Tapınak şövalyeleri ismini duymayan var mı? Varsa böyle buyurun...
Tapınak şövalyelerini anlamak için 1.Haçlı seferine göz atmalıyız. Tapınakçılar, Kudüs'ü alan hristiyanlardan yaklaşık 20 yıl sonra meydana çıktılar ve yaklaşık 200 yıl etkin oldular. Ortaçağ Avrupa'sının en güçlü, en etkili ve hakkında en fazla konuşulan bu örgütün kuruluşu Kudüs'te sessizce gerçekleşti.
Efenim bunlar Kudüs'ün hristiyanlar tarafından fethi sırasında üstün meziyetler göstermiş olan askerlerden oluşan bir gruptur. Hugues de payen diye bir şövalyenin önderliğinde 9 şövalyeyle birlikte kurulmuştur. Malum fetih kutsal olunca, bunlarda ön saflarda çarpıştığından dönemin papası II. Innocent tarafından oldukça imtiyazlı duruma gelmişlerdir. Hatta bu bizim hristiyanlar, Tapınakçılara Süleyman Tapınağının yer aldığı Mescid-i Aksa'yı konaklamaları için tahsis etmiştir. Bunlarda Kudüs'e gelen hacıları korumak için Kudüs'te kalmaya başladılar. Oysa bu hacı koruma işi sadece bir kılıftı, asıl amaç sarayın harabelerini araştırmaktı. Peki niye harabeleri araştırmak istesin ki bu herifler? Bide şöyle buyurun bakalım...
Geçen bölümde verdiğim ayeti hatırlıyor musun? hani Bakara 102. Ayeti
Haa işte o ayetin tefsirinde ilginç şeyler yazıyor. Tefsirler ayetin neden ve ne zaman, hangi olaylara binaen indiğini açıklar. Bakalım tefsirde neler yazıyormuş;
Ayet-i kerimede geçen " Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler " ifadesinin ne anlattığını söylemiştim; Süleyman peygamberin(a.s) hükmettiği cin ve şeytanlardan bazılarının öğrendikleri büyü ve sihir sayesinde bir takım gerçeklere ulaştıkları ve bu bilgileri kâhinlerle paylaştıklarını biliyorduk. Tefsirde şunlarda var; Süleyman'ın(a.s) iktidarını kaybettiği kısa bir dönemde şeytanlar ve cinler insan suretinde, sahip oldukları bu bilgilerin üzerine yalanlar katarak kâhinlere anlatıyorlar. Kâhinler bu bilgilerin doğru çıktığını görünce yeniden şeytanlara ve cinlere giderek daha fazla şey öğreniyordu. Şeytanlar ise doğru birkaç bilgi ile yanlış yüzlerce bilgiyi de kahinlere vererek fitne çıkarıyor böylecede şeytanlıklarını icra ediyorlardı.
Şeytanlar ve kahinler arasındaki bu bilgi alışverişi Süleyman Peygamberin(a.s) hakimiyetini yeniden sağlaması sürecine kadar sürmüştür. Kâhinlerde bu bilgi-ilim kaynaklarını kaleme alarak külliyat oluşturmuşlardır. Bu külliyata, şeytanlardan ve cinlerden öğrendikleri öğretilerden başka bilimsel bir takım veriler, dini bir takım düşünceleri de ekleyerek karma ve yarı doğru yarı gerçek şeyler yerleştirdiler. Sonuç olarak Süleyman peygamber(a.s) iktidarını yeniden ele alınca bu kitapları toplatarak tahtının bulunduğu odanın dibine gömdü ve bu hazine Süleyman mabedinde kaldı. Baksen!!!
Sonra bu adamlarda tesadüfen Süleyman Mabedinde kalmaya başladılar. Geçiniz efenim. Bu adamlar bal gibi bir şeyleri karıştırmaya yeltenmişler işte. İnsanoğlu hiç değişmiyor be abi onun için her zaman örnekler gözümüzün önünde durabiliyor. Mesela en basitinden muhtarlık seçimini kazanmış biri hemen daha üst makamlara yavşıyor ki eline daha fazla imtiyaz geçirsin. Bu isteklerinin sonu yok taa ki her şeye nüfuz edip, herşeyi elde edene kadar.
Tapınakçıların aşırı imtiyazlı olduğunu söylemiştik. Ha işte bu ayrıcalıklardan faydalanmak isteyen avrupalı soylularda var. Bu ayrıcalıklardan faydalanmak isteyen soylular, tapınakçılara yavşıyor ve servetlerinin bir kısmını tapınakçılara yediriyorlar ve bunun sonucundada tapınakçıların sayısında epey bir artış gözüküyor.
Artık tapınakçılar çok nüfuzlu ve çok zengin bir unsur olarak Avrupa Krallıklarını rahatsız etmeye başlamıştır. Kendi inançlarını oluşturmaları, Avrupa'ya etkin bir yardım göstermenin aksine krallıkları tehdit eden unsur haline gelmeleri gibi nedenlerle Fransa Kralı 4. Philippe'in ısrarı ile papa tarafından aforoz edilen tapınakçılar bildiğin cadı avına maruz bırakılmışlardır. Mallarına el koyulan tapınakçılar suçlanmış ve ağır şekilde cezalandırılmış, yakılmış, idam edilmiş, dinsizlik, putperestlik ve eşcinsellik gibi suçlamalarla itham edilmişlerdir. Bu kıyım karşısında bir takım tapınakçılar durumu önceden öğrenerek yer altına çekilmiş ve engizisyon zulmünden kaçabilmiştir. Dikkat bu kıyımın tarihi 13 Ekim Cuma 1307'dir. 13.Cuma uğursuzluğuda buradan gelir.
Demiştik ya tapınakçılar ilk çıktıklarında hristiyanvari(nsl bi kelimeyse) bir görüntü sergilemiş ama asıl amaçları farklıdır diye. İşte bu tutuklanmalar sırasında bazı tapınakçıların bir kaçı hristiyanlık dışı faaliyette bulunduklarını ve başka bir ruha taptıklarını itiraf etmişlerdir.
Peki ruh kimdir?
Geliyor....
Loading...Tabi ki Baphomet...
Bi taşın altındanda sen çıkma be birader. Neyse biz devam edelim. Kıyımdan kaçan tapınakçılardan bir kısmı İskoçya'ya kaçmış hatta iskoçlarla beraber ingilizlere karşı savaşmıştır. Çok ilginçtir. İskoç masonluğunun kökleri de tam olarak bu tarihlere dayanır. Hatta izleyenler bilir, Russell Crowe'un oynadığı " Robin Hood " filminde geçen duvar ustaları, bağımsızlık bildirgesi gibi muhabbetlerle de örtüşür. Bu bilgilerin ışığında tapınakçıların da İskoçya'ya sığındığınıda hesaba katarsak, pekala İskoç Masonluğu'nun temelinin kıyımdan kaçan tapınakçılar olduğunu hatta masonluk kavramını genel olarak tüm Avrupa'da kıyımdan kaçan tapınakçıların sığındığı bir örgüt olarak niteleyebiliriz. Kaldı ki masonlukla ilgili fikir sahibi olanlar bilir ki İskoç riti(Skoç riti) ve iskoç locaları masonlar için oldukça önemlidir.
Toplanın millet, konuyu toparlayalım;
# Kudüs Kralı tarafından Süleyman mabedinin yakınına yerleşen tapınakçılar tefsirlerde bahsedilen Süleyman mabedine gömülen kabalistik dökümanlara kuvvetli bir ihtimalle ulaştılar. Belkide bu kadar kısa sürede bu bilgiler sayesinde yükselmişlerdir. Olabilir mi? Olabilir.
# Tapınakçıların aforoz edilmesinden sonra yeraltına çekilen bazı üyeler gizliden gizliye faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiler. Ortaçağ'ın karanlığının bitipte, yeni yeni aydınlanmaya başlayan Avrupa'nın temelini atan çoğu dine karşı felsefeci, bilimadamı ve zenginin masonik gelenekten geliyor olması tefsirde bahsedilen hem bilim, hem büyü, hemde dejenere dini bilgilerin kullanılarak avrupanın rönesans ve reform hareketlerinin temellerinin tapınakçılardan gelmiş olma ihtimali bi hayli arttırıyor.
# Masonluk içerisindeki Kabalistik ve Mısır öğeleri kuvvetle muhtemeldir ki buradan gelmektedir. Çünkü kabalizm Mısır da doğmuştur, kabalizmi masonluğa sokanlarda tapınak şövalyeleridir.
Bak kardeşim günümüzde illuminati-siyaset-kabala üçlüsünü birbirinden ayıramazsın. O zamanlardada tapınakçılar-siyaset-kabala üçlüsünü birbirinden ayıramazsın. Ne değişti burda. Başta ki isimler değil mi?Ben yazılarıma başlamadan önce ne söylemiştim. Değişen sadece isimlerdir, sistem hep aynıdır, kişiler ölsede kurumlar kalıcıdır dememişmiydim. İşte tapınakçılar 1776'da oldu mu sana İLLUMİNATİ.
Dolar'ın üzerinde de bulunan piramid resminde, piramidin tabanındaki romen rakamları 1776'ya işaret eder. Şimdi bu tarih Amerikanın kuruluş tarihi mi? Yoksa İlluminati'nin mi kuruluş tarihi? Hoş ikisi çok farklı şeyler ya sanki! Günümüzde İlluminati büyük bir şeytani güç haline gelmiştir. 20. yy.'da Amerika Birleşik Devletleri'nin çok hızlı bir şekilde büyüyüp gelişmesi ve bu örgütün(ailelerin) Amerika'yı idare etmesi, tamamıyla yönetimi elde etmesi bu örgüte ultra bir güç kazandırmıştır. Kabala ilmi de, İlluminati sayesinde dünyanın dört bir bucağına satanizm inancının asli öğretilerini yayıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTÍ ÍLLUMÍNATÍ
Non-Fictionİlluminati örgütünü anlatıyorum. Çünkü etrafta çok fazla bilgi kirliliği var. Bilgileri buraya ayıklayarak yazdım. Çok şey öğreneceğinizi düşünüyorum... Not : Bu kitapta ki yazıların tamamını görselli ve videolu bir şekilde bloğumdan da okuyabilirsi...