~16.Bölüm~

7 0 0
                                    


"Korkularının zafın olmasına izin verme!"

-<><><>-

Genç kız, ansız yutkunuşlarından boğazındaki  çatallanmanın daha acı etkisiyle yüzünü kırıştırdı, bu canını tahmininden daha çok acıtıyordu. Ama daha kötüsü biraz ilerisinde bir kurt adamın olmasıydı, içerdeki kurt insanların yarım bıraktığı şeyi tamamlamaya gelmiş olmalıydı. Arya daha haftalar önce böyle varlıkların varlığından bile bir haberdi.
İnanması güçtü ancak dedesi bu yaratıkların avcısıydı, bununla alakalı sayısız notları vardı. Bu nedenle onlara yardım ettiği söylemek neredeyse imkansızdı. Şimdi bodrum katında dönüşmek üzere olan biri olsa bile.

Arya inanmak istemese de Erdem, dedesinin ona yardım edeceğini söylüyordu ve aynısını ondan bekliyordu, ya peki şimdi ona kim yardım edecekti?

Çalılık küçük bir rüzgar esintisiyle sarsıldı. Arya bu gibi  durumlarda tepkisiz kalınmayacağını pekala biliyordu, ama ayakta bile zar zor durabilirken kaçma eyleminin ne kadar başarılı olacağını kestiremiyordu.

İmdat çığlıkları atar veya ardına bakmadan tabanları yağlarsa bunun ne şekilde yapabileceğini hayal edemiyordu; bu yaratık güçlüydü, onun on katı büyüklüğündeydi ve muhtemelen hızlı hareket ediyordu.

Arya olduğu yerde dikili bir taş gibi kıpırtısız kalakaldı, bu şekilde devam edemeceğini kendine hatırlattı ve en az beyaz bir mermer kadar  sararıp solmuş çehresini esen rüzgara doğru çevirdi. Rüzgar yine avuturcasına yüzünü okşuyordu. Az ilerisindeki siluet onun kaçmasını beklercesine hareketlerini süzüyor gibiydi, Arya doğruluğundan emin olmak istercesine gözlerini kırpıştırdı, hiç olmadığı kadar gerçekti. Buna rağmen yaratıkların hala içeride olduğunu düşünüyordu, besbelli çevresini kuşatmışlardı, yanıldığını görmek aynı zamanda ne yapacağını bilemeyecek kadar şaşırtmıştı onu. Birkaç adım ileriye doğru gelip bir şeyler mırıldandı, daha çok boğazında boyuna hırıltılı sesler çıkıyordu.

Acısını unutmak mümkün değildi, dengesizce durabiliyordu, belki  şimdi sorsalar ismini dahi hatırlamazdı. Nasıl bir geceydi böyle? Karabasan gibi üstüne gelen çeşitli tuhaflıklar, aklını tahmin ettiğinden çabuk kaçırmış olmalıydı. Elini ağrıyan kaburgasına koyayarak destek almaya çalıştı, canı sırtına mırzak saplanmışcasına yanıyordu. Sanki sırtında ağır bir yük vardı da dik duramıyordu ve nefes almak isterken her şey iki katına çıkıyordu doğrusu.

Bakışlarını uzun sayılmayacak bir  süre  yaratığın olduğu taraftan ayırmadı. Çünkü ayırsa üstüne çulanaçağı düşüncesine kapılmadan edemiyordu, nasıl kapılmasın bir daha aynı şeyleri yaşamayacağı garantisini kimse veremezdi. Muhtemelen ölümü vahşi bir kurt insan tarafından olacaktı.

Genç kız göz kontağını sürdürürken  karşısındakinin ilk hareketi belli belirsiz görüntüsü devleşip çalılığı aşıp öne doğru zıplamak oldu. Dizlerini azcık büküp ellerini yere koydu ve  kulak patlatan bir uğultu koyverdi. Sesindeki hiddet görüntüsünden on katı ürkütücüydü ve bu haliyle insansı bir  kurbağa benzese de genç kız onun bir kurt adam olduğunu biliyordu. Dedesinin defterindeki çizimlerin tıpa tıp aynısı olduğu   söylenemezdi ancak onları anımsattığı söylenebilirdi. Arya kolyeyi anımsayarak elini  boynuna götürdü ve o vakit kolyenin yokluğunun farkına varabildi, en son yapacağı şeyi yapmış olmalıydı; kolyeyi düşürmüş veya incelerken tekrar boynuna takmayı unutmuş olmalıydı. Boynunda kolyeye dair bir belirti yoktu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GİZEMLİ SOKAĞIN SAKİNLERİ| Askıya alındı-düzenlenecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin