hyungunun dudakları kadar güzel dudakların varsa evimin adresini biliyorsun
jeongguk: neden
taehyung: niye bu kadar geç cevap verdin
jeongguk: neden taehyung
taehyung: bir nedeni yok
güzel görünüyordu ve öptüm
jeongguk: aferin sana
bir daha öpecek misin?
taehyung: neden olmasın
jeongguk: bir daha olduğunda yine bana haber verecek misin?
taehyung: soruların nereye doğru gidiyor?
jeongguk: her öptüğünde bana yazacak mısın diye merak ediyorum sadece
seni reddettim diye böyle oyunlar oynuyor olman çok çocukça taehyung
sonuçta sana geri dönen benim değil mi
kırılan egonu böyle düşünerek okşamak yerine neden bunlarla uğraşıyorsun?
taehyung: sana geldiğimde beni reddetme şeklin hoş değildi jeongguk
jeongguk: o zamanlar iyi bir dönemde değildim ve sen de bana hiç güven vermiyordun
taehyung: bu mu bahanen?
jeongguk: ne duymak istiyorsun
taehyung: gerçek bir şeyler
jeongguk: inanıp inanmamak sana kalmış uğraşmayacağım
ama beni herhangi bir şekilde yaralamak istiyorsan sadece beni kullan
etrafımdakileri buna karıştırma
taehyung: oyun oynamıyorum jeongguk tamamen dürüstüm
jimin'in dudakları o an gerçekten öpülesiydi ve öptüm
beni reddettiğinde aşık bir şekilde gelmemiştim sana sadece diğerleri gibi ben de seni tanımak istedim ama bir aşık olsaydım herkesin içinde beni eziklemen sanırım daha ağrıma giderdi
belki de bu yüzden sana bu kadar öfkeliyim
ama yaptığım her eylemi kendine bağlama
o kadar da önemli değilsin görüldü
jeongguk kalbine aniden inen ağrıyla oturduğu yerden kalkıp penceresini açtı. yüzüne vuran keskin soğuk bile onu rahatlatmadı. okuduğu mesajların canını bu kadar sıkması anlamsızdı. taehyung'u beğeniyordu, ona duygular beslemiyordu. o zaman neden gönderdiği her mesajda kalbi sanki daha önce hiç kırılmamış gibi en güçlü şekilde sarsılmıştı ki?
"ne oluyor ya..." yatağının üzerinde titreyen telefonuna baktı, arka arkaya gelen mesajlar vardı. bakmak istemiyordu. taehyung'un yapmaya çalıştığı şeyde başarılı olması onu bir nevi şok etmişti. gelen yeni mesajları okuyup iyice boşluğa düşmek korktuğu bir şeydi. defalarca kez düşmüştü, şimdi toparlanmışken bir yenisi için hazır değildi.
bu kez telefonu çalmaya başladığında yatağına yaklaştı. arayan dans grubundan bir kızdı, yakın değillerdi ama grupla ilgili herhangi bir gelişme olduğunda jeongguk'a haber veren ilk kişiydi.
aklını dağıtmak için aramayı yanıtladı. "efendim noona?"
"bugün kulübe gelmedin, merak ettim seni."
"dünden sonra başımı yastıktan kaldıramadım," diye mırıldandı. "yeni bir şey var mı?"
"hm. akşam hongdae'de bir karşılaşma yapılacak, hepimiz gidiyoruz. grupta bir sen cevap vermedin." mesajlar demek ki taehyung'tan değildi. "gelecek misin?"
"saat kaçta?"
"onda." duş alması için daha zamanı vardı.
"gelirim, haber verdiğin için sağ ol noona."
"rica ederim. şey- jeongguk?"
"hm?"
"seni almamı ister misin? bir süredir motor kullanmıyorsun ve jimin oppa seni bırakıyordu. belki motorun-"
"iyi olur," sözünü kesti, uzatmak istemiyordu. "o zaman dokuz buçuk gibi bana gelirsin. sana konumu atarım şimdi."
"pekala. görüşürüz."
‽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.