~6.bölüm~

21 7 0
                                    


4 yıl önce- Yeşil tepe kasabası-gizemli sokak.

Gri bulutlar semadan yeryüzüne hayalet misali süzülürken aynı zamanda ufuktaki pempesi bulutları da içine hapsediyordu.

Kuzeyden eş zamanlı esen poyrazın hoyratça teni okşayışından yağmurun geldiği anlamak güç değildi.

"Saçmaladığını fark etmen için, illa seni dövmem mi gerekiyor?" diyor bu doğa olayına dalmış, kollarını birbirine birleştirerek arabaya sırtını yaslayan adam.

"Bunu da nereden çıkardın?" diye sordu diğeri.

"Bariz senin eylemlerinden; anneni orada bırakıp dağ başına geliyorsun. Üstelik annen o kadının yanına gelmeni istemiyorken-"

"O kadın dediğin benim babaannem." diye lafını kesiyor Yankı. Yüzünde söylemini tasfir etmediğini belli eden bir ifadeyle.

Genç adam, eşyalarını araba bağajına yerleştirip kapısını sertçe kapatırken birkaç adımda arkadaşının karşısına geçip tutması için el fenerinden birini ona uzattyor.

Yüzünde birçok duygu dalgalanması oluşuyor ama en çokta kırgınlık seziliyor.

Yankı, hayatında ilk kez kendi için bir karar vermiş ve hiç olmadığı kadar çok düşünmüştü. Yaptığının akla yatkın olmadığının da gayet farkındaydı:

Bu nedenle arkaşadışının söylediklerini baştan savma cevaplar verirken kararına saygı duymasını bekliyordu.

Aylarca küçük bir kliniğin ondada küçük olan laboratuvarında çalışmak ona, daha büyük hedefler koydurmuştu. Esrarengiz ölümleri ve doğaüstü vakaları araştırmak için eski kasabaya geri dönerken
anne ve babasının olumsuz bakışı onu bu kararından çaydırmak yerine, daha bir merak etmesini sağlamıştı.

Yeşil tepe kasabasında, yıllar önce apar topar kaçmanın nedeni sadece babasının işi olamayacağını düşünmüş ve bu düşünce onu, o küçük yerleşim yerinde araştırmalara itmişti. Önceleri belki sadece işi içindi fakat sonrası tamamen çözülmesi gereken bir davaya dönüştü onun nezninde.

Kasabaya yerleşirken de tek amaçı birtakım şeylerden uzak kalmaktan öteye, aklını kurcalayan çoğu şeye yakın olmaktı bu nedenle.

Kasabada ve sokaklarında hiçte normal şeyler olmuyordu. Çocukluğunun bir dönemini burada geçiren Yankı, günden güne kendini bu kasabada kalmaya mecbur hissediyordu.

"Kararın kesin yani!" dedi daha sonra arkadaşı, tok bir sesle, aralarındaki gergin sessizliği bozarak.

Yankı, boğazını temizleyip arkadaşına bakmayarak gözlerini öteye dikti:

Sis hızla ormana doğru yol alıyordu.

"Hiç olmadığı kadar kesin..." deyip derin bir iç çekti.
"İstersen beni bıraktıktan sonra geri dönebilirsin. Hem bu kadar eşyayı tek başına taşımamış olurum." derken dudakları küçük bir çocuk muzipliyle kıvrıldı.

Biri onun değişen yüz ifadesini görse; öfkesi sert poyraza karışıp uzaklara savrulduğunu düşünebilirdi.

"Şakanın sırası değil Yankı, Eğer bir şeyi araştırmak istiyorsan, bir ekip kurabiliriz. Böylesi hem yasal değil, hem de çok tehlikeli. Sen bu kasaba hakkında söylenenleri duymadın mı?"

"Duydum ve oraya zaten onun için gittiğimi biliyorsun." dedi ciddi bir ifade takınıp bıkkınca soluyarak,
"her neyse, biraz daha durarsak annem gibi yapıp beni yolcu da etmezsin şimdi. Baksana geldiğimden beri bir kere aramadı bile..." diye devam etti sözlerine daha sonra.

GİZEMLİ SOKAĞIN SAKİNLERİ| Askıya alındı-düzenlenecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin