Mehdi'nin Gelişi ve Uyanma

563 22 6
                                    

Şüphesiz " Deccal " kavramı islami kaynaklarda her ne kadar çok geçiyorsa aynı şekilde de " Mehdi(a.s) " ve " İsa(a.s)'nın yeniden gelişi " gibi konularda oldukça fazla geçiyor. Tıpkı Deccal konusu gibi bu iki konuda Kur'an'da geçmiyor fakat diğer islâmi kaynaklarda oldukça fazla göze çarpıyor. Öncelikle şunu bilmek gerekir ki bu kavramlar kesinlikle kıyamet döneminin alâmetleri olarak biliniyor. Yani Deccal'in zuhur etmesi en büyük on kıyamet alâmetinden biridir(1) öncelikle bunu bilelim.

Bu kıyamete yakın döneme Âhir Zaman denmiştir bu tabir İslamiyete göre kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak bir dönemi ifade eder. Peygamberimiz(s.a.v)'in hâdislerindeki detaylı açıklamalar biraraya getirildiğinde ortaya önemli bir sonuç çıkmaktadır. Hâdisler, Âhir Zaman'ın iki safhalı olduğunu göstermektedir. Birinci evre dünyanın maddi ve manevi sorunlarla dolu olduğu bir dönem, bunun ardından gelecek ikinci dönem ise " Altınçağ " olarak adlandırılan, Kur'an Ahlâkı'nın ve her alanda üstün bir refahın yaşanacağı bir dönemdir. Peki Âhir Zaman'da olduğumuzu gösterecek işaretler yok mu? Elbette var. Söz konusu işaretler birbiri ardınca, birebir tasvir edildiği şekilde, içinde yaşadığımız çağda ortaya çıkmaya başlamıştır. On dört asır öncesinden bildirilen alâmetlerin çıkışı, inananların Allah'a olan imanını ve peygamberimize olan bağlılıklarını artıran son derece büyük olaylardır. Bu kadar işaretin bir arada ve çok kısa bir zaman dilimi içinde ve art arda gerçekleşmiş olması elbette tesâdüf değildir. Bu işaretler Allah'ın inanan kullarına birer müjdesidir. " Ve de ki: Allah'a hâmdolsun. O size âyetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız "(2) Bu konu hakkında çok fazla rivayet vardır ve bu rivayetler içiçe girmiş vaziyettedir. Hepsini anlatmam mümkün değil fakat geneline bakarsak durum iyice netleşecektir;

# Kıyâmet alametleri bir tek ipe dizilmiş boncuklar gibidir. İp kopmuştur. Bunlar birbirini takip edecektir.(3)

# Kıyâmete yakın bir zamanda öyle günler gelecek ki, o günlerde cehâlet inecek, ilim kalkacak, herç çoğalacak. Herç, öldürme demektir.(4)

# Öyle fitneler meydana gelecek ki, o zamanda oturan ayakta durandan; ayakta duran fitneye doğru yürüyenden; yürüyen, koşarak gidenden daha hayırlıdır. Kim bu fitneye bulaşırsa, fitne onu içine çekecektir. Kim ondan kurtuluş ve sığınılabilecek bir yer bulursa, oraya sığınsın.(5)

# Ümmetimin başına öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda Kur'an'ı güzel okuyanlar çoğalacak, fakat dinde ince anlayış sahibi âlimler azalacak, ilim ölecek, anarşi çoğalacak, sonra öyle bir zaman gelecek ki ümmetimden öyle adamlar Kur'an okuyacaklar ki, okudukları Kur'an gırtlaklarından geçmeyecek. Sonra öyle bir zaman gelecek ki, Allah'a ortak koşanlar Allah'a inananların söylediklerine karşı deliller getirmeye çalışacaklar.(6)

# Deccal dinin zayıf zamanında ve ilmin kaybolmaya yüz tuttuğu bir vakitte çıkacaktır.(7)

# İnsanların bina yapmakta birbiriyle yarışmaları
# Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması, kadınların çoğalıp erkeklerin azalması. # Giyinmiş oldukları halde çıplak sayılan kadınların ortaya çıkması.
# Zamanda yakınlık olmadıkça, bir yıl bir ay gibi, bir ay bir hafta gibi, bir hafta bir gün, bir gün bir saat gibi kısa gelmedikçe kıyamet kopmaz.
# Ortalık bozulacak, dine uymak avuçta ateş tutmak gibi zor olacak.
# Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak.

Çokta uzatmak istemiyorum bunlar gibi bir sürü hâdis var. Biraz hâdis kitapları karıştırsanız gözünüze çarpar. Sizce bunlar gözünüzün önünde durmuyor mu? Daha ne Deccal'i bekliyorsunuz ki? Şu an ki durumda Deccal'in kişilik olarak zuhur etmesinin önemi kaldı mı?

Bu Deccal'in felsefesi iliklerimize kadar girdi. İnsanlığın çoğunu Allah'tan kopardı. Binlerce müslüman Deccal'in şirkini savunan yapıtları okuyup, benimsiyor. Birkaç saat içinde kendini mümin sanan müşriklere dönüşüyorlar. Mesela bir film izliyorlar; Sinema salonundan çıktıktan sonra tamamen kader anlayışları çöküyor. Tek Allah'ın mutlak hakimiyetini bir çırpıda çökertiyorlar. Allah inancını çürütüyor, bozuyor, değiştiriyorlar. Zihinleri bu denli kitlesel ve kolay çarpıtan çağdaş araçlardan daha güçlü iman katili olabilir mi? Şu anda Deccal zuhur etse sizce ona yapacak başka bir iş kaldı mı? İlluminati yani deccaliyet sadece şuan ki hayatımıza hükmetmiyor. Ezeli ve ebedi olan ahiret hayatımızada karışıyor. Önce ki bölümlerde saydığım taktiklerle bizi yanına çekmeye çalışıyor. Bugün ki İlluminati örgütü sadece kıyamete yakın zamanda yani Âhir Zaman'da gelecek olan Deccal için gereken ortamı hazırlamaya çalışıyor. Tabi ki bunların hepsi benim gözlemlerim. Herşeyin en doğrusunu Allah bilir. Âhir Zaman hakkında da onun bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur.

Peki Mehdi(a.s) kimdir? Sorusu kafamıza geliyor. Şüphesiz bu dönemler mânevî kurtarıcıların dört gözle beklendiği dönemlerdir. İşte Mehdi(a.s)'da Âhir Zaman'da geleceği müjdelenen, kendisine Allah tarafından özellikle doğru yol gösterilen, hâkka yöneltilen, dinî noktalarda hata ve yanlışlıklardan korunan, insanları bilhassa müslümanları irşâd eden, doğru yola sevk eden, zulüm ve haksızlıkların kol gezdiği bir dünyada adaleti tesis eden, Âhir Zaman'da geleceği müjdelenen Ehl-i Beyt'ten büyük bir zâttır. Bu konuda Deccal konusu gibi mütevatir hâdislerin belirttiği önemli bir konudur. Yani Deccal zuhur ettiği zaman Mehdi(a.s)'da zuhur edecektir ve bu iyi ile kötünün kavgası hakkında detaylı anlatımlar vardır. O detaylı anlatımların sahih mi değil mi olduğu tartışılır onun için üzerinde durmaya lüzum yok. Çünkü zaten anlata anlata yalama olmuş bir konudur. Bu Mehdilik meselesi çok önemli bir konu olmasına karşın insanların çok suistimal ettiği bir meseledir. İnsanlar için o büyük güne hazırlık yapıp yapmadıklarının önemi olmasına karşın her dönem bu mevzu üzerinde durulmuştur ve çok konuşulmuştur. Bizimde yapmamız gereken bu olayın hâk olduğunu bilip çalışmaktır. Zaten islâm âlimlerininde bir çoğu Mehdi ismine Allah yolunda çalışan herkesin layık olduğunu söyleyerek insanları Mehdi'yi beklemeye değil Mehdi olmaya teşvik etmekte bir sıkıntı görmemişlerdir. Aliye İzzetbegoviç'te " Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır " diyerek müslüman âleminin Mehdiliğin arkasına sığınarak ne kadar cihad ruhundan uzaklaştığını belirtmiştir. Şunu da belirteyim Mehdi(a.s) zuhur ederde bizde o günleri görürsek peygamberimiz " Sizden her kim o güne yetişirse karlar üzerinde emekleyerekte olsa ona katılsın "(8) buyurmuşlardır. İsa(a.s)'nda zuhur etmesi ve Deccal'in ölümünün onun elinden olmasıda hâdislerde geçen diğer konudur. Şüphesiz bunların hepsi uzun konular ama ben yine bütün yazılarımda olduğu gibi sadece yüzeysel bilgiler verip size büyük resmi göstermeye çalışıyorum.

Dünya'da ki bu kadar büyük fitnenin asıl sebebi Deccal'dir. Bu çarpık düzen artık önüne geçilemeyecek kadar büyümüştür. Kur'an'da geçen fitnenin neden adam öldürmeden daha tehlikeli olduğunu ve peygamberimizinde belirttiği gibi o kadar büyük fitneler çıkacak ki ne elle ne dille düzeltilebilecek(9) sözünün önemini şu zamanlarda bir kat daha iyi anlıyoruz.

Bu Deccal fitnesi hergün imanımıza saldırıyor. Sizin, bizim, hepimizin imanına saldırıyor. Eğer ki imanımız olmazsa tıpkı kılıcı olmayan asker gibi savaşın ortasında kalırız. Evvela imanımızı sağlamlaştırıp ondan sonra faaliyet göstermeliyiz. Çünkü Deccal, Mehdi(a.s) ve İsa(a.s) zuhur ettiğinde Melhame-i Kübra'da(Büyük savaş-Büyük kıyım) meydana gelecektir. O büyük gün gelmeden o büyük güne hazırlanmalıyız ve o savaş zamanı geldiğinde kimin kazanacağıda besbelli.

Şimdi şöyle bir senaryo düşünmenizi isteyeceğim; Kıyamet günü ahirette toplanmışız ve herkes orada. Bize yaşarken yaşadıklarımız, yaptıklarımız gösteriliyor dünyada gözümüzün önünde gerçekleşen tüm cinayetler, savaşlar, açlık, kıtlık, doğal felaketler, sapkın toplum, inançsızlıklar, umursamazlıklar v.s aklınıza gelebilecek tüm olumsuzluklar gösteriliyor. Deccal'de o kalabalıkta ve Allah-u Teala bize, hepimize şöyle bir soru soruyor; " Bu yarattığım ve var ettiğim Deccal, bu tek gözlü yaratık o tek gözü ile hepinizi tehdit etti. Senelerce ortalık yerdeydi ve her yerde size sizi izlediğini gözünün hep üzerinizde olduğunu söyledi. Hemde bağıra bağıra, göstere göstere. Peki size verdiğim dünyevi 2 ve gönlünüzdeki manevi 1 kalp gözünüzle toplamda 3 çarpı milyarlarca göz nasıl olduda bu Deccal'i görmediniz söyleyin bakalım bana " diyor. Bir o anı hayal edin ve vereceğiniz cevabı düşünün?

Peki neden hala bu yazıyı okumaktasınız? Neden yayınladığım bölümleri takip etmektesiniz? Okuduktan sonra saçma diye kapatmadınız? Çünkü bir şeylerin doğru gitmediğini biliyorsunuz? Hep biliyordunuz! Ama fark edemiyordunuz. Eğer buraya kadar olan bölümleri eksiksiz sıkılmadan okuduysanız kapının önüne kadar gelebildiniz demektir. Şimdi ya kapıdan içeri girer gerçeklerle yüzleşir, şerefli bir savaşta savaşırsınız ya da köle olarak yaşadığınız bu sahte sistemin içinde bocalaya bocalaya ölür gidersiniz. İşte herşey bu kadar açık ve net. Gücünüz yoksa bile en azından karınca olmayı bileceksiniz.

" Nemrud, Hz.İbrahim(a.s)'i ateşe atmaya karar verince kölelerine büyük bir ateş yakmalarını emreder onlarda çok büyük bir ateş hazırlarlar. O sırada çölde yaşayan bir karınca bu hadiseyi duyar ve alabildiği kadar suyu alıp ateşi söndürebilmek için yola koyulur. Bunu gören bir karga karıncaya şöyle der; " Sen ne yapıyorsun böyle ey karınca? " Karınca da; " Hz. İbrahim(a.s)'i ateşe atacaklarını duydum ateşi söndürmeye gidiyorum " der. Karga dalga geçerek şöyle seslenir; " O bir damla suyla mı söndüreceksin o büyük ateşi? " Karınca hiç hızını kesmeden şöyle der; " Ateşi söndüremesem bile safım belli olur "

Artık tarafınızı seçme zamanınız geldi bunun ortası yok. Hâk olan, gerçek olan, tek olan Allah'ın yanında mısınız? Yoksa size boş vaadlerde bulunan ve tüm zamanların en büyük fitnesinin nedeni olan Deccal'in mi? Karınca dâhi olsanız safınızı belirleyin.


------------------------------

1-) Müslim, Fiten: 39,40, 128, 129; Ebû Davud, Melahim: 12; Tirmizî, Fiten: 21; İbni Mâce, Fiten: 25, 28; Müsned, 2:324

2-) Neml Suresi 93.ayet

3-) Müsned, 2:219

4-) Buharî, İlim: 24; İstiska: 27; Edeb: 39; Fiten: 5, 25; Müslim, İlim: 10, 11; Fiten: 18; Ebû Davud, Fiten: 1; İbni Mâce, Fiten: 25, 26

5-) Buhâri, Fiten: 9, Müslim, Fiten: 10; Ebû Davud, Fiten: 2; Tirmizî, Fiten: 29; Müsned, 5:48

6-) Taberânî'nin Evsat'ı ve Ebû nuaym'ın Hılye'sinden

7-) Müsned, 14959, 5/156, Hâkim, El Müstedrek, 8613, 4:575

8-) İbni Mâce, Kitabü'l-Fiten: 36, Bub: 33, 34. H. 4082, 4084; Müstedrek, 4:465.; Kitabü'n-Nihaye,1:28-29

9-) Rüsten'in İman'ından  

ANTÍ ÍLLUMÍNATÍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin