ve  yetmedi ardına ağır, eski bir sandık çekti. Ama yine de içi rahat etmiyordu. Dışardan gelecek olanlar mı daha tehlikeli, yoksa içeride olanlar mı? Bunu kestirmek güç geliyordu.

Ansızın zihninde tehlikeli olanlar listesi beliriyor ve listenin ilk başını neyin çekeceğini bilemiyordu.

ilk sıraya Erdem'i koyup koymayacağını düşünürken bir yudum su içmek için mutfağa doğru hareketlendi. Her an baygınlık geçirmek üzere olan, bir insan gibi eli ayağı boşalıyordu, attığı sarsak adımları ona yürümekte yardımcı olamayacak kadar düzensizdi.

Sürekli boşluğa bakarcasına dalan gözleri etrafta hızla gezindi;

Ocağa koyduğu tencereyi o zaman fark etti. İçine doldurduğu su yok denecek kadar azalmıştı.
Prize takılı fişi dikkatle çekip ocağı kapattı ve tencereyi mutfak lavabosuna fırlatıp köşeye bıraktığı terliklerini geri giydi. 

Duyduklarından sonra bir şey yiyebileceğini sanmıyordu. Bardağa biraz su koyup yudumladı. Sindiremediği onca şeyin varlığı tüm benliğini sarsmıştı, teninde hastalıklı sarımsı bir renk belirivermişti ve midesindeki hareketlilik kusacakmış gibi hissettiriyordu

Ne yapacağını bilmez bir halde salona doğru adımladı. Aynı boş bakışlarını etrafında tekrar tekrar gezdirdi. Garip bir şekilde evin içinde her hareketini inceleyen birilerin olduğunu hissediyordu.

Sanki sağında solunda her tarafında biri vardı, bu berbat his daha bir panik olmasına neden oluyorken ensesindeki ürperti tüm bedenine dağılıp korkmasına neden oluyordu. 

Sakin olması gerektiğini, her şeyi etraflıca düşünüp tartması gerektiğini kendine hatırlatıyordu ama bunu nasıl yapacağını bilemiyordu. İstese de kaçmayacağı kesindi, bu hiçte kolay gözükmüyordu. Her şeyi olduğu gibi kabul etse, deli olduğu kanıtlanırmışcasına zihni inkar ediyordu.

Fakat deli olmadığına adı kadar emindi. Neyi gördüğünü, neyi duyduğunu ve neyden korktuğunu çok iyi biliyordu.

Belki de hayatından ilk kez bir şeyden bu denli etkilenmişti. Erdem'in söylediklerini, her şey gayette normalmişçesine takındığı hallerini düşündü.

İçinden, 'Pislik, yalancı şeytan!' diye geçirdi. Keşke şoktan sıyrılıp yüzüne de aynı böyle söyleyebilseydin, diyen iç sesine hak verirken bunu yapmadığı için kendine kızacağını biliyordu. Erdem bu kasabada, evde olup biten  her şeyi biliyor olmalıydı. Her şeyi... Düşündükçe biraz daha kendine kızıyordu, ona nasıl güvenipte gaflete düşmüş olabilirdi, hala buna inanamıyordu!

GİZEMLİ SOKAĞIN SAKİNLERİ| Askıya alındı-düzenlenecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin