Dinin Tahrifatı

826 27 11
                                    

Bu yazı insanlar için en önemli olgu olan din olgusunun tarihten beri nasıl tahrif edildiğini ve edilmeye devam edildiğini ortaya koyacaktır. %100 emin olamam ama bahsedeceğim konuların ciddi olarak sorgulanması gerek. Onun için sizlerde araştırın. Bakalım neler çıkacak. Başlayalım...

Allah, tarihin her döneminde insanları uyarmak için uyarıcılar göndermiştir. Uyarıcı geldiği halde hala azıtan topluluklarda helâk olup gitmiştir. Eğer bu topluluklar helâk olduysa bunun iki sebebi olabilir.

A-) Allah'ın o kadar uyarısına rağmen onu dinlememek.

B-) Allah'ın gönderdiği mesajı tahrif edip kendi heva ve heveslerinin istediği şekilde değiştirmek, çarpıtmak.

Birinci durum olağan karşılanabilir ve sadece o durumda bulunan kavim sonuçlarına katlanır. Fakat ikinci duruma baktığımız zaman. Allah'ın gönderdiği mesajı değiştirmek demek; Dolaylı olarak Allah'tan başkasına yaratıcılık isnat etmek, o verilen mesajı batılla karıştırmak ve ona ortaklar koşmak demektir. Bu durum hem bunu yapan kavmi hemde o kavmin devamında gelen yeni nesilleri etkiler. Zamanlada bu çarpık anlayışın düzeltilmemesiyle de o mesaj amacından uzaklaşır, üzerine yeni hurafeler birikerek o tamamen farklı bişey olur. İşte bugün " semavi din " olgusu yerine " semavi dinler " olgusu vardır. Eğer verilen mesaj bazı insanların tahrifatı sonucu amacından saptırılmasaydı herkes hak ile batılı bugün rahatlıkla ayırt edebilecekti.

Sizlere daha önce musevilik dininin nasıl tahrif edildiğini, bazı kesimin kendi arzu ve heveslerinin peşinden koşarak asıl mesajdan nasıl uzaklaştığına değinmiştim. İşte o tarihlerden günümüze kadar asıl mesaj çarpıtılarak, değiştirilerek ve devamlı tahrif edilerek gelmiştir. Bunun sebebi o insanların yaratıcıya ortak koşması, yaratıcıdan başka kendilerine macera aramasıdır. Allah'ın vermiş olduğu mesajdan uzaklaşan, bozuk bir musevi dinin temelleri çok önceden atılmış ve günümüzde ki çarpık düzeninde asıl nedeni olmuşlardır. Devamlı olarakta yeni hurafeler bu dine eklenmeye devam ediyor.

Musevilik dininin en büyük tahrifatı içerisine kabalistik öğretilerin sokulmasıdır. Bu öğretiler temelini doğrudan doğruya şeytandan alır ve belli bir süre sonra bu dinin bozulması kaçınılmaz olur. İşte aynı durum bugün Hristiyanlık içinde geçerlidir. İşte bu konuyu anladığımız zaman niye birden fazla din gelmiştir sorusunun cevabınıda rahatlıkla anlarız. Birazdan söyleyeceklerimin çok ciddi şekilde sorgulanıp üzerinde düşünülmesi gerekli.

İsa(a.s) dönemi hakkında bazı hristiyanlar çok net bir şekilde dogmatik olarak konuşsalarda aslında incilin ilk olarak nasıl yazıldığı kimler tarafından yazıldığı bilinmediği için ve din adamlarının arasındaki çok farklı görüş ayrılıkları bize bunun aksini söylüyor. Şöyle ki;

Bugün Hristiyan dünyasında kabul gören 4 kanonik İncil, Hz. İsa' dan en az 40 yıl sonra yazılmıştır. Ortalama 70'li yıllara denk gelen bu 4 incilin mektuplar halinde yazıldığı söylenir. Matta, Marcos, Luka ve Yuhanna, İsa peygamberin 12 havarisinden olduğu söylenir. Bu inciller bile birbirinden farklıdır. Hadi bi tane incil yok dört tane incil var tamam eyvallah ama bu dört incili yazan havariler nasıl birbirinden farklı şeyler yazabilirler neticede hepsi İsa(a.s) ile birlikteydi. 325 yılına kadar yaklaşık 300 farklı incil versiyonu vardı buda çok kafa karıştırıcı değil mi? Başka bir konu da, İnciller'in yazıldığı dildir. Hz. İsa Nasıra doğumludur ve Nasıralılar Aramice konuşur. Keza havarileri de Nasıralı'dır. Fakat İnciller Aramice değil Grekçe, yani Yunanca yazılmıştır. Bunuda hafızaya attıysanız size farklı bir bakış açısı sunacam.

Hz. İsa'(a.s) nın doğumunun, yılın başlangıç günü olan 1 Ocak tarihi olması gerekir. Çünkü tarihin başlangıcı sıfır olarak kabul edildiğinde, tüm zaman ayrımlarının da başlangıç durumunda olması gerekir. Yani ; 01.01.00 Birinci gün, birinci ay ve sıfırıncı yıl. Yani ilk yüzyıl. Peki Hristiyanlar, başlangıç olarak kabul ettikleri Hz. İsa'nın doğum gününü neden 1 Ocak yerine 25 Aralık'ta kutlarlar? Hz. İsa'nın doğumu başlangıç kabul edilirse, yılın ilk gününün 25 Aralık olması gerekmez miydi? Yok eğer öyle yapılmadıysa pek çok kaynakta bile Hz. İsa'(a.s) nın doğum yılı bile tam olarak bilinemezken, rastgele bir doğum günü belirlenmiş ve 25 Aralık seçilmiştir? Beri buyrun bakalım kimler 25 aralıkta doğmuş;

# Mısır Güneş tanrısı Ra, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Frigya tanrısı Attis, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Tanrıların anası Kibele, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Mısır tanrıçası İsis, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Mısır tanrısı Osiris, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Mısır yeryüzü tanrıçası Nut, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Mısır tanrısı Geb, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Mısır tanrıçası Ma'at, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Mısır tanrısı Amon, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Yunan tanrısı Zeus, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Yunan tanrısı Dionysos, 25 Aralık'ta doğmuştur.
# Yunan tanrısı Apollo, 25 Aralık'ta doğmuştur.

Bunlar paganizmle İsa(a.s)'ın hikayesinin harmanlandığına ciddi delildir. Bu tarihlere pek güvenemeyiz onun için 25 aralığın başka önemi varmıdır bakalım: Mesih'in çarmıha gerildiği, 3 gün çarmıhta ölü kaldığı ve sonra dirildiği hikayesi de kati suretle paganizmden alınmış bir hikayenin uyarlamasıdır. 21 Aralık kış gün dönümüdür ve bu tarihte günler uzamaya başlar. Bu tarihe kadar Güneş güneye hareket eder, 21 Aralık'ta ise bu hareketi durdurur. 3 gün hareketsiz kalır ve 25 Aralık'ta kuzeye doğru hareket etmeye başlar. Paganlar bunu '' Güneş'in tekrar dirilişi '' olarak kutlarken, Hristiyanlar ise '' Mesih'in tekrar dirilişi '' olarak kutlarlar ve bu kutlama yine pazar günü yapılır. Bu sebeple mitolojilerdeki sayısız tanrının 25 Aralık'ta doğduğuna inanılır. Tıpkı Hristiyanların Mesih'e atfettiği gibi.

Yine eski Yunan tanrıçası Mithra 25 Aralık'ta doğmuştur. Mithra güneş tanrısıdır. Kutsal ibadet günü ise pazar günüdür. Bildiğiniz üzere, Hristiyanların da kutsal ibadet günleri pazar günüdür. Ayrıca haftanın ilk günü olarak kabul ederler. Hristiyanlar pazar gününü Mesih'in doğduğu gün olduğunu ve ona inananların ilk kez pazar günü bir araya geldiklerini söylerler. Pazarı '' tanrı'nın günü '' diye adlandırırlar. Pazar gününün anlamı ise çok daha ilginçtir; Pazar'ın İngilizcesi Sunday'dir. Yani '' güneş günü ''

Antik Roma'da insanlar pazar gününü kutsal sayar ve tanrılara ibadet etmek için bu günü tatil ilan ederlermiş. Hristiyanlığın kabulünden önce kutsal sayılan bu gün, aynı şekilde kabul edilmiş, ve yeni dine Mesih hikayeleri eklenerek uyarlanmıştır. Güneş tanrılarının kutsal güneş günü, Mesih'in doğumu ve iman edenlerin buluştuğu gün oluvermiş. Fakat '' tanrı'nın günü '' olarak anılmaya da devam etmiş.

Antik çağlarda Güneş, en çok tapınılan cisimdi. Bunun başlıca sebebi, dünyadaki hayatın neredeyse tamamı Güneş sayesinde sürüyordu. Ekinler onunla büyüyor, dünya ve insanlar onunla aydınlanıyor ve ısınıyor, insanları karanlıktan ve soğuktan koruyordu. Bu nedenle insanlar Güneş'in hareketlerini izlemeye, analiz etmeye başladılar. Bununla birlikte yıldızlar ve ayın hareketlerini de. Pek çok bilimsel buluş yaptılar. Bu da insan üzerindeki inanç fikrinin ne derece etkili olduğunun kanıtıdır aslında. Dünya üzerindeki birçok buluş, insanların dinleri adına yaptıkları çalışmalardan kaynaklanır.

Herhalde tüm bunlara tesadüf diyemezsiniz. Daha bitmedi bak daha hristiyanlıkla paganizm arasında ne tip benzerlikler var;

Eski Yunan tanrısı Dionysos 25 Aralık'ta doğmuştur ve şarap tanrısıdır. '' Suyu şaraba dönüştürmesiyle '' bilinir. İlginç bir şekilde Mesih'de, son akşam yemeğinde suyu şaraba dönüştürmüştür. Bu yüzden de Hristiyanlarca şarap kutsal içecek olarak kabul edilir.

Yine antik Roma'da paganlar, Mithra'nın doğum günü olan 25 Aralık'ta kutlama yaparlar, birbirlerine hediyeler verirler ve genelde hindi eti yerlerdi. Hristiyanlığın kabulünden sonra '' İsa(a.s) bu tarihte doğdu, siz de kutlama yapın '' denildi ve o zamanki noel, hediye alıp verme ve hindi eti yeme gibi gelenekler devam ettirildi. Bu benzerlikte çok ilginç değil mi? 

Hani bi ara 21 aralık 2012 diye bas bas bağırmışlardı ya. O olayın altında da gök cisimleri ile alakalı bir durum vardı yani burçlarla alakalı zaten pagan inançların temelinde gök cisimleri, bunların hareketleri ve belli zamanlarda aldığı durumlar yatar. 21 Aralık 2012'de gerçektende astrolojik olarak balık çağından çıkıp kova çağına girdik. Bu gerçektir ama ilginç olan durum hristiyanlıkta balık ile ilgili figürler çok fazla yer tutar. İncilde bile balıklara atıf vardır.( Matta 14:15-21, Luka 9:12-17, Yuhanna 6:4-13 ) Gördüğünüz üzere balık figürüde gök cisimlerinin hareketlerine bağlı olarak hristiyanlıkta yer bulmuştur.  

İsa tasvirinin arkasında hep güneş var nedense....

Çok tanrılı dinler, modernize edilmiş tek bir din olan Hristiyanlıkta birleştirilmiş, fakat çok tanrılı olma özelliklerini kaybetmemişlerdir. Mısır tanrıçası İsis, bir tanrı olan Horus'u doğurduğu için '' Tanrı annesi '' dir. Yunan mitolojisinde Alkmene, yarı tanrı olan Herkül'ü doğurduğu için '' Tanrı annesi ''dir. Aynı mit Hristiyanlıkta '' tanrı İsa'yı doğuran Meryem tanrı annesidir '' versiyonu olarak karşımıza çıkar. Bahsetmediğim ama özellikle üzerinde durulması gereken bir konuda İsa ile Horus arasında ki benzerliklerdir. Bunlarda size ödev olsun bende konuyu toparlayıp anladığım kadarıyla bu verileri bir sonuca bağlayayım;

300'lü yıllarda Roma İmparatorluğu'nun resmi dini '' Paganizm '' idi. İmparator Konstantin ikiye bölünmüş olan Roma halkını tek bir dinde birleştirmek ister. Ülkedeki Mesih taraftarlarının ciddi derecede artması ve halkın geri kalan pagan kesimiyle cereyan eden sürekli çatışmalar nedeniyle, Roma İmparatoru I. Konstantin 325 yılında, ilk konsül olarak bilinen '' İznik Konsülü '' nü toplar. Konstantin, Hz. İsa'(a.s) nın tanrı kabul edildiği dört İncil yazdırır ve tüm Hristiyanlığın inanç esasları yine bu konsülde belirletilir. Hz. İsa'(a.s) yı tanrı kabul etmeyen diğer tüm İnciller toplatılır ve yakılır. Bu İnciller'i bulundurmak suç kabul edilir. Aslında birer pagan türevi olan İsa'nın tanrılığı, teslis inancı( baba,oğul,kutsal ruh ) günah çıkarma gibi inanç esaslarını kabul etmeyenler '' sapkın ve kafir '' olarak nitelendirilir.

Yani şuan Hristiyan aleminin kabul ettiği dört kanonik İncil, 325 yılındaki bu konsülde yazılmış ve içine yüzlerce pagan sembolü, hikayesi ve alegorisi eklenmiştir. Bu da İnciller'in neden Grekçe yazıldığını açıklar. Bu yazılan incillerde ki tüm tarihler, hikayeler, yasaklar, helaller, bayramlar, ibadet günleri ve şekilleri dahil olmak üzere Hristiyanlık adına her şey bu konsülde belirlenmiş ve günümüze kadar aynı şekilde gelmiştir. Yani şuan Hristiyan dünyasının kutsal kabul ettiği Hristiyanlık, 325 yılında tamamen siyasi açıdan ele alınıp, içine paganizm ögeleri yerleştirilmiştir. Böylelikle Hristiyanlar farkında olmadan pagan dinlerine ve pagan tanrılarına tapar duruma gelmişlerdir. Kendisi de bir pagan olan İmparator Konstantin durumdan memnundur, çünkü kendi inancından hiç ödün vermemiştir. Pagan dinlerinin tüm özellikleri korumuş, sadece kılıfı değiştirmiştir.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı Hristiyanlık ve Yahudilik dinleri asla semavi, ilahi, ibrahimi ve tek tanrılı bir din değildir. Zira içinde Allah'tan başka herhangi bir şeye tapınılan bir din, ilahi bir din olma lüksüne sahip olamaz. Tanrı üçtür diyen bir dinin, tek tanrılı dinler kategorisine girmesi de, yine saçma olacaktır. Hristiyanlık Güneş'e, gök cisimlerine ve mitoloji tanrılarına tapınılan, ve günümüzün en çok mensubu bulunan dini konumuna gelmiştir. Hristiyanlığın tüm kutsal günleri, hikayeleri ve inanç sistemleri pagan dinlerinden alınmış ve sadece uyarlanmıştır. Pagan dinleri, tanrıları ve efsaneleri, Mesih teması etrafında birleştirilmiştir. Benim kanıtlarım bu sonuca götürüyor. Bu durumun iyice sorgulanması gerekli. Ben demiyorum ki bunu İlluminati yaptı. Hayır kardeşim bunu İlluminati zihniyeti böyle yaptı diyorum. Bu durumda neden islam dini sorusunun cevabıda ortaya çıkıyor.

Fakat sanmayın ki İslâmiyetin içerisine yamanmaya çalışılan ve İslâmiyetide bu tarz bozuk bir din şekline sokmaya çalışan insanlar yok. Her dönem böyle çalışmalar oldu ve olacak. Mesela kendi şeyhine şıhına Allah'a karşı aracılık ettirmeye çalışan insanlar günümüzde gırla gidiyor ve dikkatle üzerinde duruyorum böyle insanlar bu tarz davranışlarından vazgeçmezlerse sonları hüsran olacak veya sen Kur'an-ı anlamazsın diyen ancak şu şıh sayesinde anlarsın diyen insanlarda bu zihniyetin ürünüdürler. Allah tarihin her döneminde dini yanlızca kendisine has kılarak ibadet etmeyi emretmiştir. Bunun aracısı-günah bağışlayıcısı olmaz. Hadi eyvallah...  

ANTÍ ÍLLUMÍNATÍHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin